The Most/Recent Articles

yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bil ki Hayat Virâne Yorumu İlyas Barut

İlyas Bulut'un Bil Ki Hayat Virâne romanını okuduğunuzda, yazarın ilk romanı olduğuna inanmayacak, başka romanları var mı diye kitapçıları dolaşacaksınız.
Bil ki Hayat Virâne, İlyas Barut
Deniz kenarında bir şehirde genç bir kızın intiharı.. Buna inanmayan bir baba.. Ve babanın yakın arkadaşı emniyetten malulen emekli olmuş polis memuru Nusret Çakmak. Kendi hayatı çalkantılarla dolu olan Nusret, eşini kaybetmiş, çocuklarıyla arası iyi değil.. Kendini alkolle oyalarken, bu  genç kızın ölümünü incelemeye başlar. İnceledikçe birbirinden farklı insanların hayatlarına da tanık olur. Ve ortaya başka cinayetler de çıkar.
Benim de yakından tanıdığım bir şehrin ve çevresinin dokusunu ve insanlarını anlatırken, benim romana kapılıp sürüklenmem hiç zor olmadı. Siz tanıyabilecek misiniz bu şehri bilemiyorum, belki buraya hiç uğramadınız..Ama burası zaten sizin şehriniz. Yabancılık çekmezsiniz.
Roman mı?..Ona balıklama dalacaksınız zaten.. Yazarın ilk romanı olduğuna inanmayacak, başka romanları var mı diye kitapçıları dolaşacaksınız.
Yazar İlyas Barut Hakkında


1969 Bandırma doğumlu. 2001 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema-TV bölümünden mezun oldu. 2005 yılında başladığı kukla tiyatrosu çalışmalarını devam ettiriyor. Bil ki Hayat Virâne (İletişim Yayınları, 2014) adlı bir kitabı bulunmaktadır.

BİL Kİ HAYAT VİRÂNE
İlyas BARUT
İletişim Yayınları
236 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan Bandırma Gezi 

Yayıncılıkta Ses Teknolojisi ve Mikrofonlar Yorumu Cihan Işıkhan

Prof. Dr. Cihan Işıkhan'ın Yayıncılıkta Ses Teknolojisi ve Mikrofonlar kitabı sektörün içinde olanlar, konuyla ilgilenenler ve bu konularda eğitim almak isteyen gençler için özenle hazırlanmış bir kaynak.
Yayıncılıkta Ses Teknolojisi ve Mikrofonlar Cihan Işıkhan
Yayıncılık dendiğinde aklımıza sadece görüntü yayını gelir. Çünkü televizyon ve sinema gibi görüntülü yayınlar artık yaşamlarımızın olmazsa olmazlarıdır, her nedense. Onları belki de biraz gereğinden fazla yaşamlarımıza aldık. Fakat bir de radyo yayıncılığı vardır, yani sesin iletimi. Aslında görüntülü yayınlarda da bu ses iletimi vardır ve bunlar ayrılmaz birer parçadır.
İşte bu kaynak kitapta, yayıncılıkta kullanılan ses teknolojisi hakkında her şeyi bulabilirsiniz. Sesin nasıl oluştuğundan, dijital ortama nasıl aktarıldığına; sağlıklı bir sinyal akışı sağlamak için kullanılan donanım ve bunların bağlantılarından, sürekli gelişen IT sistemlere; dijital kurgunun ilkelerinden, ileri düzey yazılım ve işlemcilerin kullanımlarına dek pek çok konu ele alınıyor. 

Ayrıca mikrofonlar ile ilgili bir bölüm var. Tarihteki değişim ve dönüşümleri, dijital teknoloji içine nasıl entegre oldukları ve geliştirilen yeni tekniklerle kullanım alanlarını ve biçimlerini nasıl çeşitlendirdiklerini, tüm gerekli ayrıntılarla ve ses teknolojisine yabancı olan birinin bile kolayca anlayabileceği bir dille anlatılmış.
Sektörün içinde olanlar, konuyla ilgilenenler ve bu konularda eğitim almak isteyen gençler için özenle hazırlanmış bir kaynak
YAYINCILIKTA SES TEKNOLOJİSİ VE MİKROFONLAR
Prof.Dr. Cihan IŞIKHAN
Görünmez Adam Yayıncılık
320 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan Bandırma Gezi 

İster MOR İster Mavi Yorumu - Canan Tan

Varoşların Feministi Kayserili Gülizar, Siyasete yönelen Dolandırıcı Cımbız Şakir, patronunun sevgilisini takiple dedektifliğe başlayan gazeteci, parası yetmeyince kiralık kurban alan vatandaş. Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk ve tek kadın mizah yazarı Canan Tan'ın İster MOR İster MAVİ isimli Mizah Öyküleri kitabını sizler için değerlendirdik. 
Canan Tan'ın İster MOR İster Mavi isimli mizah öyküleri kitabının Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer bulunduğunu öğrenince okumak istedim. Canan Tan, bu kitabıyla Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk ve tek kadın mizah yazarı unvanını kazanmış. Kitaba ismini veren İster Mor İster Mavi ve Varoşların Feministi gibi birkaç öykü dışında, öykülerin geneli büyük bir ustalıkla sanki bir erkek kalemiyle yazılmış izlenimi veriyor. 
Kiralık Kurban, Dedektiflik Bürosu, Hızar Gibi Çocuk, Nazım Hikmet'in Soyadı, Gazeteci Dediğin Biraz Yırtıcı Olmalı, Etliye Sütlüye Karışmadan, Gazetekolik, Yönetici Adayı Osman, Cımbız Şako, Temizlik suçlusu, Örgüt Şifresi, İki Ayaklı Hayvanlar isimli öykülerinde yer aldığı kitapta beni en çok "Hızar Gibi Çocuk" taki Hızar'ın, komşusu Muhittin Amcasıyla ondan yaşça hayli küçük olan Nilgün ablasına emaneten bırakılmasıyla oluşan diyaloglar güldürdü. Gazetecilik geçmişimden dolayı, fakülteden yeni mezun olmuş genç ve idealist bir gazetecinin, ses getiren haberler, yazı dizileri yazmak isterken gurme olma hikayesi ve gurmeliği bırakmak istediğini belirten son yazısı bir hayli dikkat çekiciydi. Cımbız Şako hikayesinde ise günümüz siyaset sisteminin işleyiş sistemine esprili bir dille eleştiri getirilmiş.

Mizah öyküleri kitabında "İster Mor İster Mavi" hikayesini pek beğenmediğim için (kadın naifliği ve düşüncesiyle mükemmel bir isim olabilir, bu düşüncem erkek bakış açısıyladır) başka bir öykünün adı yada daha genel bir isim kitaba daha çok yakışabilirdi.
Yüzde doksanını gülerek ve eğlenerek okuduğum Canan Tan'ın bu kitabına 5 üzerinden 5 yıldız veriyor ve onun deyimiyle Alın, okuyun, Pişman Olmazsınız sözleriyle yazımı sonlandırıyorum...
İster MOR İster MAVİ
Canan TAN
DR
122 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN

Farsça Dilbilgisi(Orta) Kitap Yorumu A.Jabbari

Farsça merakınız devam ediyor ve Dr. Ahmad Jabbari'nin giriş düzeyinde ki Farsça Dil Bilgisi Kitabı yeterli gelmediyse yeterli olgunluğa eriştiniz demektir. 
Başlangıç seviyesinde ki kitabı zorlanmadan bitirdiyseniz yazarın Pelikan Yayınlarından yayınlanan Farsça Dil Bilgisi Orta Düzey kitabıyla çalışmalarınıza devam etmenizi öneriyorum.
Türk öğrenciler için orta düzeyde hazırlanmış kitapta Metin, Gramer, Konuşma Dili, Çalışmalar, Şiir ve Test yer alıyor. Giriş düzeyindeki kitaba nazaran içeriği biraz daha yoğunlaştırılmış eseri farsçanızı geliştirmeniz açısından tavsiye ediyorum.
Farsça diliyle ilgili hiçbir bilginiz yok ve bu dili öğrenmek istiyorsanız mutlaka bu kitapla işe başlamalısınız. Bu kitaptan sonra çalışmanıza 
Farsça Dilbilgisi Kitabı, Dr. Ahmad Jabbari
Farsça Dilbilgisi Kitabı, Dr. Ahmad Jabbari
Farsça Dil Bilgisi 
Türk Öğrencilere Özel
(ORTA DÜZEY)
Dr. Ahmad Jabbari
Pelikan Yayıncılık
230 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN

Farsça Dil Bilgisi Kitap Yorumu Ahmad Jabbari

Kuranı Kerim okuma bilginiz varsa üzerine birkaç harf daha ekleyerek Farsça Alfabeyi kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Farsçayı öğrenirken Türkçe ile ortak kelimeleri gördükçe şaşıracaksınız.
Birkaç kelime Farsça bilgimizle İran'ı kuzeyden güneye rahatlıkla dolaştıktan sonra 2 haftalık seyahatimizin ardında yüzlerce kelime ve cümleyle Türkiye'ye geri dönmüştük. Farsça dilinin Türkçe ile binlerce kelime benzerliğini yerinde gördükten sonra hiçbir amacım olmadan, sadece merakten Farsça öğrenme kararı aldım.
Dr. Ahmad Jabbari'nin Farsça Dil Bilgisi Kitabı Türk öğrenciler için giriş düzeyinde hazırlanmış çok başarılı bir eser. Geçmişten Kuranı Kerim okuma bilginiz varsa üzerine birkaç harf daha ekleyerek Farsça Alfabeyi kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
Kitapta Cümleler ile ilgili temel konular, Mastar, kökler, Zamanlar,Kipler, Türkçe okunuşu ve anlatımıyla çok sade bir dille sunuluyor. Kitabın sonundaki testler ve sözlük öğrendiklerinizi pekiştirmenize yardımcı olacaktır.
Farsça diliyle ilgili hiçbir bilginiz yok ve bu dili öğrenmek istiyorsanız mutlaka bu kitapla işe başlamalısınız. Bu kitaptan sonra çalışmanıza Farsça Dil Bilgisi Orta Düzey (Pelikan Yayınları) kitabıyla devam edebilirsiniz.
Farsça Dil Bilgisi Kitabı, Dr. Ahmad Jabbari
Farsça Dil Bilgisi Kitabı, Dr. Ahmad Jabbari
Farsça Dil Bilgisi 
Türk Öğrencilere Özel
(TEMEL DÜZEYİ)
Dr. Ahmad Jabbari
Siyasal Kitabevi
267 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN

Kardeşimin Hikayesi Kitap Yorumu Livaneli

Kardeşimin Hikayesi, emekli mühendis Ahmet Arslan'ın kardeşi Mehmet Arslan'ın Beyaz Rusya'nın Borisov şehrinde ki Olga'la yaşadığı aşkın ve Podimo köyünde ki Arzu Kahraman cinayetinin sırlarının iç içe verildiği sürükleyici bir aşk romanı.
İstanbul'dan uzakta sakin bir yaşam sürmek isteyen Ahmet Arslan, kendine sakin bir yerleşke ararken Karadeniz kıyısında İstanbul'a iki saat mesafedeki Podimo köyünü keşfeder ve buraya yerleşir. Podimo (Binkılıç Beldesi Yalı Köyü)' nün sakinliğinde ansızın işlenen Arzu Kahraman'ın cinayetiyle köye gelen meraklı, genç ve bir o kadar da güzel gazeteci kızı meraklanmasını sağlayarak cinayetle ilgili bildiklerini, şüphelerini anlatmaya başlar.
Genç Gazeteci Pelin Soysal, köye asıl geliş amacı olan Arzu Kahraman cinayeti araştırmasını unutup emekli mühendis Ahmet Arslan'ın kardeşi Mehmet Arslan'ın Beyaz Rusya'nın Borisov şehrinde Olga'yla  yaşadığı aşk hikayesini günlerce dinler.
Romanı okurken bir yandan Arzu Kahraman'ı kimin öldürdüğünü merak ederken, diğer yandan da Mehmet Arslan'ın Olga'ya olan kara sevdasını ve kavuşup kavuşmadıklarını merak ediyorsunuz. Yazar yaklaşık onar sayfa bölümlerle Arzu ve Mehmet'in hikayelerine dönüş yapıyor. Her seferinde Arzu'nun katilini öğreneceğinizi sanıyorsunuz ama olay yarıda kesilip kardeşi Mehmet'in hikayesine geçiliyor. Tam Mehmet'in Olga'ya olan aşk hikayesi tamamlanacak derken hikayenin tadı damağınızda kalıyor ve tekrar Arzu cinayetiyle ilgili detaylara geçiliyor. Yazar arka kapak yazısında romanı "Karasevda (aşk), bir uçurumun kıyısında gözü bağlı yürümektir" sözüyle özetliyor ve detaya girmiyor. Hikaye o kadar güzel işlenmiş ki kitabı bir günde kolaylıkla bitirebilirsiniz. Kardeşimin hikayesi, Zülfü Livaneli'nin Serenad romanından sonra beğendiğim en güzel romanlarından birisiydi, o yüzden puan olarak beş üzerinden yıldızlı beş alıyor. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Kardeşimin hikayesi romanından alıntı birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum;

Zenginlik insana ait bir özellik değil" diyorum."Para insanın doğal bir parçası değil; kaybolabilir, çalınabilir, soyut bir kavram, birtakım sıfılar... Zaten hayatta anlamlı olan değerler parayla sahip olunamayanlar. Kitap, çalışacak insan, eşya alabilirsin; ama bunlar bilginin, dostluğun, paylaşma duygusunun yerini tutamaz. Oysa zengin aptallar paranın çok önemli olduğunu sanıyorlar, bu yüzden de servetlerinin kendilerine ruhsal bir ayrıcalık, özel bir mutluluk getirmesini bekliyorlar. Bu mümkün olmayınca, içleri de boş olduğu için can sıkıntısı başlıyor. Konuşacak bir şeyleri olmadığı için tavla, kağıt oyunu falan oynayarak tahammül edebiliyorlar bu hayata ve birbirlerine. Veya işkolik oluyorlar, sanki kıtlık koşullarından kurtulmaları gerekiyormuş gibi işlere dalıyorlar. Onların yerinde olsam intihar ederdim.
Bazı kelebek türlerinin bir günlük ömrü, hücre bölünmesinin hızlı olmasından dolayı, insanın 80 yılına denktir. bu durumda 70 yaşında ölen bir insan mı daha uzun yaşar, 25. saatini gören bir kelebek mi?

Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama çoğunun ruhu bedeninden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz.
İşte anahtar kelime bu; hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşamda olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez. İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olanıdır. Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimi değiştirmiş olur, aklını değil.
Biz istesek bile seni yiyemeyiz, çünkü hepimiz ot yiyen hayvanlarız. Siz insanlar, et yiyen vahşi yaratıkları, kurtları, çakalları yemiyorsunuz. Onlar sizin kardeşleriniz. Niye bizim gibi kimseye zararı olmayan, sadece otla beslenen hayvanları yiyorsunuz da et yiyenlere dokunmuyorsunuz? Aranızda bir anlaşma mı var? Avcı avcıya ilişmiyor mu? Kurt, çakal, kaplan, köpek, kedi niçin sofranıza gelmiyor?
Kardeşimin Hikayesi
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap
324 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN

Arafat'ta Bir Çocuk Kitabı Yorumu

Zülfü Livaneli okumaya başlayacaksınız bu kitapla başlamamanızı tavsiye ederim, okumanız gereken ilk kitap bence Seranad.
Zülfü Livaneli'nin kitaplarının da olduğunu duyduğumda çok heyecanlamıştım. Livaneli kitaplarını okumaya Arafat'ta Bir Çocuk ile başlamanın bir hata olduğunu sonrasında okuduğum Serenad, Leyla'nın Evi ve Kardeşimin Hikayesi'ni okuduktan sonra anladım. Zülfü Livaneli okumaya başlayacaksınız bu kitapla başlamamanızı tavsiye ederim, okumanız gereken ilk kitap bence Seranad.
Kitabın konusuna gelecek olursak, Türkiye'nin Avrupa macerasının başladığı 1960'lardan ve 12 Mart 1971'den bu yana işçi ya da siyasi mülteci olarak Avrupa ülkelerine savrulan Türklerin (yer yer solcuların, koministlerin), yaşadığı sıkıntılar karamsarlıkla işleniyor. Kitapta mutsuz, hayal kırıklığına uğramış aldatılmış sıradan insanların sıradan günlerinden kesitlerin sunulduğu kısa hikayelere yer veriliyor.
Sıradan insanların hikayeleri çok ilgi çekici gelmedi, karamsarlık üzerine kurulu hikayelerin yer aldığı kitaba ve yazara saygısızlık olmasın diye sonuna kadar sabırla okudum. Livaneli'nin yazarlığa adımını ilk attığı dönemdeki eseri olduğunu düşünerek hikayelerde derinliği veremediğini düşüncesi oluştu. 
Boynuna nenesinin astığı mavi gözboncuğuna eliyle dokundu. Mavi gözlere karşı koruyacaktı onu. Unutmamıştı nerede olduğunu, ama çevresinde olup bitenlerden kopmuştu. Aydınlık bir gülümseme yayılmıştı yüzüne. Neredeyse kaşlarının üstünden başlıyordu saçları. Kıvrım kıvrım, güçlü, kapkara saçlardı. Gözleri de her şeye, her zaman şaşarak bakıyormuş gibi kocaman ve parlaktılar. Çoğu zaman, hele soğukta nemli gibi dururlardı.
Zülfü Livaneli
Arafat'ta Bir Çocuk 
Doğan Kitap
Sayfa 156
Puan
★★