
Elazığ Kitap Fuarına hoş geldiniz hocam.
Merhaba, kadim kültürün başkenti Gakkoşlar diyarı Elazağ’ımıza kitap fuarında bulunmaktan onur duyuyorum.
Yazmaya ne zaman başladınız, ilk eseriniz ne zaman yayınlandı?
Sinan Yağmur olarak ilk kitabı 2004 yılında Hz. Mevlana’nın hayatıyla ilgili kamuoyuna yanlış bilgilerin, bazı yönlendirmelerin olması nedeniyle buna bir tepki olarak yirmi yıllık bir araştırmanın sonucu olan Hz. Mevlana Tennure ve Ateş isimli kitap yayınladık. O kitaptan sonra eğitime yönelik özellikle gençliğe kitap sevdirmeyi ve gençliği kitapla buluşturmak amaçlı kitaplardı. Ama kamuoyu bizi 2010 yılında yayınlanan Aşkın Gözyaşları, Şems ve diğer kitaplarımızla tanıdı.
Sizi yazmaya yönlendiren sebepler nelerdir?
Bir eğitimci olarak insanları ve içindeki dertleri bizimde dert edinmemiz gerekiyor. Her insan bir hikayedir. Kimisi yazılmamış, kimisi yazılmış anlaşılmamış, kimisi okunmamış. Bizlerde kalemin ve kağıdın aracılığıyla insanların hissedip ama farkına varamadıkları duyguları fark ettirmek adına insanı ve insanlığı dert edinmek özellikle ve özellikle manevi arayışta olan insanlara maneviyatın yollarını kolaydan gösterebilmek amacıyla yazmaya niyetlendim. Bu anlamda da birçok eseri okuyucuyla buluşturdum.
Hüzün Yanığı 1 özellikle gençlerimizin tasavvuf alanına çekilmesi, tasavvufu bir öcü görmemesi, korkmaması açısından gençlerin ilgilendiği beşeri aşkı veya dünyalarında ki o hayallerinde ki düşüncelerinde ki aşkı yazmayı düşündüm. Kapadokya’da geçen bir aşk hikayesiydi. O kitap iki aşamalıydı. Birincisini beşeri aşk hikayesi, ayrılıklar, üzüntüler ve beşeri aşkta yaşanan birçok o çeşitli birbiriyle çelişkili olan duyguları bu kitabımızda yazdıktan sonra kitabı öyle bir noktada bitirdik ki sanki bu kitabın devamı geliyor, bu kitap yarım kalmış, bir yerden kesilmiş izlenimi vererek Hüzün Yanığı 2 kitabımız yine Kapadokya’da kaldığımız yerden devam ediyor. Bu sefer gazeteci Cem’in bugün arayışta olan veya neyi niçin istediklerini öğrenmek isteyen kişilere bir ayna tutabilmek amacıyla Cem’in şahsında bütün insanları bu arayışa yönlendirmek. Cem Avanos’tan Tarsus’a gidecek. Ashabı Keyfi öğrenecek ve o mağarada uyuyan yedi gencin ve Kıtmir isimli köpeğin bize bugünkü güncel sorunlarımıza, sıkıntılarımıza karşı nasıl bir çözüm olması gerektiğini gösterecek. Bu anlamda iki kitap bütünleşti. Ve acıdan manaya, sancıdan kurtuluşa doğru tasavvufun gösterdiği o yolu burada günümüzde ki iki insan karakteriyle gösterdik. Yine Hüzün Yanığı 2’de Halil Hoca diye bir karakterimiz var. Günümüzde insanların kendini yanında huzurla hissettiği mürşit, yaren, dostlar ararız ya. İşte nasıl bir dost bulmalıyız ve ne şekilde bulacağımızı da Halil Hoca gösteriyor. Mihriban isminde hanım karakterimiz var. Bu karakterimizde özellikle hanımlarımızın yaşadığı birçok problemi birçok acıya karşı nerede ve ne şekilde duracağımızı gösteriyor. Hüzün Yanığı 2’nin de imza galasını Kapadokya’da Avanos’ta yapacağız.
![]() | |
|
Sinan Yağmur olarak gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?
Bugüne kadar bütün hayallerimi gerçekleştirdim. İçimde bir plan, bir ukde bir idealim var oda gezemediğim ülkeleri gezmek. Asya ve Latin Amerika ülkelerini gezip bütün dünyayı dolaşmak istiyorum. Avrupa, İslam ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika’nın birçok ülkesine gittim ancak dediğim gibi Latin Amerika ülkelerini gezmek istiyorum. Asya, Endenozya, Singapur, Malezya, Arjantin özellikle Moğolistan’ı görmek istiyorum. Yalnız bir seyyah gibi yeleğimi alıp heybemi de sırtıma yükleyip gezmek istiyorum.
Okuyorum.org olarak sorularımıza verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederiz.
Bütün kitap sevdalısı, kitap aşığı kardeşlerime, Okuyorum.org’da kitap yolunda aydınlanmaya giden kitaba dost olan herkese bol selamlar...
Yorum Gönder