The Most/Recent Articles

kırmızı leylek yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kırmızı leylek yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Beden Dilini Tanı Yorum Kitabından Öğrenebilirsiniz

Tanı yorum kitabı Aydın Adaklı’nın eserleri arasında yer alan ve insanı tanıma konusunda çok detaylı bilgiler veren harika bir eserdir. 

tanı yorum, aydın adaklı, kırmızı leylek yayınları
Aydın Adaklı’nın hazırlayıp yazdığı bu kitap hem konusu hem de içeriği bakımından dikkatle incelenmesi gereken önemli bir eserdir. Bilindiği üzere insanlar arası iletişimde dil en önemli iletişim aracı olsa da bunun yanı sıra beden dili de önemli bir iletişim aracıdır. Konuştuğumuz bir kelimenin anlamını öğrenebilmek için en kolay şekilde bir sözlüğe bakabiliyorken karşımızdaki kişinin beden dilinin ne olduğunu da “tanı yorum” kitabına bakarak hem öğrenme hem de kendimizi geliştirme açısından önem taşımaktadır.

Tokalaşırken; kolunu bedeninden uzaklaştırmadan, elini bel altında tutarak aşağı seviyeden tokalaşan insanlara karşı dikkatli olmak gerekir.

Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıkan eser detaylı bir çalışma ve kaliteli bir baskı olduğu da ayrıca gözlerden kaçmamaktadır. Eserin içeriği bakımından beden dilini okuyucuya yansıtabilmek için 33 bayan ve 33 erkek ayrı ayrı beden dilini gösterir resimlerle destek sağlamıştır. Elbette benim gibi dikkatli bir okurun gözünden kaçmayan bir ayrıntı da (önsözde belirtilmiştir) 33 atasözü ve deyim, 33 adette dipnot kullanılmıştır. Ve son olarak kitap 333 sayfadır. Kitap içeriğinde önemli başlıklardan bazıları şunlardır; Tanıma Sanatı, Jest ve Mimikler, Saldırganlık, Tokalaşma, Karşı Cinsi Çözün, Yüz Okuma, Yazı, İmza, İsim Analizi, 

Küçük Bir Öneri

Eser içeriği ve düzenlemesi gayet profesyonelce hazırlanmış olup dikkatimi çeken 2 husus olmuştur; 1. Dipnotlarda verilen detaylı bilgiye ulaşmayı sağlayan web sayfası uzantısı olmuştur. Bir okur olarak o uzantıların yanına karekod da eklenmesini öneriyorum. Çünkü o uzantıları tek tek yazmaktansa karekod ile ilgili sayfaya anında ulaşıla bilinir. 2. İse geriye dönük sayfalarla bilgi pekiştirilmesi sağlanan sayfa belirtimi sayfa 210’dan itibaren yazılmamış. Birçok geriye dönük pekiştirme belirteci sayfa numarası olmadan eklenmiş.

Veysel Altunbay / Edebikitap.com

SMA HASTASI KAAN EFE İÇİN KİTAPLARINI BAĞIŞLADI

Bergama Belediyesi tarafından Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kitap Günleri anlamlı bir bağışla başladı.

bergama kitap günleri, malik yavaş, kırmızı leylek yayınları

Bergama Kitap Günleri'ne katılan Kırmızı Leylek Yayınları Yazarı Malik Yavaş SMA hastası Kaan Efe için kitaplarını bağışladı. Yazar Malik Yavaş gün boyunca yardım amacıyla bağışladığı kitaplarını okurları için imzaladı. 3 Nisan'a kadar devam edecek kitap günlerine 50 yayınevi, 30 yazar katılıyor. Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, tüm Bergama ve çevre ilçelere seslenerek, “Herkesi kitap günlerine gezmeye, istedikleri kitapları almaya ve gönüllerince okumaya davet ediyorum” dedi. Sabah 10'dan akşam 22'ye kadar süren etkinliklere tüm vatandaşların davetli olduğu bildirildi.

bergama kitap günleri, malik yavaş, kırmızı leylek yayınları
Bergama Kitap Günleri

Majer Mayer ve Kara Timsah Hem Düşündürdü Hem Güldürdü

Majer Mayer, kendi halinde münzevi bir hayatı olan ve yalnız yaşayan birisidir. Tek arkadaşı evdeki arada bir bozulan radyosudur.  Sürekli zincir atan eski bir bisikletiyle işine gidip gelen ve hayatı bu şekilde devam eden orta halli bir adamdır.

Majer Mayer ve Kara Timsah,gürkan kadıoğlu, Kırmızı Leylek Yayınları,

Majer iş yerinden birkaç günlük izin alıp yalnız başına kamp yapmak için ıssız bir yere gider. Majer sabah olup çadırında gözünü açtığında bütün yiyeceklerinin yenildiğini fark eder. Başucunda duran bıçağına dokunulmamış kendisine de zarar verilmemiş ama bütün yiyeceklerini birisi yemiştir. Peki kim kendisine zarar vermeden yemiş olabilirdi ki? Majer’in şaşkın haline birisi gülüyordu. Majer bu gülen kişinin kim olduğunu merak ediyor, görmediği bu canlıya kendince saldırıyordu. Bu gülen ve yiyeceklerini çalan derenin içinden çıkıp gelen bir timsahtı. Bu timsah hem konuşuyor hem de dalga geçebiliyordu. Kısa bir şaşkınlık sonrası Majer kendini toparladı. Timsah olan biten her şeyi anlattıktan sonra Majer’e kendisini de evine götürmesini söyledi. Böylelikle iki arkadaş Majer’in dairesine doğru yola çıktılar. 

Şehirde büyük bir kargaşa ve kaos hakimdi. İnsanlar durduk yere öldürülüyor ve ortalık ne olduğu belli olmayan kişilerle doluydu. Üstüne üstlük tam da böyle bir ortamda şehrin içinde bir timsah vardı. Majer arkadaşı Kara Timsah için çöplüklerden yemek aramaya gittiği bir esnada Kara Timsah’ta Majer’in evi için televizyon almaya gitmişti.  Majer eve geldiğinde dev ekranlı televizyonu görünce şaşırmıştı.

Şehirde kara çizmeli adamlar her yeri yakıp yıkıyor, iktidar olabildiğince halka karşı baskılarını sürdürüyordu. Orta halli adam Majer ve her şeye burnunu sokan Kara Timsah bir şekilde bu kaosun içine girmişti. Artık başları büyük bir belaya bulaşmış ve şehrin başkanı Altındiş’i bulmak ve onu durdurmak için büyük bir maceraya girmişlerdi. Nitekim bulmuşlardı da… Fakat Altındiş kendisinin de kullanıldığını söyleyerek iki arkadaşın gözü önünde intihar etmişti. Majer ve timsah bir de başkanı öldürmekle suçlanacaklardı ve iyice çıkmaza girmişlerdi.

Kitabın geniş özetini yazmak yerine kısa tanıtımını yapmak daha uygun olacağı için kitap hakkındaki yorumuma geçmek istiyorum; Gürkan Kadıoğlu’nun 3. Kitabı olan “Majer Mayer ve Kara Timsah” müthiş bir anlatıma, olay örgüsü ve senaryoya sahip. Baştan sona sıkılmadan okuyacağınız ve özellikle Kara Timsah’ı içselleştirerek çok seveceğiniz bir hikayeye sahip.

Gürkan Kadıoğlu’nun distopik ve politik kurgu olarak kaleme aldığı bu eser birçok mesajı da içinde barındırmaktadır. Halkların ezilmişliklerinden duyduğu memnuniyet karşısında onları uyandırmak isteyenleri suçlaması galiba sosyolojik bir travma olsa gerek.

Majer Mayer ve Kara Timsah elbette George Orwell 1984 kitabına benziyor olsa da şunu da belirtmeliyim ki 1984 ile bu kitabın tadı aynı değil. Mesela Majer Mayer ve Kara Timsah beni hem düşündürdü hem güldürdü hem de sürükleyiciliği ile bambaşka bir yere götürdü. O yüzden iki kitabı benzetenler olacaksa aradaki farkı da belirtmem uygun olacaktır. Ayrıca kitabın birçok bölümünde “Kaçış Yok (2015)” filminden de benzerlikler gördüm.

Veysel Altunbay / Edebikitap.com

MÜLTECİ KIRMIZI LEYLEK'TEN ÇIKTI

Yazar Gündoğdu Yıldırım’ın Mülteci isimli yedinci kitabı Kırmızı Leylek Yayınları’ndan çıktı.

gündoğdu yıldırım, mülteci

Gündoğdu Yıldırım’ın Türküler Susmaz, Şevket ve Ben, Arap Kızı, Tipi, Bir Başka Köşeden ve Sultan kitaplarının ardından Mülteci isimli romanı raflardaki yerini aldı. Dini sebeplerden ötürü ülkesini terk etmek zorunda kalan bir ailenin gerçek yaşam hikâyesinin anlatıldığı romanda özgürlük ve demokrasinin insan yaşamı için önemi aktarılırken herkesin bir mülteci adayı olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Mülteci romanı arka kapak yazısında “Dini sebeplerden ötürü ülkesini terk etmek zorunda kalan bir ailenin gerçek yaşam hikâyesini tüm gerçekliğiyle okumaya hazır mısınız? İran’da yaşayan Pervane, Bahai bir anne ve Şii bir babanın çocuğudur. Bahai inançlarından dolayı doğup büyüdüğü ülke, ailesi için yaşanmaz bir hal almıştır. Kanada’da yeni bir yaşam kurma ümidiyle zor bir yolculuğa çıkarlar. Yolculuğun ilk adımı olarak Türkiye’ye geçici sığınma talebinde bulunurlar. Hayallerindeki Türkiye’den çok farklı bir ülkeyle karşılaşacaklarından habersizlerdir. 15 Temmuz darbe girişimi, toplum baskısı, dışlanma, tecavüz girişimi derken birçok zorluklarla karşılaşırlar. Birbirine sımsıkı tutulmuş olan bu aileyi kıtalar ve yıllar ayırsa da yarınlar için her zaman umutları vardır…” cümleleriyle okurun dikkatini çekiyor. 


ÖYKÜ PALAS KIRMIZI LEYLEK’TEN ÇIKTI

Yazar Murat Orçan’ın 19 derin öyküden oluşan kitabı Kırmızı Leylek Yayınları’ndan çıktı.

Öykü Palas, Murat Orçan, Kırmızı Leylek Yayınları
Öykü Palas, Murat Orçan, Kırmızı Leylek Yayınları
Öykü Palas, yazar Murat Orçan'ın yayımlanan üçüncü eseri. Savaşın Şafağında Aşk ve Kuşkonmaz romanlarından sonra içinde yaşayan 19 derin hikâyeyi gün yüzüne çıkarıyor. Birer şiir gibi dökülüyor kelimeler ancak öykünün keskin gücünü arkasına alarak ulaşıyor okura. Zamanın, mekânın ve bağlayıcı unsurların hepsini yok sayarak anlatıyor derdini yazar bu öykülerde. Kimi zaman yalnızlığa dem vuruyor kimi zaman ise bir savaş mağdurunun hislerine tercüman oluyor. 

Bu kitap bir taşra kentinin hüzünlü motelinde geçer. Her öykü bir odasında kalan konukları anlatır. Bu motelin resepsiyonunda siz varsınız. Her öyküye şahit, her yaşama ortak olmak için.

Zamanı olmayan hikâyeler bunlar. Yaşanması olası, çoğu hayata tutunmuş öyküler. Bazen bir lokantanın basık bulaşıkhanesidir bu dünya, bazen de eski bir bağ evinin kadim ağacı. Yaşlı, genç, soğuk, sıcak, hep bizim bağrımızı delen sözleri vardır. Yaşanmışlıklar ne kadar değerliyse o kadar değerli, elini tuttuğumuz kişinin avucumuzdaki son sıcaklığı gibi sonsuz. Kimi zaman bir kısrak gibi koşan ömrümüzde bir duraksama, bir nefeslik serinlikle gözlerimizi kapatabileceğimiz boşluklar, kelimelerle bir araya geldi.

Yazar Murat Orçan
Yazar Murat Orçan

MURAT ORÇAN HAKKINDA

03.03 1986 tarihinde Kahramanmaraş’ta doğdu. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Pazarlama Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu. 2009 yılından beri bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışmakta. Edebiyata ilgisi tiyatro ile başladı. Tiyatro ile 2003 yılından beri aktif olarak ilgilenmekte. Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay’da özel gruplarda ve şehir tiyatrolarında görev aldı.

Tiyatro yaptığı dönemde edebiyata olan ilgisi arttı. Okuduğu ve oynadığı oyunlarda, karakterleri tahlil etme ve yorumlama fırsatı oldu. Birçok kurs ve atölye çalışmasına katılarak kendini geliştirmeye çalıştı. Radyo ve TV’de bazı projelerde yer aldı.

Eserleri: Savaşın Şafağında Aşk 2016 Roman, Kuşkonmaz 2018 Roman, Öykü Palas 2021 Öyküler, Aşk-ı Mevzu – Tiyatro Oyunu, Ayna Kırıldığında Tiyatro Oyunu.

Eğitimci-Yazar Rıfat Fırat'tan Uzaktan Eğitim Öyküleri

Eğitimci-Yazar Rıfat Fırat'ın kaleme aldığı Bugün Canlı Ders Var mı Hocam isimli kitap çok yakında raflardaki yerini alıyor.

Bugün Canlı Ders Var mı Hocam, Rıfat Fırat
Bugün Canlı Ders Var mı Hocam, Rıfat Fırat

Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıkacak olan eserde Uzaktan Eğitim öyküleri yer alıyor. Koronavirüs salgını nedeniyle okullarda bir süredir yüz yüze ders yapılamadı. Daha önce bilmediğimiz bir kavramla tanıştık. Uzaktan eğitim anlayışı hayatımıza girdi. Yaşanan benzersiz süreçte öğrenciler ve öğretmenler farklı tecrübeler edindiler. Bazen komik bazen dramatik, uzaktan eğitim kazaları yaşadılar. Bunların neler olabileceğiyle ilgili tadına doyamayacağınız bir kitap hazırladık. Okumanın bir lüks değil, temel ihtiyaç olduğuna inanan nesiller yetiştirmeliyiz. Her yaştan çocuğun sıkılmadan keyifle okuyacağı, eğitimcilerin bir çırpıda neşeyle okuyup bitireceği, günlük hayatın yorgunluğunu atmak isteyen anne babaların faydalanacağı bu kitabımıza mutlaka bir şans vermelisiniz. 

Kırmızı Edebiyat Bukazin Yakında Raflarda

Kırmızı Edebiyat’ “Sayfalarımızın büyük bir kısmını öykü, yazı ve şiirlerinize tamamen ücretsiz şekilde açtık. Bundan sonra özgün kaleme sahip tüm yazarları aramıza katılmaya davet ediyoruz.” çağrısıyla çok yakında yayın hayatına başlıyor.

Kırmızı Edebiyat Bukazin 01
Kırmızı Edebiyat Bukazin 01
Kırmızı Leylek Yayınları bünyesinde, süreli yayın periyoduyla değil belirsiz zamanlarda kitap formatıyla hazırlanan Kırmızı Edebiyat Bukazin’in ilk sayısında Ali Emre Arvas, Polat Onat, Abdurrahman Fırat, Afi Can, Harun Çolak, Fuat Kurumahmut, İshak Özlü, Hale Yıldız, Gamze Atalay, Murat Çokyiğit, Kadir Bayrak, Asım Arıkan, İsmail Hilal,  Davut Tunçbilek, Abdulkadir Şen, Hüseyin Bölük, Fatma Gümüş Tekin, Veysel Altunbay, Malik Yavaş, Zekeriya Çaka-bey, Enes Osman Aba, Nisanur Çoban, Şeyhmus Sarice, İlknur Öztürk, Muhammed Ali Adıgüzel, Leyla Şahin, İlhan Kılıç,  Yakup Yaşar, Oğuz Özdem, Harun Tınas, İlkay Coşkun, Tuğçe Kaman Aslan, Yüksel Karahan, Mehmet Ersöz, Sude Kaya, İsmail Akdere, Ayşe Paslanmaz, Osman Olcay Yaman, İsrafil Baran, Halime Adıgüzel gibi değerli isimlerin öykü, yazı ve şiirleri yer alıyor.  

Dosya konumuzda Serkan Paydak Bilimkurgunun Babası Jules Verne başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazar Osman Aytekin ise bizlere okuma alışkanlığı üzerine bazı önerilerde bulundu. Ayrıca yazar Mehmet Ali Çatal’ın geçtiğimiz günlerde Sözcü Kitabevi’nden çıkan ve okurların yoğun ilgi gösterdiği 09:06 isimli romanıyla ilgili keyifli bir söyleşi gerçekleştirildi. Kırmızı Edebiyat'ın ilk sayısı şubat ayının sonlarında okuyucu ile buluşacak.

Kanserle Savaşanlar Kulübü Yakında Raflarda

Yazar Ayşe Kavak ve Gazeteci İlhan Kılıç’ın kaleme aldığı KANSERLE SAVAŞANLAR KULÜBÜ çok yakında Kırmızı Leylek Yayınları’ndan çıkıyor.

Kanserle Savaşanlar Kulübü, Ayşe Kavak, İlhan Kılıç, Kırmızı Leylek Yayınları
Kanserle Savaşanlar Kulübü, Ayşe Kavak, İlhan Kılıç, Kırmızı Leylek Yayınları

Elazığ başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çeşitli kanser hastalıklarına yakalanmış saf ve masum çocukların verdiği gerçek yaşam mücadelelerinin anlatıldığı kitapta on beş öykü bulunuyor. 

Yazar Ayşe Kavak, bu eseri kaleme alma amacını kitabın önsözünde “Ben Ayşe Kavak, sizden biriyim. Bir kardeş, bir arkadaş belki de bir büyüğünüzüm. Her şey daha üç yaşına girmemiş oğlumun kanserle tanışmasıyla başladı. Annelik, tedavi döneminde evladımın yanında olup o iyileşsin diye verdiğim mücadelenin adıydı, dik duruşumdu, canımın canının gözlerine bakarken ağlamadan durmaktı. Mücadele etmek anneliğin doğasında vardı. Oğlumun hayatı için tüm gücümle savaştım, sevgiyle kazandığım bu zaferi herkese anlatmak istedim.” cümleleriyle açıklıyor.

Editörlüğünü İsrafil Baran’ın yaptığı kitapta yer alan kanser hastalığı karşısında içleri kan ağlasa da yüzlerine gülen maskelerini takıp tüm zorluklar karşısında dimdik duran, onu yenmek için yıllarca fedakârlık yapan hasta yakınlarının öykülerini okurken sağlığınızın ne kadar değerli olduğunun farkına varacaksınız.

Yazar İlhan Kılıç ise kitaptaki öykülerin gerçek yaşam öyküleri olduğunu, mahremiyet açısından isimlerin ve mekanların değişirildiğini söyledi. Yazar Ayşe Kavak ve İlhan Kılıç’ın Kanserle Savaşanlar Kulübü kitabı Türkiye’nin yanı sıra Almanya’da da satışa sunulacak.


Kırmızı Leylek Yakında Raflarda

kırmızı leylek yayınları, leyla şahin

"Evet, kule konuşuyor sevgili ateş böcekleri beklenen kırmızı leylek havaalanımıza giriş yapmıştır.” Tekrar müzik yükseldi ve daire şeklini almış yanıp yanıp sönen ateş böceklerinin tam ortasına kırmızı bir leylek iniş yaptı. Karanlık bahçemizin böyle harika bir görsellikle renklenmesi bu görüntülere eşlik eden şahane müzik ve Kimya Hocamız Şefik Bey’in yankılanan sesi hepsi rüya gibiydi. Arada rüyamı görüyorum diye anneme ve babama bakıyordum. Onlarda sanki aynı rüyayı görüyormuşuz gibi kocaman açılmış gözleriyle şaşkın şaşkın ve mutlu bakıyorlardı. Bu arada kırmızı leyleğin gagasında bir çıkın vardı. İçinde ışıklar saçılan bir çıkın. Onu ortaya bıraktı ve sonrasında oynaşan ışıklar hızlanan müzik eşliğinde çıkını açtılar. İçinden küçük hediye paketleri çıktı. Işıklar onları bir şekilde taşıyarak hep beraber bize doğru geldiler. Yaklaştıkça büyüyen yeşilimsi yanıp yanıp sönen ışıklar, kırmızı leylek ve çıkınından çıkan küçük paketler daha bir belli oldular ve harikaydılar. 

Kırmızı Leylek Çocuk / Leyla Şahin / Çocuk Romanı / 48 Sayfa

MUCİZE SİZSİNİZ OKUYUCUYLA BULUŞTU

Mucize Sizsiniz, Gamze Atalay, Kırmızı Leylek Yayınları
Mucize Sizsiniz, Gamze Atalay, Kırmızı Leylek Yayınları
Gamze Atalay'ın kaleme aldığı Hayattan Mucize Bekleme Mucize Sizsiniz kitabı okuyucuyla buluştu! 
"Mucize sizsiniz. Sizin yaşadıklarınız ve de yaşattıklarınız. Başka bir yerde aramayın o zaten sizsiniz. Şimdi sessizce gözlerinizi kapatıp elinizi kalbinizin üzerine koyun. Bakın mucize orada atıyor, hayatta kalabilmek için nefes alabilmek için size güzellikleri gösterebilmek için bir kalp atışı bir damla gözyaşı belki içten bir gülümseme. Karşınızdakini cezbeden o bakışlarınız mucize. Sizsiniz mucize, biziz. Dünyaya gelişimiz, var oluşumuz. Birbirinizi sevin, nefret etmeyin. Güzel cümleler kurun, gülümseyin. Her şey bizim için. Her yeni gün, her yeni doğan güneş. Her yeni bulut, her yeni gözyaşı. Yaratılanı sevin yaratandan ötürü. Çünkü ben sizleri çok seviyorum…"
Hayattan Mucize Bekleme Mucize Sizsiniz, Gamze Atalay, Kırmızı Leylek Yayınları

Kapadokyalı Yazar Aytekin’in Mutluluk Rüzgârı kitabı çıktı

Kapadokyalı Yazar Osman Aytekin’in ‘Mutluluk Rüzgârı’ öykü kitabı Kırmızı Leylek yayınlarından çıktı. 
Kapadokyalı Yazar Aytekin’in Mutluluk Rüzgârı kitabı çıktı
Kapadokyalı Yazar Aytekin’in Mutluluk Rüzgârı kitabı çıktı
Değerler eğitimi kapsamında hikâyeler yazan yazar Osman Aytekin ‘Mutluluk Rüzgârı’ isimli kitabında; mutlu bir ailede yetişen Bilge ile sorunlu bir ailenin çocuğu Sinan’ın hayatından kesitler sunuyor. Gazeteci yazar ve ressam Osman Aytekin kitapla ilgili olarak, “hikâye kitaplarımın kahramanları çocuklardır. ‘Mutluluk rüzgârı’ isimli kitabımdaki öykü, bazı hikâyelerimde de olduğu gibi okul, öğrenci, öğretmen ve veliler arasında gelişen olay örgüsüyle biçimlenmektedir. Hikâyelerimde büyükler model olarak alınmakta ve çocukların davranışlarını sevgi, saygı içerisinde şekillenmesine dikkat çekilmektedir.” dedi. Yazarın bu kitapla birlikte deneme, inceleme araştırma, çizgi roman, hikâye, çocuk hikâyeleri, roman olmak üzere on altı kitabı bulunuyor. 
OSMAN AYTEKİN KİMDİR? 
20 Ocak 1959 Derinkuyu (Nevşehir) doğumlu ve Nevşehir Lisesi mezunudur. Emekli Memur. Evli ve üç çocuk babasıdır. İlk yazısı 1984 yılında Yeni Düşünce Gazetesi’nde yayınlandı.  Hikâyeleri antolojilerde yer aldı. Yazı ve desenlerinin yer aldığı bazı dergiler: Türk Edebiyatı, Erciyes, Genç Kardelen; bu dergide bir dönem Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Kültür ve sanat dergilerinden Kültür Ajanda, Yesevi, Erciyes dergilerinde yazmaktadır. Hergün, Ortadoğu, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Gündüz, Milli Gazete’de haftalık köşe yazıları yazdı. Kişisel resim sergileri açtı, karma resim sergilerine katıldı. Kitap kapağı çalışmalarında bulundu. “Osman Aytekin’in Harman Zamanı Adlı Öykü Kitabının İncelenmesi” adıyla lisans bitirme tezi hazırlandı. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Nevşehir Kültür ve Tarih Sempozyumu-2’de (2016)  Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğretim üyelerinin sunduğu “Nevşehirli Ressamlar” tebliğinde hayatı ve çalışmaları da yer aldı. Hikâyeleri antolojilerde yer aldı. Son yıllarda çocuk edebiyatına yöneldi.  Eserleri: Nefesimiz Gül Bahçesi (Denemeler, Makaleler, İncelemeler) 2000, Ozan'ın Şairliği (Şiir Tahlilleri) 2002, Dünden Bugüne Derinkuyu (Araştırma-İnceleme) 2006, Gül Baba ve IV. Murat (Çizgi Roman) 2009, Harman Zama-nı (Öykü) 2012, Kesişen Yollar (Roman) 2013, Buluşma, (Öykü) 2014,  İslam’ın Doğuşu (Çizgi Roman) 2015, Bahar Kokulu Ev (Çocuk Öyküleri) 2015, Bir Kış Günü (Çocuk Öyküleri) 2016, İyi ki Varsın (Çocuk Öyküleri), 2016, Kırk Mısra Kırk Desen (Şiir-Desen)2016, Sevgi Çiçekleri (Denemeler) 2017, Üç Arkadaş (Çocuk Öyküleri) 2017, Yeraltında Bir Şehir (Çocuk Öyküsü) 2019. Mutluluk Rüzgârı (Çocuk Öyküsü) 2020

BİR TUTAM MARDİN GÜNEŞİ GİBİYDİ KIZIN SAÇLARI YAKINDA RAFLARDA

BİR TUTAM MARDİN GÜNEŞİ GİBİYDİ KIZIN SAÇLARI LEYLA ŞAHİN
Yazar Leyla Şahin'in BİR TUTAM MARDİN GÜNEŞİ GİBİYDİ KIZIN SAÇLARI isimli kitabı çok yakında raflardaki yerini alıyor.
Kaan Bey diz çöktü ve Melinda’ya başını kaldırarak:
- Mardin güneşi gibi yeniden doğdun hayatıma. Melinda. Ben hep sana ve aşkına böyle diz çökeceğim.
Melinda saçları daha bir yaldızlanarak tamamen doğan güneşin ışığında Kaan Beyi elinden tutarak kaldırdı:
- Bende seni hep böyle seveceğim, Mardin güneşi gibi sımsıcak.
Arsen Hanım, Aren, Lavin ve otel görevlisi beyefendi nefes bile almadan onları seyrediyorlardı o ana kadar ve o kadar kendilerini kaptırmışlardı ki alkışlamaya başladılar onları izlediklerini unutup:
- Tebrikler, çok mutlu olun inşallah.
- Ay çok romantik. Bayıldım ikisine de.
- Çiftler artık burada evlenme teklif etsin birbirlerine burası muhteşemmiş.
Melinda ve Kaan Bey şaşkın ama mutlu döndüler bir onlara baktılar sonra ve gülüşleri güneşle bütünleşerek mutlulukla birbirlerine sarıldılar. Kapıdan terasa koşan Aren, Lavin, Arsen Hanım ve hatta otel görevlisi beyefendi Melinda ve Kaan Beye sarılarak tebrik ettiler.
Arsen Hanım hemen birkaç resim çekti ve heyecanlı ve mutlu bir ses tonuyla:
- Mardin güneşi gibisiniz. Sevginiz birbirinize hep Mardin güneşi gibi çok olsun tebrikler.
Ertesi gün Mardin yerel gazete başlıkları son anda şöyle değişti: Yer 1890 yılında Şatana ailesi tarafından Ermeni mimar Lole’ye yaptırılmış bu Mardin PTT binası sonra uygulama oteli… Manzara müthiş. Ay ışığında nazara uğrayan aşk, gün ışığında yeniden doğdu. Hem de MARDİN GÜNEŞİ gibi...

MUTLULUK RÜZGÂRI ÇOK YAKINDA RAFLARDA

Yazar Osman Aytekin'in Mutluluk Rüzgârı isimli çocuk kitabı çok yakında Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıkıyor. Mutlu bir ailede yetişen evin tek çocuğu Bilge, sorunlu bir babanın oğlu Sinan ve onun yoksul ailesi. Bilge, Sinan'ın babasının hatasını anlaması için bir plan yapar...Yapılan planın içinde kimler olacak ve bu plan nasıl bir sonuç verecektir? Sinan'ı hayatta neler bekliyor?
Osman Aytekin, Mutluluk Rüzgarı, Kırmızı Leylek Yayınları
Osman Aytekin, Mutluluk Rüzgarı, Kırmızı Leylek Yayınları
Osman Aytekin (Gazeteci, Sanatçı, Yazar) 
20 Ocak 1959 Derinkuyu (Nevşehir) doğumlu ve Nev-şehir Lisesi mezunudur. Emekli Memur. Evli ve üç ço-cuk babasıdır. İlk yazısı 1984 yılında Yeni Düşünce Gazetesinde yayınlandı.  Hikâyeleri antolojilerde yer aldı. Yazı ve desenlerinin yer aldığı bazı dergiler: Türk Ede-biyatı, Erciyes, Genç Kardelen; bu dergide bir dönem Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Kültür ve sanat dergilerinden Kültür Ajanda, Yesevi, Erciyes dergile-rinde yazmaktadır. Hergün, Ortadoğu, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Gündüz, Milli Gazete’de haftalık köşe yazı-ları yazdı. Kişisel resim sergileri açtı, karma resim ser-gilerine katıldı. Kitap kapağı çalışmalarında bulundu. “Osman Aytekin’in Harman Zamanı Adlı Öykü Kitabı-nın İncelenmesi” adıyla lisans bitirme tezi hazırlandı. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi tarafından ger-çekleştirilen Nevşehir Kültür ve Tarih Sempozyumu-2’de (2016)  Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğretim üyelerinin sunduğu “Nevşehirli Ressamlar” tebliğinde hayatı ve çalışmaları da yer aldı. Hikâyeleri antolojilerde yer aldı. Son yıllarda çocuk edebiyatına yöneldi. Eserleri: Nefesimiz Gül Bahçesi (Denemeler, Makale-ler, İncelemeler) -2000, Ozan'ın Şairliği (Şiir Tahlilleri) 2002, Dünden Bugüne Derinkuyu (Araştırma-İnceleme) 2006, Gül Baba ve IV. Murat (Çizgi Roman) 2009, Harman Zamanı (Öykü) 2012, Kesişen Yollar (Roman) 2013, Buluşma, (Öykü) 2014,  İslam’ın Doğu-şu (Çizgi Roman) 2015, Bahar Kokulu Ev (Çocuk Öykü-leri) 2015, Bir Kış Günü (Çocuk Öyküleri) 2016, İyi ki Varsın (Çocuk Öyküleri), 2016.Kırk Mısra Kırk Desen (Şiir-Desen)2016, Sevgi Çiçekleri (Denemeler) 2017, Üç Arkadaş (Çocuk Öyküleri) 2017, Yeraltında Bir Şe-hir (Çocuk Öyküsü) 2019

YAZAR SUDE KAYA: YAZMADIKÇA HAYATIMDA BİR ŞEYLERİN EKSİK KALDIĞINI HİSSETTİM

Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıkan Kayboluşlarımız romanının yazarı Sude Kaya, yazmadıkça bir şeylerin hayatında eksik kaldığını hissetmeye başladığını belirterek son zamanlarda daha çok kısa hikayeler yazmaktan zevk aldığını söyledi. Wattpad platformunda yazdığı hikayelerle ön plana çıkan yazar Sude Kaya ile Okuyorum.org takipçileri için röportaj yaptık.
Kayboluşlarımız kitabının yazarı Sude Kaya
Kayboluşlarımız kitabının yazarı Sude Kaya
Merhaba Sude hanım, Okuyorum.org takipçileri için bize kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Sude Atmaca, 2 Ekim 2000 yılında İstanbul’un Kadıköy ilçesinde dünyaya geldim. Bulgaristan da bulunan Amerikan Üniversitesinde hazırlık eğitimi almaktayım. Okumaya olan merakım ablamın kitaplığıyla göz göze gelmem ile başlayıp, ortaokuldaki Türkçe öğretmenimin elime sözlük tutuşturmasıyla kesinlik kazandı.
Yazmaya ne zaman başladınız? Sizi yazmaya yönlendiren sebepleri merak ediyoruz.
Yazmaya ortaokulda, şiirler yazarak başladım ancak kısa süre sonra yazı yazmanın bana göre olmadığını düşünerek yazmayı bıraktım ve yazdığım şiirlerin hepsini çöpe attım. Sonraları internette hikaye devam ettirme gruplarında yer aldım. Birkaç yarışmada yer aldığım olduysa da işler benim için on üç yaşında annemi kaybettikten sonra ciddiye bindi. Wattpad üzerinden yayımladığım ilk hikaye kendimden ilhamla yazdığım kısa bir kurguydu. Kendimden emin olmadığım için kısa bir süre sonra kitabı yayımdan kaldırdım ve mitolojik bir kurguyla devam ettim. Böylece ‘Lilith’ ortaya çıkmış oldu. Yavaş yavaş yazmadıkça bir şeylerin hayatımda eksik kaldığını hissetmeye başladım. Daha çok hikaye yayımladım. Son zamanlarda daha çok kısa hikayeler yazmaktan zevk alıyorum. İnsanları gözlemlemeyi, bir ana odaklayıp o an üzerine uzunca düşünerek zamanı ve mekanı genişletmeyi seviyorum. 
Kayboluşlarımız, Sude Kaya, Kırmızı Leylek Yayınları
Kayboluşlarımız, Sude Kaya, Kırmızı Leylek Yayınları
Geçtiğimiz aylarda Kırmızı Leylek Yayınları'ndan  Kayboluşlarımız isimli romanınız raflardaki yerini aldı. Kitabınızı okuyan birisi olarak tebrik etmek istiyorum. Okuyucularımıza kısaca kitabınızdan bahseder misiniz?
Öncelikle teşekkür ederim. ‘Kayboluşlarımız’ okuyuculara ayrılığın evrelerini, bireylerin nasıl birer yabancıdan bütüne ve bir bütünden nasıl tekrar birer yabancıya dönüştüklerini anlatan bir kitap. Kitabı yazarken dikkat ettiğim noktalardan birisi olabildiğince karakter psikolojilerine odaklanmaktı. Karakterlerin birden bire birbirlerinden kopmasını istemedim. Süreci uzatabildiğim kadar okuyucu sıkmadan uzatabilmeye çalıştım. Umarım okuyucular keyif almıştır.
Uzun öykü diyebileceğimiz acı dolu romanınızı Stefan Zweig’ın “Bilinmeyen Bir Kadından Mektup” eserinde olduğu gibi “mektup” türünde kaleme almışsınız. Mektup türüyle birlikte akıcı ve merak uyandıran bir hikâye ortaya çıkarmış. Romanınızı mektup türünde kaleme alma fikri nasıl oluştu?
Açıkçası ‘Kayboluşlarımız’ tamamen plansız bir şekilde, “Acaba bir duyguyu hissetmeden onu gerçekçi bir şekilde yazabilir miyim?” sorusunun cevabı olarak ortaya çıktı. Aklımda sadece yansıtmak istediğim başlıca duygular vardı. İlk önce yazmak istediğim cümleleri toparladım daha sonrasında kendimi mektuplar yazarken buldum. Kitabın kurgusuna baktığımda da mektup kullanımının hikayeye daha çok derinlik katacağını düşündüm. Bu nedenle aralara kısa hikayeler ekleyerek mektuplara derinlik katmak istedim.
Wattpad’den eserlerini herkese açık bir şekilde yayınlayan genç yazarlara tavsiyeleriniz nelerdir? Sanal kitap platformundan gelen bir yazar olarak eserlerini bir yayınevinden yayınlatmalarını tavsiye eder misiniz?
Wattpad platformu için verebileceğim pek bir tavsiye yok. Wattpad de bulunduğum süre zarfında öğrendiğim birkaç şey oldu; Yazılarımdan memnun değilsem her gün yazmaya devam etmem gerektiğini, farklı türleri denemekten çekinmemeyi. Benim için en önemli ders hayatıma da uygulamaya çalıştığım herkesi memnun edemeyeceğim gerçeğiydi. Yazmaya ilk başladığım zamanlar yazılarımdan memnun değildim ve herkesin eleştirisini dikkate alarak bölümleri yazmaya çalışıyordum. Kendi anlatmak istediklerimden saptığımı fark ettiğim zaman buna bir son verdim. Farklı türler denedikçe de kendimi daha özgüvenli hissedeceğim yeni alanlar bulmuş oldum. Bu nedenle diğer yazar adaylarına da tavsiyem çok yazmaları, kendi anlatmak istediklerinden sapmamaları ve yeniliklere açık olmaları.
Yazılarını yayımlatmaya gelince, elbette tavsiye ediyorum. İster sanal platformda yazıyor olsun, ister kağıt üzerine yazıyor olsun yazar olmak isteyen adaylar geldikleri yerler üzerinden değil, eserlerinin içerikleri üzerinden değerlendirilmeli. Yazar adayı da geldiği yere değil, eserinin içeriğine güvenerek yayınevlerine başvurmalı.
Sude Kaya olarak mutlaka gerçekleştiremediğiniz hayalleriniz, düşleriniz vardır. Hayattan beklentileriniz nelerdir?
Sude Kaya olarak her gün yazmaya ve gelişmeye devam etmek istiyorum. Yeni konular için araştırma yapmak, her zaman yeni bir kurgu için heyecanlı olabilmek istiyorum. Yeni yerler keşfedip bu yerler hakkında kendi gözlemlerim üzerinden hikayeler yazmak istiyorum. İnsanları yeni kültür ve düşüncelerle tanıştırmak istiyorum. Yeni diller öğrenip kendimi bu dillerde ifade edebilmeyi istiyorum. Yazdıklarımla insanlara yardım edebilmeyi istiyorum. Sude Atmaca ne yapmak istiyor diye sorarsanız; Hayatı boyunca başarılı bir öğrenci olmayı umuyor.

GEZİ-YORUM JAPONYA ÇOK YAKINDA RAFLARDA

Gezi-Yorum Japonya, Malik Yavaş, kırmızı leylek yayınları
Gezi-Yorum Japonya, Malik Yavaş
Gezgin Malik Yavaş sizler için Japonya'ya gitti, gezdi, gördü yazdı. Yazar Malik Yavaş'ın Gezi-Yorum Japonya kitabı çok yakında raflardaki yerini alıyor. "Şimdiye kadar dünyada 56 ülkeyi gezdim. Japonya’ya gitmeden önce, bana hangi ülkeyi en çok beğendiğimi sorduklarında hep İsviçre derdim. Ama Japonya’yı gördükten sonra, en beğendiğin üç ülke hangileri diye sorduklarında; Japonya, Japonya, Japonya diyorum artık. İşte bu nedenle ilk seyahat kitabı yazmaya Japonya’dan başladım. Neden Japonya? "İnsan" kavramının, saygının, sosyal düzenin, medeniliğin, yaşam kalitesinin en üst düzeyde olduğu bir ülke burası" MALİK YAVAŞ, GEZİ-YORUM JAPONYA, 127 SAYFA

Dr.Abalı'nın Kur'an Gözüyle Kadın Kitabı Çıktı

Dr. Nurullah Abalı'nın Kur'an Gözüyle Kadın, Kırmızı Leylek Yayınları
Dr. Nurullah Abalı'nın Kur'an Gözüyle Kadın, Kırmızı Leylek Yayınları
Dr. Nurullah Abalı'nın Kur'an Gözüyle Kadın isimli eseri Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıktı. Çok yakında tüm kitapçılarda...
Kadınlar tarih boyunca hep ezilmiş, hakları ellerinden alınmıştır. Toplum, erkek egemen zihniyetinin kadınlara yaptığı haksız uygulamalara ses çıkarmamıştır. Bunun yanında erkek baskısı ve şiddetini meşrulaştırmak için dini gerekçeler ve bahaneler de uydurulmuştur. Toplumdaki zulüm ve haksızlıklarla mücadele için gönderilen Hak Elçileri de bu konuda çok büyük çaba harcamışlardır. Ama ne yazık ki onların mücadelesi, vefatlarının ardından büyük oranda ortadan kaldırılmıştır. Bu mücadele ilahi kitapların gönderilmesiyle daha kalıcı hale getirilmiştir. Fakat ne yazık ki zulüm ve baskılardan menfaat elde edilen zihniyet bu sefer de ilahi metinlerin anlamlarını kaydırmıştır. Elinizdeki çalışma, kadınlarla ilgili konuları Kur’an gözüyle ele almıştır. Kur’an’ın kadınlarla ilgili söylediklerinin daha iyi anlaşılması için gerekli analizler yapılmış, dine katılmış uydurmalar, özellikle de İsrailiyat kökenli bilgi ve uygulamalar tespit edilerek ortaya konulmuştur. Kitap, 15 kadın editörün katkılarıyla oluşturulmuştur.
Dr. Nurullah Abalı'nın Kur'an Gözüyle Kadın, Kırmızı Leylek Yayınları

ŞİİR YAZMAK İÇİN DUYGU ASLA YETMEZ

Kitap blogunuz Okuyorum.org olarak Yüreğim Gurbet isimli şiir kitabının yazarı Halime Adıgüzel ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yüreğim Gurbet, Halime Adıgüzel, Kırmızı Leylek Yayınları
Yüreğim Gurbet, Halime Adıgüzel, Kırmızı Leylek Yayınları
Kitap blogunuz Okuyorum.org’un sorularını yanıtlayan Yazar/Şair Halime Adıgüzel, şiir yazmak için duygunun asla yeterli olmayacağını belirterek “Çünkü kelimelerin gizli dünyasını keşfedemezseniz sadece his olarak kalır o nasıl ki bir bahçıvan çiçeği yetiştirir kelimeler de sizin elinizde o şekil alır.” dedi.

Merhaba hocam, Halime Adıgüzel kimdir, kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
22 Nisan 1993’te Nevşehir’in Acıgöl ilçesine bağlık Topaç köyünde doğdum. Liseyi Nevşehir İmam Hatip Lisesi’nde, lisans eğitimimi Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde tamamladım. Şu an kamuda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görev yapıyorum

Şiir yazmaya ne zaman başladınız?
Şiir yazmaya ilkokul üçüncü sınıfta “Benim öğretmenim bana dönsün” isimli şiirimle başladım.

Şiir yazan; paylaşmaya cesaret edemeyen okuyucularımız için soruyorum. Şiir yazabilmek için duygu yeterli midir; duygunun yanında okumak mı gereklidir? Şiir yazmak isteyen okuyucularımıza neler tavsiye edersiniz?
Şiir yazmak için duygu asla yetmez çünkü kelimelerin gizli dünyasını keşfedemezseniz sadece his olarak kalır o nasıl ki bir bahçıvan çiçeği yetiştirir kelimeler de sizin elinizde o şekil alır.

Sizi şiir yazmaya yönlendiren sebepler nelerdir?
Kendimi anlatmayı seviyorum aslında ya da başkalarının yaşayıp da dile getiremediklerini kelimeler kulağa ahenkli gelmeyince sanki anlatmak istediğim yarım gibi geliyor ve bazen sayfalarca anlatamayacağınız bir şeyi bir kaç mısra anlatır.

Yüreğim Gurbet, Halime Adıgüzel, Kırmızı Leylek Yayınları
Yüreğim Gurbet, Halime Adıgüzel, Kırmızı Leylek Yayınları
 Yüreğim Gurbet isimli şiir kitabı Kırmızı Leylek Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabınızdan kısaca bahseder misiniz?
Yüreğim Gurbet kitabı aslında benim ilk deneyimim. Yıllarca bana kalan şeylerin insanlara sunulması.

Halime Adıgüzel olarak mutlaka gerçekleştiremediğiniz hayalleriniz, düşleriniz vardır. Hayattan beklentileriniz nelerdir?
En büyük hayalim öğretmen olmaktı sonrasında yazar. İlki çok şükür gerçekleşti yazarlıkta da yeni başladı hikâyem. Hayalime gelince belki daha başka kitaplar düşecek kalemimden.

Okuyorum.org okuyucuları için sorularımıza verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederiz. 
Bende bu söyleşi için size çok teşekkür ederim.

YÜREĞİM GURBET 
Bazen ne çok yabancılaşırız kendimize, 
Tanıyor muyum bu aynadaki yüzü diye 
Sorasımız gelir içimizden 
Çünkü el âlem ne der kıskacına 
yakalanmışızdır birden 
Öyle kaptırırız ki kendimize “onlarla olmaya” 
‘Ben’ olmaya vaktimiz kalmaz bazen 
Olaylara verdiğimiz tepkiye 
Kendimiz şaşırırız ilk zaman 
Çünkü olduğumuz gibi değil, 
Olmak istediğimiz gibi davranır olmuşuzdur çoktan 
Aslında ben öyle demek istemedim, 
Sizin gibi de düşünmüyorum cümleleri 
Hep itelenir dile getirilmeden 
Çünkü korkarız ‘öteki’ olmaktan 
İçimiz ağlarken yüzümüz güldüğünde, 
Yaşarız yüreğimizdeki gurbeti 
Oysa gerçekleşmek değil miydi 
Yıkılan hayallerin niyeti 
Boğazımızdaki düğümler yüzünden 
konuşamadığımızda 
Öğreniriz başımızı yana çevirmeyi 
Hıçkırıklarım duyulmasın diye 
mutfakta bir şeyler devirmeyi 
Bazen farkında bile değilizdir yüreğimizdeki gurbetin 
Ne kadar yabancılaştığımıza o aynadaki ‘ben’in… 
Şöyle uzaktan kendimize bakmadıkça
Farkına varmayız değiştiğimizin 
Delice kınadığımız şeylere dönüştüğümüzün 
Oysa bu hayat bizim, 
Bu ömür bize verilen en büyük hediye 
En büyük servetimizi başkası için harcamak niye 
Biliriz ki insanoğlu kıymet bilmez, çabuk unutur 
Ne kadar fedakârlık yaparsan yap, 
Gün gelir karşılığı yapmasaydın olur 
Bu yüzden önce kendisiyle barışmalı insan, 
Yüreğine kendine özel dünya kurmalı 
Öyle sağlam olmalı ki temelleri, 
Giden kim olursa olsun hep ayakta kalmalı 
Yüreğine gurbet olmamalı insan, orası vatanı olmalı 
Sessizlikte dinlediği, kalabalıkta sığındığı limanı 
Hayat bize sormadan geçip giderken 
Kum saatindeki ömrümüz akıyor elden 
Öyleyse yüreğine gurbet olmaktan çıkmalı önce 
Bir konuda elinden geleni yapmışsa, 
Vicdan rahatlığı yetmeli bize 
Verdiğimiz çabanın gücü olmalı, 
Olmadıysa olmadı işte
Halime Adıgüzel

KAYBOLUŞLARIMIZ KİTAP YORUMU SUDE KAYA

Yazar Sude Kaya, Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıkan Kayboluşlarımız isimli uzun öykü diyebileceğimiz acı dolu romanını Stefan Zweig’ın “Bilinmeyen Bir Kadından Mektup” eserinde olduğu gibi “mektup” türünde kaleme almış. Yazar Sude Kaya, akıcı, samimi ve okuyucuyu sıkmayan anlatımı öykü boyunca oldukça başarılı bir şekilde işlemiş. Kitap blogunuz Okuyorum.org olarak erkek ve kadın karakterlerin mektuplaşmasıyla okuyucuya sunulan bu uzun öyküyü mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.
Sude Kaya, Kayboluşlarımız, Kırmızı Leylek Yayınları
Sude Kaya, Kayboluşlarımız, Kırmızı Leylek Yayınları

YÜREĞİM GURBET ÇOK YAKINDA RAFLARDA

Halime Adıgüzel'in Yüreğim Gurbet isimli şiir kitabı Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çok yakında raflardaki yerini alıyor.
kırmızı leylek yayınları, yüreğim gurbet
Yüreğim Gurbet, Halime Adıgüzel, Kırmızı Leylek Yayınları
Daha okumakla yeni tanıştığımda başladı satır aralarını okumam.Çok yolun başındayken yani. Başkalarının tek cümlede ifade ettiği şeyler benim için paragraflara konuydu mesela. Başkaları sabah kalkan birinde sadece yeni uyanmışlığı görürken, ben gözlerin altındaki mahmurluğu gördüm. Kiminin sabaha kadar yastığa akan gözyaşlarını, kiminin neden hala hayatta oluşunu sorgulayışını… Yağmur herkese basit bir doğa olayıyken benim için vuslattı, tüm hasretlerin temenni ettiği kadar. Yani kelimelerle dolu bir dünyam oldu hep, temellerini benim kurduğum. Onların dünyasına merakım vardı hep, her defasında hayra yorduğum ve yazmaktı bana en iyi gelen, en çok ben’i bulduğum…

Yazar-Şair Halime Adıgüzel Hakkında
22 Nisan 1993 yılında Nevşehir’in Acıgöl İlçesine bağlı Topaç köyünde doğdu. 2011 yılında Nevşehir Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Lisans eğitimini Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde tamamladı. Kamuda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapıyor.