The Most/Recent Articles

Avanos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Avanos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Oğuz Özdem: Mübadele dönemine ilişkin kayıtlar hikâyelerimi oluşturuyor

Avanos Belediyesi tarafından düzenlenen “Okuyorum, Okutuyorum” projesi kapsamındaki kitap tanıtım ve söyleşi etkinliğine katılan Tarihçi Yazar Oğuz Özdem ile Okuyorum.org takipçileri için röportaj yaptık.
Gazeteci Tarihçi Yazar Oğuz Özdem Avanos / 2017
Oğuz bey Avanos’a hoş geldiniz. Gerçi sizde Nevşehirlisiniz, ev sahibi sayılırsınız. Okuyorum.org takipçileri için bize kendinizi tanıtır mısınız?

Teşekkür ederim sevgili Ercan. Ben 1959 Nevşehir’in Gülşehir ilçesi doğumluyum. Öğretmenlik mesleğimin yanı sıra yaklaşık 20 küsür yıldır da gazetecilik ile uğraşıyorum. Bölgenin tarihsel yanının incelenmesi adına uzun zamandır çalışıyorum. Bölgeden 1923 yılında, mübadele ile Yunanistan’a göç eden Rumların bölgeye katkılarını incelemeye çalışıyorum. Gazeteciliğin yanında araştırma yazarlığını da birlikte götürmeye çalışıyorum.

Kurgu yazarlığının haricinde araştırma yazıları yazmanın daha zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü bilgiye ulaşmak şu anki şartlarda hiç kolay değil. Bu arşivlere, bilgilere nasıl ulaşıyorsunuz?

Gerçekten de tarihsel anlamda bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız mutlaka arşiv bilgilerine yâda sağlam kaynak bilgilere ihtiyacınız oluyor. Bu anlamda aslında ben çok fazla zorlanmadım. Nevşehir’de son yıllarda tarihsel yöndeki araştırmalara üniversite sayesinde çok güzel kaynaklara ulaşıyoruz. Benimde özellikle bu “Yaşanmış Nevşehir Hikayeleri” kitabımın temelini de bunlar oluşturuyor. Şeriye sicillerinden yola çıkarak hazırladım ben bunların birçoğunu. Daha sağlam kaynak olsun düşüncesiyle özellikle Yunanistan’a birçok kez gittim. Oraya mübadeleden sonra yerleşmiş olanların üçüncü kuşak torunlarıyla tanışma fırsatı buldum. Onlarla röportajlar yaptım. Zaten hikayelerin çoğunluğunda gerçekliğe dayanan şeyler vardır. Hikayelerde kurgunun yanı sıra yaşanmış olaylara yer vermeye çalışıyorum. Bu anlamda bilgiye ulaşmak çok zor olmadı benim için. Üniversite bu anlamda çok güzel bir kaynak oldu.

Yayınlanmış birçok eseriniz var. Bunların haricinde üzerinde çalıştığınız bir kitabınız var mı?

Evet var. İnanılmaz bir hikaye yakaladık. Bu hikayede Balkanlarda savaşmış, Mayanmar’da esir düşmüş ve daha sonra Şehit Tepede savaşmış üç kahramanın hikayesinden yola çıktığımız güzel bir çalışma aşağı yukarı tamamlanmak üzere. Hat çalışmalarını tamamlama noktasındayım, inşallah güzel bir çalışma ortaya çıkacak.

Herkes ilgi alanına göre okumaya çalışıyor ama Okuyorum.org takipçileri için mutlaka bunu da okusunlar diyebileceğiniz bir başucu kitabı önermenizi istesek bu ne olurdu?

Ben çoğunun okuduğuna eminim ama başucu kitabı dedin biraz önce, olması gereken başucu kitabı “Nutuk”tur bence. Her insanın elinin altında olması gereken, yanında taşıması gereken kitap olduğunu düşünüyorum. Yakın tarihimiz ve kurutuluş savaşı döneminin okunması gerektiğini düşünüyorum. Benim önerebileceğim başucu kitabı bu olabilir. Kalan zamanlarda da Nevşehir tarihi ile ilgili şeyleri ve Kapadokya birçok medeniyete ev sahipliği yapmış böyle bir toprakta yaşayan kültürleri çok fazla tanımıyoruz. Bu anlamda ellerine geçen kitapları okuyacaklardır diye düşünüyorum.


Oğuz bey, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.

Röportaj: Ercan KILIÇLI - Gazeteci
www.serbestmuhabir.com  



Mertcan Karacan: Kültür tarihinin bilinmeyenlerini yazmak istiyorum

Şair Mertcan Karacan ile ile Avanos Belediyesinin davetlisi olarak katıldığı söyleşi ve kitap tanıtım etkinliğinde, Bırak Kalsın Küllerimiz isimli şiir kitabı ile ilgili röportaj yaptık. 
Şair Mertcan Karacan
Şair Mertcan Karacan - Avanos / 2017
Mert bey, Avanos’a hoş geliniz. Okuyorum.org takipçileri için bize kendinizi tanıtır mısınız? Hoş bulduk. 1997 Kastamonu Çatalzeytin doğumluyum. Buraya Avanos Belediyesinin kitap tanıtım etkinliğine katılmak üzere geldim. Hukuk fakültesi öğrencisiyim, Marmara'da okuyorum. En özet haliyle  böyle tanıtabilirim.
Yazılı eserler içinde şiir bana göre biraz daha farklı. Çünkü şiirin kendi içinde uyulması gereken kuralları da var. Kafiyeydi, ilhamdı. Nasıl esinleniyor sunuz? Şiirlerinizin kaynağı nedir? 
İlham perileri dediğimiz şey aslında sözcük olarak musalardan gelir. Bu da Fransızca bir kelimedir. Türkçeye çevrildiğinde müz'e olarak karşılanır. Bu da sanat ve ışık tanrısı Apollo'nun 9 kızını işaret eder. Yani müz, yanı musalar ve ilham perileri. Tabi bu işin mitolojik kısmı. Bana dönecek olursak. İlham dediğimiz şeyi kendim yaratıyorum birazda. Bu da en insani şekilde tarif edecek olursak, karanlık ve sessizlik bir şiir için en ideal ortamdır. Şiirde en yapmak istediğim şey ise, aynı zamanda şiirin geçmiş yüzlerce yıldan beslendiğini göstermek. Geçmişini bilmeyen, geleceğini asla bilemez kavramını okutmaktır. Bu açıdan şiirlerimde tarihsel verilerde çokça yer alır. Örneğin Nabolant ve Dumlupınar denizaltı gemisinin çarpışması gibi. Bunun gibi tarihsel ögelerle doludur şiirlerim.


Yazma hayatınızdaki hedefiniz nedir?  Yani bir eser bırakmak isteseniz, adınızın bu eserle anılacağı bu yine bir şiir kitabı mı olurdu? Yada, çok güzel hikayeler anlattınız az önce. Hiç hikayeyi düşündünüz mü?
Düşündüm. Hikayeyi de şöyle düşünüyorum. Az öncede bahsettiğim gibi, bilinmeyenler toplamında bir hikayeler kitabı yazmak istiyorum. Şiir babında şunu söyleyebilirim. Şiir istemeden kendimi içinde bulduğum bir daldır. "Son nefesim sende kaldı. Ölemiyorum" dizesi. Bu iki dize benim çok çok önce yazdığım, ilkokul yıllarında yazdığım ama yıllar sonra bulup kitabıma aldığım bir dize. Dolayısıyla şiir bende elimi verip kolumu kaptırdığım bir alan, kendi öz benliğimde evet yer alacak ama ben ileride Mertcan Karacan'ın neyle anılmasını istiyorum dersem. Kültür tarihinin bilinmeyenler dünyasından bir hikayeler toplamıdır. Bu açıdan örnek aldığım yazarda kitabımın arka sayfasında göründüğü gibi Sunay Akın'dır. Buradan kendisine de saygı ve selamlar.

Takip ettiğiniz veya sevdiğiniz bir yazar soracaktım. Bu sorumuzun cevabını vermiş oldunuz. Okuyorum.org takipçileri için bir selam gönderir misiniz?
Tabi ki. Şunu da unutmayalım. Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bütün başarılarının sırrını, cebindeki her iki kuruştan birisiyle kitap almasına bağlamıştır. Tarihte hiç bir lider bunu yapmamıştır. Başarılarını kitaplara bağlayan. Herkes yatmadan önce baş ucunda kulağını kıvırdığı bir kitapla uyusun istiyorum. Sevgiler, selamlar.

Röportaj ve Fotoğraf: Ercan KILIÇLI - Gazeteci
ercan@serbestmuhabir.com