The Most/Recent Articles

Hülya Temel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hülya Temel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Üçüncü Çoğul Yalnızlık: Eşcinsel Bireyin Kimlik Arayışı

Yazar Hülya Temel, Üçüncü Çoğul Yalnızlık isimli romanında muhafazakar bir ailede yetişen eşcinsel bir bireyin kimlik arayışını samimi ve akıcı bir dille okuyucuya aktarıyor.

Üçüncü Çoğul Yalnızlık, Hülya Temel, Doruk Yayınları
Üçüncü Çoğul Yalnızlık, Hülya Temel, Doruk Yayınları
Yoksul ve mutsuz bir ailede yetişen Sevda'nın tüm hayatı bölgenin zengin eşraflarından Sait Bey ve Nur Hanım oğulları Emrah ile evlendirmek istemeleriyle değişir. Daha iyi bir seçeneği ve düşüncesi de olmadığı için ailesinin de baskısıyla evliliği kabul eden Sevda'yı, evleneceği erkeğin yüzünü dahi görmeden düğün hazırlıkları telaşı sarmıştır. Evlendikten sonra neden kendisini gelin olarak seçtiklerini düşünür. Evliliklerinin üzerinden aylar geçmesine rağmen Emrah ile hiç bir temasta bulunmamaları içine şüphe düşürür. Ve bir gün kendisinden gizlenen gerçeği öğrenir..

Senin çocuğun ibne olsa onu affeder miydin? Bu suç mu ki? Allah seni böyle yarattıysa...

Yazar Hülya Temel, Sevda karakteri üzerinden yoksul aile profilini çok iyi tasvir etmiş. Tuvalette yapılan banyo, yoksulluğu örtmek için uygulanan şiddet, sürekli çalışan yoksul insanların aralarındaki iletişimsizlik, birbirlerini dinlememeleri gibi birçok detayı okuyucuya başarılı bir şekilde aktarmış. 

Yazar Sevda, Emrah ve Nur Hanım'ın penceresinden hikayeyi aktarırken çok ufak bir detayı gözden kaçırmış. Yoksul ailenin eğitimsiz kızı olan Sevda'nın dilinden hikaye aktarılırken altmışıncı sayfaya kadar Tanrı kelimesi kullanılmış. Fakirin Tanrısı yoktur, Allah'ı vardır. Tanrı kelimesi daha çok eğitimli ve zengin karakterlerin kullandığı bir tabir olduğunu düşünüyorum.

Yazar Hülya Temel, Emrah'ın eşcinsel kimliğini kabullenmesi ve tercihi kendisi gibi olan Arda ve Efe ile arkadaşlık kurmasıyla eşcinsel bireylerin yaşamlarına mercek tutuyor. Arda karakteri üzerinden "Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık." ayetine de atıfta bulunan yazar, eşcinsel bireylerin iç dünyalarını ve diğer bireylerden daha çok Allah'ı andıklarını bizlere hatırlatıyor.

Bu kitap size ne değer katacak?

Eşcinsel bir bireyin hikayesini okurken bu durumun onların kişisel tercihi olmadığını, yaratılıştan böyle olduklarını öğrendiğinizde onları oldukları gibi kabulleneceksiniz. Toplum olarak onları ötekileştirmeye devam eder, emekleriyle çalışabilecekleri iş kapılarını kapatırsak onlara ahlaksız yollardan başka seçenek bırakılmayacağını düşünüyorum.  Eşcinsellerin lanetlendiği bir toplumda böyle bir romanı kaleme almak gerçekten cesaret ister. Bu cesur davranışından dolayı Yazar Hülya Temel'e "Allah sizi affetsin." diyor ve tebrik ediyoruz.

Farklı hayatları yaşayan fakat hiçbir zaman kendisi olmayı başaramamış Sevda, Emrah ve Nur Hanım'ın yaşamının anlatıldığı, yer yer kendi yalnızlığınızı da bulacağınız Üçüncü Çoğul Yalnızlık isimli romanı mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Üçüncü Çoğul Yalnızlık Okuyucuyla Buluştu

Hülya Temel'in muhafazakar bir ailenin eşcinsel oğlunu kurtarma çabasını anlattığı Üçüncü Çoğul Yalnızlık isimli romanı okuyucuyla buluştu.

Hülya Temel, Üçüncü Çoğul Yalnızlık
Hülya Temel, Üçüncü Çoğul Yalnızlık

Yazar Hülya Temel, eşcinsel oğullarını fakir bir kızla evlendirerek kendince çözüm arayışına giren annenin, kızın ve erkeğin yaşadıkları ve iç dünyalarıyla hesaplaşmalarını özgün kalemiyle okuyucuya başarılı bir şekilde aktarmış, mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Kitap Tanıtımından:

“Evet, o gizemli sır sayesinde ben, ailem, Özlem artık her şeye sahiptik. İlk defa bu sırrı öğrenmekten ve büyünün bozulmasından riyakârca korktum. Öyle ya, ya taşıyabileceğimden daha büyük bir sırsa ve ben elime yüzüme bulaştırırsam her şeyi? İşte o zaman ben ve ailem başladığımızdan daha kötü bir yere dönecektik. En iyisi olay kendiliğinden çözülene kadar beklemekti. Bir ömür bile olsa bir daha bunun konusunu etmemeye karar verdim.” Sevda.

Anne-baba çocuğunu yetiştirirken sınırlarını da çizer: dürüst insan olacaksın, büyüyeceksin, yuvanı kuracaksın… Kendi yaşamadıklarını çocuğunun en iyi şartlarda yaşamasını ister. Kendi sahip olmadıklarına çocuğunun sahip olmasını ister… Ne güzel temenniler. Her anne-babanın hayali sahip olduğu çocuğun en iyisine kavuşmasıdır. İşte burada belki de en büyük çatışma başlar. Sahip olmak… Anne-baba olmakla sahip olmayı karıştırmak… Çocuğunu yetiştirirken tüm fiziksel ihtiyaçlarını imkanları ölçüsünde karşılarken, birey olmasının önüne sınırlar koymak ve bunu da koruma adı altında yaptığına en başta kendisini inandırmak…