The Most/Recent Articles

John Wyndham etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
John Wyndham etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

John Wyndham'dan Likenlerin Sırrı

Klasik bilimkurgunun öncülerinden John Wyndham'ın yeni bir dünya düzeni müjdelediği Likenlerin Sırrı adlı romanı, çığır açıcı bir projenin pimini çekiyor ve insanlık kadar eski bir hayali muktedir kılıyor. 

John Wyndham, Likenlerin Sırrı, delidolu yayınları
Kaderi yeniden tayin etmeye yarayacak bilgeliğin ardında yatan sırları açığa çıkaran kitap, iki ya da üç katına ulaşacak bir yaşam süresini kadın-erkek ilişkileri nezdinde etraflıca irdeliyor. Heyecan verici kurgusunun satır aralarında 60'lı yıllar için son derece tuhaf, hatta alışılmadık derecede cesur sayılabilecek bir meseleyi, feminizmi odağına alan yazar; toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tektipleşen anlayışı ve hastalıklı zihniyeti de ustalıkla yansıtıyor.

'Birey İnsanı, Kurum İnsanı ile bir ölüm kalım mücadelesine girecek ve bu durumdan ciddi bir şizofreni doğacak...

Biri kariyerinin başında öteki doruğunda olan Diana ve Francis'in yolları tesadüfen kesişir. Dünyayı değiştirecek bir çalışmaya doğru usulca yelken açan iki idealist biliminsanı, birlikte, ayrı ayrı ama yan yana, basit bir likenden yola çıkarak inanılmaz bir buluşa imza atarlar. Zamanla her şey azıcık tuhaf ve hatta belki biraz da arapsaçına dönecek gibi görünse de çok daha uygar bir yaşam kapıdadır. Kadınların dünyası, çiçeklerle dolu uzun bir yaza yüz çevirmeyi başarmıştır nihayet. Fakat seneler sürecek yepyeni bir yaşam vaadi olanca cazibesiyle göz kırparken, kadın hakları ve kadınların yüzyıllara yayılmış ötekileştirilme geçmişi de yürek burkan bir gerçeklikle önlerinde serilmektedir...

Uzun bir ömrün artılarını ve eksilerini kamusal düzen, iş dünyası, aile kurumu, sosyal çevre gibi farklı dinamikleri gözeterek masaya yatıran Likenlerin Sırrı, nihayetinde okurları her daim düşünmekten ve düşlemekten keyif alacakları bir soru ile baş başa bırakıyor: ''Yaşayacak iki ya da üç ömrünüz olsa, bunu hangi koşullarda nasıl geçirmek isterdiniz?''

John Wyndham'dan ''Kraken Uyanıyor'

Bilimkurgu türünün en edebi kalemlerinden John Wyndham, Kraken Uyanıyor'da kusursuz bir ''yokoluş'' tasviri çiziyor ve insanlığın karşı karşıya kaldığı, direnmesi gayrimümkün bir istilanın getirdiklerini iki gazetecinin gözünden, tarafsız bir dille anlatıyor.Olağanüstü bir hayatta kalma çabasına tanıklık ettiren bu roman, yarattığı korku, bilinmezlik ve tehlikeyi görmezden gelme atmosferiyle ta yetmiş yıl öncesinden, günümüzün siyasal kültür ortamı ve liderlik anlayışı ile ilgili ürpertici öngörülerde bulunuyor. Kraken Uyanıyor, karanlık sulardan yükselmekte olan bir tehdidin, insanlığın sonunu getirmeye hazırlanan ölümcül bir saldırıya dönüşme sürecini aşama aşama, bütün ayrıntılarıyla aktarıyor. Burnunun dibine kadar gelen tehlikeyi görmezden gelen insanlığın, son kertede yaşadığı çaresizliği kusursuzca hissettiriyor.
Yaşam okyanuslarda doğdu. Su, canlıların her zaman vazgeçilmez hayat kaynağı oldu. Fakat günün birinde denizlerin ve okyanusların insanlığın en büyük düşmanı olacağını kimse hayal bile edemedi. Derin denizlerin tabanına yerleşen kimliği belirsiz varlıklar, önce usul usul, sonra açık açık saldırıya geçti; insanlık, iş işten geçene kadar savaşın farkına bile varamadı. Artık yapılacak tek şey, hayatta kalmaya çalışmaktı...
Adını ünlü şair Alfred Tennyson'un bir şiirinden alan Kraken Uyanıyor, kibrine ve özgüvenine yenik düşen insanlığın felakete yürüyüşünü ve çaresizce ''yokuluş''unu şiirsel bir üslupla resmediyor.Niran Elçi'nin yetkin çevirisiyle Türkiyeli okurların karşısına ilk kez çıkan bu distopik eser, kaleme alındığı zamanın çok ötesindeki hikâyesi ve kusursuz anlatımıyla alışılagelmiş istila romanlarından çok daha fazlasını vadediyor. 
''Ama deniyorlar Phyl, biliyorsun...''
''Deniyorlar mı gerçekten? Bence daha ziyade, bir şeyleri dengeliyorlar sürekli. Siyasi düzenin sürmesi için, ne kadar insanın kaybını kabul edebiliriz? Halk, siyasi düzen için tehlike oluşturmaya başlamadan önce ne kadar can kaybına tahammül eder? Sıkıyönetim ilan etmek akıllıca mı, değil mi? Akıllıcaysa, hangi aşamada ilan edilmeli? Vesaire, vesaire... Ama hayır... Yeter ki tehlikeyi itiraf edip işe girişmesinler...''