The Most/Recent Articles

tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İyi Kitap'ın Ekim sayısı çıktı

İyi Kitap'ın Ekim sayısı yine dopdolu bir içerikle karşınızda! 
Mehmet Erkurt, Shaun Tan’in son kitabı Ağustosböceği’ni mercek altına aldı. Toprak Işık, Carlo Carzan ve Sonia Scalco ikilisi tarafından hazırlanan Çalıştır Saksıyı isimli başvuru kitabını yorumladı. Karin Karakaşlı, Rindert Kromhout’un, hayatı bir günde altüst olan Enrico’nun hikâyesini kaleme aldığı O Ağustos Günü hakkında yazdı. Sanem Erdem, kitabın tarihi hakkında merak ettiğiniz pek çok şeyi sayfalarına taşıyan, John Agard'ın yeni eseri Kitap’ı masaya yatırdı. Doğan Gündüz’ün hazırladığı Sahaf Dükkânı’nda, Fakir Bayburt’un yardımcı okuma kitapları yer alıyor. İlk Okuma Kitaplığı sayfalarında, Kerascoët, Daisy Hirst, Kristyna Litten, Florence Ducatteau, John Yeoman, Leen van Den Berg, Rafik Schami, Jeanne Willis, Andrew Larsen ve Linda Joy Singleton imzalı yepyeni resimli kitaplar tanıtılıyor. Çocuk Kitaplığı, Gençlik Kitaplığı, Başvuru Kitaplığı sayfalarımız ise her zamanki gibi yine dopdolu! Kasım ayında yeniden buluşmak üzere, iyi okumalar..

İYİ KİTAP
Ekim 2018
Sayı: 107
Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat Çam
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Safter Korkmaz
Yazı İşleri: Suzan Geridönmez
Tasarım: Burak Tuna
Uygulama: Nayime Serbest
Kapak İllüstrasyonu: Zülal Öztürk
ISSN: 1308 - 8866
Ücretsiz
Dağıtımda

Mekanik Prens bir kendini var ediş romanı

Alman çocuk ve gençlik edebiyatının ilham veren yazarı Andreas Steinhöfel’in erken dönem yapıtlarından Mekanik Prens, büyükten küçüğe herkesi etkisi altına alabilecek bir “kendini var ediş” romanı.
Andreas Steinhöfel, mekanik prens
İçtenlikli anlatımı ve zekice işlenmiş kurgusuyla okurunda derin izler bırakan Mekanik Prens, Max adında bir çocuğun tekdüze yaşamının bir anda uğradığı heyecanlı değişimi anlatıyor.Hayallerin de en az gerçekler kadar değer taşıdığına vurgu yapan Mekanik Prens, ilk gençlik çağının kaygı ve heyecanlarına alışmaya çalışan tedirgin gençlerin yol göstericisi oluyor.On bir yaşındaki Max, anne ve babasının bitmek bilmeyen atışmaları yüzünden maruz kaldığı huzursuzluk nedeniyle evde vakit geçirmeyi pek tercih etmez. Gerçek dünyadan kaçıp kafasını dağıtabildiği tek faaliyet ise metroya binip şehrin uzun ve karmaşık raylarını arşınlamaktır. Yine kendini yollara vurduğu sıradan bir cumartesi günü, tekdüze yaşamının en sıradışı gününe dönüşüverir. İstasyondaki bir dilencinin Max’a verdiği Altın Bilet, kahramanımızı bütün korkularıyla yüzleşeceği, gizli kalmış gerçekleri öğreneceği ve deyim yerindeyse kendini yeniden keşfedeceği inanılmaz bir serüvene çıkarır...
Çağdaş Avrupa çocuk ve gençlik edebiyatının yenilikçi ve öncü isimlerinden Steinhöfel’in yazar dehasına bir kez daha hayran bırakan Mekanik Prens, birçok kitaba ve filme göndermede bulunan derinlikli metniyle, yaşamı güzelleştiren değerlerden ilham alıyor.Hikâyeye yazarın kendisini de eklemesiyle farklı bir boyut kazanan Mekanik Prens, her gencin yürümesi gereken o içsel yolun üstüne atılmış ekmek kırıntılarıyla, kaybettiği kalbinin peşinden koşan bütün yalnız ruhların ışığı oluyor. “Bazı insanlar, korkularına karşı koymak yerine onlarda sığınacak bir yer ararlar. Kendilerini, hayatlarının sonuna kadar, korkularının ve endişelerinin arkasına saklarlar.”

MEKANİK PRENS
Roman, 12 yaş ve üzeri
Yazan: Andreas Steinhöfel
Türkçeleştiren: Olcay Mağden Ünal
Fiyat: 27,00 TL
Baskı Detayları: 264 sayfa, holmen kâğıt, karton kapak, 13,5x19,5 cm
ISBN: 9786052851524
Etiketler: Yolculuk, yalnızlık, kendini keşfetme, büyüme, fantastik
Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

Buzzati’nin tuvalinden yansıyan hikâyeler

Zamanın akışı karşısındaki çaresizliğimizin, huzursuz bekleyişlerin, tanıdık kâbusların ve yalnızlıkların usta anlatıcısı Dino Buzzati, Fırçanın Ucundaki Hikâyeler ile bu kez Ressamlar Kenti’nden sesleniyor okurlarına.
Dino Buzzati, fırçanın ucundaki hikayeleri,
Yapıtlarıyla kendine özgü tekinsiz, gerçeküstü bir anlatı evreni kuran Buzzati’nin elli iki yıl boyunca gizlediği ressam kimliğini gün yüzüne çıkaran Fırçanın Ucundaki Hikâyeler, çok yönlü sanatçının ilk kez 1958 yılında Milano’da sergilediği resimlerine ve bu resimleri “tamamlayan” kısa ve birbirinden bağımsız anlatılara yer veriyor.Türkçede ilk kez yayımlanan Fırçanın Ucundaki Hikâyeler’de Buzzati, gerçek ile hayal arasındaki sisli atmosfer içinde; zamanın önlenemez akışını, uzun yürüyüşlerin sonunda varılan hayal kırıklıklarını, kalelerin yalnızlığını, evlerin mahremiyetinde saklananları, davetsiz misafirlerin getirdiği tedirginliği, bürokratların ikiyüzlü ahlak anlayışlarını, kurban olduğu kadar kurban da eden kadınları, aşk ve tutkunun tehlikelerini yazı-resim ortaklığının getirdiği zengin anlatım olanaklarıyla sunuyor.
Buzzati’nin önceki yapıtlarında da görmeye alışık olduğumuz gerçeküstü ve esrarengiz ortamların, efsanevi olayların ve doğaüstü yaratıkların arzıendam ettikleri bu etkileyici kitap, özenli baskısı ve alışılmışın dışındaki boyutlarıyla koleksiyonerlerin ilgisini hak ediyor.Lorenzo Viganò’nun kaleme aldığı önsöz ve kitabın sonunda yer alan Buzzati’ye ait yazı sayesinde, yazarın resme olan tutkusunu, yarım asır boyunca kendisini gizlemesinin nedenlerini, aldığı eleştiri ve yorumları da öğrenme imkânı veren Fırçanın Ucundaki Hikâyeler, İtalyanca edebiyatın bu önemli ismini çok daha yakından tanıma fırsatı sunuyor. "Sorun şu ki, acımasız bir yanlış anlaşılmanın kurbanıyım. Ben, ne yazık ki gereğinden uzun bir süre boyunca hobi olarak yazarlık ve gazetecilik de yapmış bir ressamım.”

FIRÇANIN UCUNDAKİ HİKÂYELER
Resimli öykü, Yetişkin
Yazan ve Resimleyen: Dino Buzzati
Türkçeleştiren: Özge Parlak Temel
Fiyat: 45,00 TL
Baskı Detayları: 164 sayfa, 1. hamur kâğıt, resimli, renkli baskı, karton kapak, 15x18,5 cm
ISBN: 9786052349342
Etiketler: Aşk, insani zaaflar ve korkular, esrarengiz olaylar, şiddet, ahlaki ikiyüzlülük 
Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

İlay ve Mavi Karga Ortak Ruh’ta Bir Araya Geliyor

Ödüllü yazar Miyase Sertbarut’un, yüz binden fazla okura ulaşan Sisin Sakladıkları kitabının baş kahramanları İlay ve Mavi Karga, Ortak Ruh’ta yeniden bir araya geliyor.
miyase sertbarut ortak ruh tudem
Hayvanlara yapılan kötü muameleyi merkezine taşıyan Ortak Ruh, insanın doğayı diğer canlılarla paylaşmadaki bencilliğini açığa çıkararak herkesin içindeki vicdana ve adalet duygusuna sesleniyor.10 yaş ve üzeri okurları, zulüm gören hayvanlar üzerine düşünmeye davet eden Ortak Ruh, yeryüzündeki güçsüzlerin yanında yer alarak insanın sömürgeci vahşetine mistik bir çare arıyor.Bazen dünya öyle adaletsiz görünür ki gözüne yeni baştan inşa edilsin istersin. Sözün bittiği yerde yaşanan dehşet verici olaylar bir an önce dinsin, kötüler yaptıklarının cezasını alsın diye ümit edersin. İşte tam da o anda Ortak Ruh’un sisli ve gizemli gücü gösterir kendisini. İnsanlar tarafından sömürülen, yok edilen, sürgün edilen hayvanlardan bazıları ölmeden önce son soluklarıyla gökyüzüne ruhlarından bir parça gönderirler. Bir süre sonra, bu ruh molekülleri düzeni bozanlardan intikam almak için Ortak Ruh altında güçlerini birleştirirler. Balıkçıların ateş ettiği yunusların, ömrü kafeste geçen kobayların, ormana terk edilen köpeklerin, gece gündüz faytona koşulup telef olan atların hesabı sorulmalıdır. Üstelik bir an önce…
Her yapıtında okurlarını şaşırtmadaki ustalığıyla tanınan Miyase Sertbarut’un, klasikleşmiş romanı Sisin Sakladıkları’nın devamı niteliğindeki Ortak Ruh, zekice tasarlanmış kurgusu ve şaşırtıcı anlatım tekniğiyle ilk kitaptan bağımsız olarak da okunabilecek sürükleyici bir macera sunuyor.Çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatımızda özel bir yeri bulunan İlay ve Mavi Karga karakterlerini, sis bulutlarının ardında yepyeni bir serüvende buluşturan Ortak Ruh, hepimizin içindeki adalet duygusunu uyandırmaya geliyor."Eşkıyalar eşkıya olmadan önce nasıl başka bir şeydilerse köpekler de ormana atılmadan önce başka bir şeydiler aslında."

ORTAK RUH
Roman, 10 yaş ve üzeri
Yazan: Miyase Sertbarut
Kapak Resmi: Maria Brzozowska
Fiyat: 25,00 TL
Baskı Detayları: 200 sayfa, holmen kâğıt, karton kapak, 13,5x19,5 cm
ISBN: 9786052851616
Etiketler: Hayvan hakları, adalet, doğa, dayanışma

Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

Ormandan Çıkış Brent Williams-Korkut Öztekin

Depresyon ve kaygıyla mücadele edenlerin yolunu aydınlatacak kitap!
Ormandan Çıkış Brent Williams-Korkut Öztekin
Yazar, avukat ve hak savunucusu Brent Williams ile dünyaca ünlü çizer Korkut Öztekin’in imzasını taşıyan Ormandan Çıkış, modern çağın en önemli sorunlarından biri olanı depresyon üzerine cesaret ve ümit dolu bir grafik roman.Ormandan Çıkış, Brent Williams’ın bizzat deneyimlediği depresyon ve kaygı bozukluğu sürecinde yaşadıklarını ve öğrendiklerini konu edinen sarsıcı bir öykü anlatıyor. RoboCop çizgi roman serisinin başçizeri Korkut Öztekin ise depresyonun insanda yarattığı “çıkış yok” hissiyatını usta işi görsellere yansıtıyor.Geçtiğimiz nisan ayında Kendine Yardım Dalında IBPA Benjamin Franklin Ödülü Gümüş Madalya ile onurlandırılan Ormandan Çıkış, depresyondan mustarip kişilere ve onların yakınlarına rehberlik eden bilimsel içeriğiyle de farklılaşıyor.
Brent Williams, depresyonun karanlık ormanında yolunu kaybettiğinde, yaşamına, canlılığına ve gücüne dair her şeyin sonuna geldiğini düşünür. Williams’ın durumunu inkâr edişi ve kabullenişi, neşeyle derin melankolinin, çabayla yenilginin kol kola yürüdüğü inişli çıkışlı bir içsel mücadeleye dönüşür. Brent Williams’ın, yaşam yolunun tam ortasında karşısına çıkan bu büyük engeli aşabilmesi için öncelikle hayata yeniden tutunmayı öğrenmesi gerekmektedir...
Ormandan Çıkış, depresyonun nörolojik ve bilişsel kökenlerine dair araştırmaların yanı sıra toplumsal önyargılara da atıfta bulunarak çağımızın en yaygın sorununu anlamaya ve anlatmaya yöneliyor. Etkileyici çizimleriyle depresyonun karanlık ormanını okur için görünür kılan Korkut Öztekin ise hikâyenin gerçekçiliğini ve dinamikliğini artırıyor.Grafik roman meraklılarının yanı sıra sosyoloji ve psikoloji alanında çalışmalar yapan akademisyenler, uzmanlar ve hekimler tarafından büyük övgüyle karşılanan Ormandan Çıkış, zamanın ötesine taşan öyküsü ve hayatın içinden kahramanlarıyla ruhunu ormanın karanlıklarında yitirdiğini düşünenlere yeni yollar, yeni çıkışlar sunuyor.

Boborildo Problemleri Kitap Yorumu Eva Furnari

Çocukların problem çözme becerilerini geliştiren “acayip” bir kitap!
Şair Kısakulak ile Bay Mucittaş ve Ailesi isimli kitaplarından tanıdığımız ödüllü yazar ve çizer Eva Furnari yine matrak bir dünyadan sesleniyor.Boborildo Problemleri’nde, kendilerine her daim problem çıkarmak ve ortalığı birbirine katmak gibi kötü huyları bulunan sevimli Boborildoların günlük yaşantılarından kesitler sunan ele avuca sığmaz bir öykü anlatılıyor.7 yaş ve üzeri çocuklar, meraklı Boborildoların birbirinden komik problemlerine matematiksel ve mantıksal çözümler bulmaya çalışırken hem eğleniyor hem de zekâlarını ve hayal güçlerini geliştirme fırsatı yakalıyorlar. Problem çözmek çocuk oyuncağı! Peki ya Boborildo Problemlerini çözmek? Pek çokları için fena halde akıl almaz, sıradışı ve karmaşıklar. Üstelik alabildiğine de komikler!..
Yalın çizgilerini mizahtan beslenen evrensel öykülerle buluşturan Eva Furnari, Boborildo Problemleri ile bu kez okurlarını hikâyenin bir parçası olmaya çağırıyor! Öyle ki; kitapseverler, yüzlerine yerleşen kocaman bir gülümsemeyle kendilerini Momofo, Dodomilo, Toberto ve diğer Boborildoların problemlerine çözüm üretmekten alıkoyamıyorlar.Özgün hikâyesi ve pastel tonlardaki resimleriyle dikkati çeken Boborildo Problemleri, bilim ve matematik gibi konulara değinen eğlenceli anlatımının yanı sıra okurlarına yönelttiği açık uçlu sorular sayesinde çocukların hayal güçlerini ve mantık yürütme becerilerini geliştirmeye katkı sağlıyor.

File Bekçisi Kitap Yorumu Mal Peet

File Bekçisi, herkesin futbol tutkunu olduğu bir Güney Amerika ülkesinden heyecanlı bir öykü anlatıyor. 
file bekçisi, Mal Peet, Ünlü gazeteci Paul Faustino ve Dünya Kupasını yeni kaldırmış efsanevi kaleci El Gato, söyleşi için karşılıklı otururlar. Gazeteci, geleneksel bir başarı öyküsü yazmak için malzeme toplayacağını düşünür ama karşısındaki adamdan hiç beklemediği bir öykü dinler. Gizemli, mistik, sıradışı bir öykü. Kitabın en güzel yanı, oldukça tempolu ve heyecan verici şekilde ilerlemesi. Gizemin kitabın son sayfasına kadar ustaca saklanması merak ve heyecanı artırıyor. 
Hiç sıkılmadan baştan sona okunabiliyor. Aynı zamanda güçlü karakterleri ve estetik diliyle edebi niteliği öne çıkıyor. "Futbol ile edebiyat birbirine yakışmaz" diyenleri ters köşeye yatıracak bu kitabı futbolu seven ya da futbola önyargılı yaklaşan tüm çocuklara ve yetişkinlere tavsiye ederim.

FİLE BEKÇİSİ
Mal Peet
TUDEM 
Sayfa 232
Puan 
Yorumlayan Turgay Tokat

Mehmet Atilla'dan Güvercin Adımları

Türkçe edebiyatın güçlü kalemlerinden Mehmet Atilla’nın yeni romanı Güvercin Adımları, kişisel, kültürel ve toplumsal yargılar üzerine düşünme fırsatı sunan gerçekçi bir roman.
Mehmet Atilla'dan Güvercin Adımları
Çok katmanlı yapısıyla 10 yaş ve üzeri okurların ilgisini çekecek Güvercin Adımları, farklı etnik kültürler içerisinde büyümüş üç çocuğu ortak bir hedef etrafında buluşturan umut verici bir hikâye anlatıyor.Yetişkinlerin dünyasındaki hoşgörüsüzlüğün çocukların “saf” duygularıyla nasıl yumuşayabileceğini gösteren Güvercin Adımları, edebiyatın iyileştirici ve birleştirici gücünü kullanarak farklılıkların zenginliğine vurgu yapıyor.İlkay, Berfin ve Arman. Farklı kökenlerden ve kültürlerden gelen üç sınıf arkadaşı, öğretmenleri Kemal Bey’in rehberliğinde valilik tarafından düzenlenen bir robot tasarlama yarışmasına katılırlar. Tatlı bir tesadüfle bir araya gelen bu üç öğrenci ekip çalışması yapmak üzere birbirlerinin evlerinde toplandıklarında, kendi çocuk dünyalarında daha önce hiç rastlamadıkları bir sorunla karşılaşırlar. Ebeveynlerinin önyargıları ve hoşgörüsüzlüğü...
Yaşadığımız çağın en büyük sorunlarından etnik ayrımcılığa eleştirel bir yaklaşım getiren Güvercin Adımları, güncel toplumsal konuların yanı sıra teknolojik gelişmelere de yer vererek robotlarla insanların birlikte yaşayacakları geleceğe dair öngörülerde bulunuyor.  Ödüllü yazar Mehmet Atilla, Güvercin Adımları’nda, genel roman kurgusu arasına yerleştirdiği bir üst anlatıcı ile okuruna doğrudan sorular yönelterek etkileşimli bir okuma deneyimi sunuyor.

GÜVERCİN ADIMLARI
Roman, 10 yaş ve üzeri
Yazan: Mehmet Atilla
Kapak Resmi: Maria Brzozowska
Fiyat: 17,00 TL
Baskı Detayları: 136 sayfa, holmen kâğıt, karton kapak, 13,5x19,5 cm
ISBN: 9786052851463
Etiketler: Etnik kültürler, birlikte yaşama, ortak tarih, önyargılar, arkadaşlık, yaratıcılık, yarışma duygusu
Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

Mehmet Ali Çatal'ın Yeni Kitabı Holi Şit Çıktı

İlk kitabı Bi Kahve İçebilir Miyiz? ile hatırı sayılır bir okuyucu kitlesi edinen mizah yazarı Mehmet Ali Çatal'ın ikinci kitabı çıktı.
mehmet ali çatal, holi şit
 "Holi Şit" adlı kitapta alışılmışın ötesinde bir üslup kullanan Çatal, babasıyla sürekli tartışma içinde olan ancak bir türlü maddi gücünü toplayıp kendi evine çıkamayan bir gencin başına gelenleri anlatıyor. Kahramanın bu yolda yaşadıkları okuyucuyu güldürürken bazen de iç acıtıyor. 11 bölümden oluşan kitap 116 sayfa olarak Linza Yayınları tarafından piyasaya sürüldü. Çatal'ın ilk kitabı olan Bi Kahve İçebilir Miyiz? 2017 yılının en çok satan mizah kitaplarından biri olmuştu. Yeni kitabı Holi Şit ile ilgili konuşan Çatal, "Yazım süreci 1 buçuk yıl sürdü. Bu kitapta farklı olarak bazı bölümlerde kasıtlı boşluklar bırakarak onu okuyucunun hayal gücünün doldurmasına müsaade ettim. Biraz gıcık bir durum aslında. Örneğin kahramanımız ailesiyle yaşadığı tartışmalar neticesinde hayatının amacını evden ayrılmak olarak belirliyor. Normalde baktığında çok aptalca bir hayat amacı ama pek parası olmadığı için ve işleri genelde ters gittiğinden bunu gözünde çok büyütüyor. Tabi kadınlarla olan ilişkilerini rahatlatmak amacıyla da bu özgür hayatı istiyor. Bu amaca ulaşırken okuyucunun en çok merakta kalacağı yerlerden birini atlayarak anlattım. Hani birinin "Ne oldu biliyor musun" deyip de ne olduğunu anlatmaması gibi... İstedim ki merak hat safhaya çıksın ve orayı herkes kendi doldursun. Ayrıca sürpriz bir son hazırladım ve eminim buna herkes çok şaşıracak ve gülecek" dedi.
Rize, Ordu, Mersin, Elazığ ve TÜYAP'ta
Genç yazar kitabını Ekim, Kasım ve Aralık aylarında imzalayarak okuyucusuyla buluşacak. Ekim ayında Rize ve Ordu'da olacak yazar, Kasım ve Aralık aylarında ise Elazığ'da ve TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda yeni kitabını imzalayarak okuyucularıyla sohbet etme imkanı bulacak.
Mehmet Ali Çatal kimdir?
Gırgır dergisindeki mizah hikayeleriyle tanınan Mehmet Ali Çatal, pek çok ulusal gazetede de çalıştı. 1991 doğumlu yazar, 2017 yılında İstanbul Gazeteciler Derneği tarafından Gelecek Vaat Eden Gazeteci seçilmişti. Genç yazar farklı yazım üslubuyla dikkat çekiyor. 

Seran Demiral'ın Kaleminden Likya'nın Şarkısı

Genç yazar Seran Demiral’dan, müziğin kıyısında gezinen bir kendini keşfetme öyküsü. 
seran demiral likya şarkılarıYaşlılık, ölüm gibi kavramları müziğin naifliğiyle anlatan Likya’nın Şarkısı, annesinin hastalığı yüzünden yaşamı değişen bir çocuğun günden güne büyüyüp olgunlaşmasını umut dolu bir hikâyeye dönüştürüyor.  Anneanneden toruna, üç farklı kuşağı, müziğin birleştirici gücüyle buluşturan Likya’nın Şarkısı, derinlikli öyküsüyle okurunu içindeki müziğe kulak vermeye çağırıyor.  
Likya’nın annesi müzisyen, kendisi ise annesinin en büyük bestesi. Bütün anneler çocuklarının doğum gününde pasta yaparken Likya’nın annesi beste yapıyor. Arkadaşları onun hayatına imrenirken, her gece müziğe “maruz kalan” Likya, sonunda kendisinin koca bir şarkıya dönüşeceğini düşünüyor. Her şey annesinin ani hastalığı ile değişiyor. Yaşadıkları ve hissettikleri düşüncelerini değiştirirken Likya’yı da bambaşka birine çeviriyor. Öyle ki; bir zamanlar içindeki şarkının susmasından başka bir isteği olmayan Likya, artık annesi için beste yapmaya başlıyor. On binlerce okura ulaşan Parmak Uçları isimli kitabıyla tanınan Seran Demiral, Likya’nın Şarkısı ile ölümün kıyısındaki bir annenin kızıyla ve kendi annesiyle olan ilişkilerini, okurunu kedere boğmayan, ümit vadeden bir hikâyeye dönüştürüyor. Likya’nın Şarkısı, bir çocuğun sevdiklerini kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalmasını yaşamın doğal bir parçası olarak aktarırken, yaşam mücadelesi içindeki insanları ve hayatı sorgulamalarını tüm gerçekliği ile yansıtıyor. “Senin hastalıkla, benim ise müzikle savaşımın sonu.” 
Seran Demiral Hakkında
1989 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. 2007’de Kadıköy Anadolu Lisesi’nden, 2011’de Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun oldu. 2005’te Münzevi, 2007’de Hissizleşme isimli fantazya romanları yayımlandı. Peki ama ben kimim?, Okulda ne işim var?, Nasıl yapalım? ve Dünyayı neden değiştirmeliyiz? isimlerini taşıyan kitaplardan oluşan, genç okurlara yönelik “Filozof Çocuklar Kulübü” serisi ve görme engelli gençlerin hayatını konu eden Parmak Uçları isimli eserleri yayımlandı. Aynı zamanda bilimkurgu ve distopya gibi türlerde yazmayı sürdüren Demiral’ın Hayat Üretim Merkezi isminde bir bilimkurgu romanı ve çeşitli antolojilerde yayımlanmış öyküleri vardır. Kurgu yazarlığının yanı sıra, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünde doktora eğitimine devam etmekte, yaşamını çocuklarla güzelleştirmekte ve başka hayatların olanaklarını çocuklarla aramaktadır. 

Öfke kontrolü üzerine evrensel bir kitap

Çalışmaları pek çok ödüle değer görülen Brezilyalı yazar Blandina Franco ve illüstratör José Carlos Lollo ikilisinden, öfke duygusu ve kontrolü üzerine evrensel bir öykü.
Öfke gibi son derece kuvvetli ve yıkıcı bir duyguyu çarpıcı bir hikâyenin merkezine taşıyan Öfke, günümüz dünyasının en önemli sorunlarından birini yalın bir dil ve stilize resimler eşliğinde anlatıyor. Özgün metninin yanı sıra siyah-beyaz minimal çizgileriyle öne çıkan Öfke, insan ruhunu esir alan öfke hissini kırmızı renkle vurgulayarak, öykünün akışı ile gittikçe büyüyen, ele avuca sığmaz bir virüs olarak yansıtıyor. Başlangıçta ufacık tefecik minik bir öfkeydi. Bir köşede durur, kendi kendini yer bitirirdi. Çok geçmeden başka şeylerden beslenmeye başladı. Zamanla büyüdü, büyüdü ve kocaman oldu. En sonunda kendi içine sığamadı ve patladı! Öfke, hem kör, hem sağır, hem de dilsiz olmuştu. Bu karmaşayı gidermenin bir yolu olmalıydı…
Doruk noktasına ulaştığında, büyük bir galeyana, aşırı hiddete, hatta korkunç bir gazaba dönüşebilecek öfke duygusuyla başa çıkabilmenin tek yolunun sağduyudan geçtiğine vurgu yapan Blandina Franco ve José Carlos Lollo ikilisi, bu resimli kitapla öfkenin insan ruhunu nasıl köreltebileceğini gösteriyor. Çocukların ebeveynleriyle birlikte okuyarak çok şey öğrenecekleri, öfke kontrolünü yitiren yetişkinlerin ise başuçlarından eksik etmek istemeyecekleri bu etkileyici kitap, öfkenin, önyargı, şüphe, bencillik, kıskançlık ve tahammülsüzlük gibi diğer hislerden nasıl olumsuz etkilenebileceğini gözler önüne seriyor.

Tanrılar Çağı: Oktay Volkan Alkaya'nın Distopyası

Geleceğin öncesiyle sonrasında geçen ve ortasında eteğindeki tüm taşları önünüze seren bu Distopya, insanlığın zaman zaman yaratığı, kendi sonunu getirmesini anlatıyor. 
TANRILAR ÇAĞI Oktay Volkan AlkayaOktay Volkan Alkaya’nın Tanrılar Çağı’nı olanca macerasıyla tamamladım.Dünyanın sonunun geldiğini düşündüğünüz anda ise yeni bir soluk, fark edilen bir aşkla tekrar yeşermesini ve macerayı bu kez de onun gözüyle yaşamanızı sağlıyor. Kuzeyden ve Güneyden sıkışmış bir ülke, peşinizde ki en büyük güç Tanrı Kral ve kimin dost kimin düşman oluğunu anlamayacağınız bir dünyada, aşkın her şeyin önüne geçişi ve edinilen gücün dayanılmaz cazibesi. Devamının Wattpad’de olduğunu bildiğim kitap için, üç yüzü aşkın sayfanın yetmediğine bitirdiğinizde emin olacaksınız, bu her yazar ve okurun isteği. Keyifle okuyun; kalemine sağlık Oktay…
TANRILAR ÇAĞI
Oktay Volkan Alkaya
Kent Kitap
Sayfa 328
Puan 
Yorumlayan Tolga ELİGÜL

Organ nakline dikkat çekmek için kitap yazdı

Kocaeli Değirmendere'de yaşayan Kuzey Ümit Mutlu, organ nakli bekleyen eşinin ölmeden önceki son isteğini yerine getirerek başkalarının da aynı acıyı çekmemesi için hastanede refakatçi kaldığı günleri ve yaşadıklarını kaleme aldı.
organ nakli refakatçi kitap
Mutlu acılarla yoğurarak yazdığı ilk kitabı Refakatçi'de, eşiyle aralıksız iki yıl boyunca hastanede yaşadıkları hayatı çektikleri acıyı kaleme aldı. Kitabı insanlara organ naklinin önemini anlatmak ve eşinin son isteğini yerine getirmek için yazdığını belirten Mutlu, kitap blogu Okuyorum.org'a yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Netice itibariyle eşime beklenen organlar çıkmadı ve 26 kilo girdiği son operasyonda onu maalesef kaybettik. Ben bu kitabı onun son arzusunu yerine getirebilmek için yazdım. Şimdi de sizin beğeninize sunuyorum. Amacım insanları bilinçlendirmek ve başkalarının aynı acıları yaşamasını engelleyebilmek. Ülkemizde Kitap okuma oranının ne kadar düşük olduğunu biliyorum ama bunu bir şekilde başaracağımı düşünüyorum"
KİTAP TANITIMINDAN
Hastanedeki onuncu ayımızda doktorun ağzından çıkan o sözler bizi cehennem azabına atmış, aklımızı da kör etmişti.Artık Duygu’nun hayata tutunabilmek için dünyada çok az denenmiş, başarı oranı son derecede düşük olan çoklu organ nakli ameliyatı olması gerekiyordu.Tam dört organ bir arada ve aynı anda nakledilecekti. Peki nasıl olacaktı bu iş... Organ bağışının yetersizliği sebebiyle dünyada, özellikle de Türkiye’de binlerce insan tek bir organı bekleme sürecinde hayatını kaybediyorken…Yirmi bir ayın sonunda bize uygun olan kadavra sağlık bakanlığı tarafından sunulduğunda, eşimin tüm vücudu iflas etmeye başlamış, korkunç bir erime süreci geçirerek dört yaşındaki oğlumuzun kilosuna, yirmi altı kiloya düşmüştü.
Bu ameliyat Türkiye’de bir ilk olacaktı. İlki başarırsak eşimin ameliyattan sağ çıkma ihtimali doktorun değişi ile milyonda birdi. Bu ameliyata girmez ise tahmini olarak yoğun bakım ünitesinde 15 günlük ömrü kalmıştı. Ve... Bu ameliyatın gerçekleşmesi benim verecek olduğum o kritik karara bağlıydı. İçinden çıkılmaz bir çarkın dişlileri benliğimi lime lime ederken doğru kararı nasıl verebilirdim ki? Bunun bir doğrusu var mıydı? Hayat arkadaşım avuçlarımın arasından öylece kayıp gidiyordu. Hiç hatırlamak istemediğiniz şeyler,  Hiçbir zaman unutmadıklarınızdır. Belleklere yazmak zorunda hissettiklerinizdir...
Refakatçi 
Organlarını Bağışlamaya Hazır mısın?
K. Ümit Mutlu 
Kerasus Yayınları
248 Sayfa

Kanunsuzlar Meclisi Gerçek Ağyel

Yedi hırsızın hayatının bir bölümünü konu alan Kanunsuzlar Meclisi'nde işler planlandığı gibi gitmiyor... 
Kanunsuzlar Meclisi Gerçek Ağyel
Zengin muhitinde bir villayı gözüne kestiren usta hırsızları büyük bir süpriz bekliyor,girilen villa kirli işlerle uğraşan Yakup beyin sırlarını gizlediği,korunaklı merkez üssü. Sıradan bir hırsız olduklarını belirtselerde Yakup Bey sağlamcı adam,Avukatı aynı zamanda yardımcısı olan Hilmi'ye gerçekleri öğrenmesi icin tam yetki veriyor.Fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalan hırsız çetemiz liderleri Gökhan sayesinde paçayı sıyırıyorlar(hemde ne sıyırmak) Gökhanın zekası ve karakteri Yakup bey'in ilgisini çekince bu çeteyi kirli işlerinde maşa olarak kullanmaya karar veriyor. Yakup'un suyuna gitselerde Gökhan ve arkadaşlarının amaçları ise bambaşka. Gökhan'ın Gülhanla aşkı bulması kitaba ayrı bir lezzet katmış,ikili arasındaki diyaloglar sizi de düşünmeye itiyor. İkilinin inanışlarını ve felsefi görüşlerini saygı çerçevesinde tartışması güzeldi.Peki bu yedi hırsız yürüdükleri bu yolda birbirlerine sadık kalabilicekler mi?Kitabın dili sade ve anlaşılır.Noktalama işaretlerine dikkat edimiş uzun zamandır okuduğum yazımı kusursuz kitaplardan biri.Bence kitabın tek eksiği sokak jargonu olmamasıydı,hayatını hırsızlıkla idare eden gençlerin biraz daha sert olması gerekirdi diye düşünüyorum. Sonu çok hızlı oldu bana göre açık noktalar kaldı.Bu da kitabın devamı olacak hissi uyandırdı... 
Kanunsuzlar Meclisi 
Gerçek Ağyel 
Puslu Yayıncılık 
248 Sayfa 
Puan 
 ★★★★★ 
Yorumlayan Bahar Bayrak GÜRER

Bekir Manav'ın "ARZ" İsimli Kitabı Çıktı

Bekir Manav'ın kaleme aldığı Arz kitabı Genç Osman yayınlarından çıktı. 
bekir manav arz
Arz bir dirilişin adıdır.İki bölümden oluşan bu kıymetli eserde birinci bölüm, Ötüken’den Ahlat’a yürüyen şanlı Türk Soyu’ndan kırk çerisiyle Çin İmparatoru’nun Sarayı’nı basan Kürşad’ın destan yazan baskınını, Oğuz Kağan’ı ve Göktürkleri ele alır. İkinci bölüm, İngiliz ve Amerikan örgütü BNK’nın Türkiye sorumlusu Büyük Dük önderliğinde gizlenmiş ajanların faaliyetlerini, Türkler üzerindeki oynanan oyunlarını anlatır.Haçlı çocukları, Aksakallı Ululara karşı nasıl bir mücadele veriyor? Vatandaşlarımıza bilim, tarih, fen yerine neden evlilik programları izlettiriliyor? İngilizler, strosferin 27. Kilometresine balon gönderirken, körlüğe, em- es hastalığına, küresel ısınmaya çare bulurken, Konya kadar yüz ölçümü olmayan ülkeler, kıtalarda ürettiği otomobilleri gezdirirken biz Türklere ne düşmüştü ? Türk Devletleri gerçekten Aksakallıların emriyle mi kuruldu ? Müslüman görünümlü İngiliz casusları Osmanlı’da ne yaptı ? ARZ, Türk’ün dirilişi, canını Hak’ka ARZ etmesiyle olacak. Kitap hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız...

Bu Haftaki Kitap Önerim: Garip Emlakçı Ne Yapar?

Projeleri ve fikirleriyle arsa yatırımına yepyeni bir boyut kazandıran AHK Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Hakan Karahalil’in, yaşamını ve başarı notlarını anlattığı “Garip Emlakçı Ne Yapar?” adlı kitabı çıktı.
“Kâr Taahhüdü Sözleşmesi”yle yatırımcıyı koruyan bir sistem oluşturarak arsa yatırımına yepyeni bir
bakış açısı getiren AHK Gayrimenkul, Adana Sarıçam’da geliştirdiği projesiyle yatırımcısına %900; Bursa Gürsu’daki projesiyle %350 ve yeni başladığı İzmir Torbalı Bölgesi’ndeki arsa yatırım projesiyle yatırımcısına şimdiden %250’ye yakın kâr sağlamış ve sektörde adından sıkça söz
ettirmişti.AHK’nın mimarı Ali Hakan Karahalil’in, kârlı bir girişime dair dikkat edilmesi gerekenler konusunda genç girişimcilere yol gösterici notların yer aldığı kitap; Ankara’da sıfırdan kurulan ve bugün uluslararası ölçekte başarılı işlere imza atan AHK Gayrimenkul’ün kuruluş ve yükseliş hikâyesini konu alıyor. Bununla birlikte özel ve iş yaşamında gösterdiği reflekslerden arabalara olan tutkusuna, küresel dünyanın zor şartlarında yatırımcıya kazandırma garantisinden dostlarıyla olan diyaloglara kadar pek çok detayın yer aldığı kitap, Ali Hakan Karahalil’in, nam-ı diğer “Garip Emlakçı”nın hiç bilinmeyen yönlerine ışık tutuyor.
“Kitabın Geliri Şehit Ailelerine Bağışlanacak”
Her okuyucunun kendisine dersler çıkarabileceğini ifade eden Ali Hakan Karahalil, “Biz kitabın yazımından raflarda yer alımına kadar her süreçte çok eğlenerek çalıştık. Kitabın her detayıyla özenle ilgilendik. Umuyorum ki okuyanlar da en az bizim kadar zevk alacak. Ayrıca okuyucular bu kitapta “Arsa Yatırım Danışmanı” unvanının ötesinde bir Ali Hakan Karahalil görecekler. Kendimi bu şekilde anlatabildiğim bir mecra olduğundan dolayı bu kitap benim için oldukça önemli.” dedi ve ekledi, “AHK Gayrimenkul olarak bizim bu kitapla ilgili herhangi bir gelir beklentimiz yok. Tek isteyeceğimiz ülkemizin ve milletimizin ihtiyaçlarının giderilmesinde devletimize yardımcı olmak. Bu yüzden kitabımızdan elde edilen tüm geliri şehit aileleri ve yakınlarına bağışlıyoruz. Bununla birlikte kitabı armağan ettiğimiz değerli dostlarımızı, kitabımız vesilesiyle şehit ailelerine yardımcı
olan vakıflara yönlendiriyoruz. Kitabımız ‘iyilik kaldıracı’nı harekete geçirebiliyorsa, ne mutlu bize…” şeklinde konuştu. Sahip olduğu bilgilerle gerek girişimciye gerekse de yatırımcıya ders niteliğinde notlar barındıran “Garip Emlakçı Ne Yapar?” kitabını Ankara Liman Kitap Kafe’den alabileceğiniz gibi online olarak ekinyayinevi.com, insancilkitap.com, nezih.com.tr, babil.com, odakitap.com, kitapsahaf.net ve kitapdenizi.com sitelerinden de satın alabilirsiniz.
Ali Hakan Karahalil
Ali Hakan Karahalil Kimdir?
Aslen Trabzonlu olan Ali Hakan Karahalil 1978 yılında Ankara’da doğdu. Otomotiv sektöründe kurumsal şirketlerin satış ve pazarlama birimlerinde uzun yıllar idarecilik yaptıktan sonra Gayrimenkul sektörüne adım attı. Bu sektörle ilgili eğitimlerini tamamlayan Karahalil, 2008 yılında merkez ofisi Çankaya temsilciliğinde yer alan AHK Gayrimenkul Arsa Yatırım Danışmanlığı şirketini kurdu. Ankara dışında plan ve proje bölgelerinde gerçekleştirdiği Arsa Yatırım Projeleri ile yatırımcının risksiz kazanmasını sağlayan taahhüt ve garantörlük sisteminin ilk ve tek temsilcisi olarak sektördeki yerini aldı. Bugün geniş network ağı ve eğitimli personeliyle yurtiçi ve yurtdışındaki müşterilerine yaratıcı yatırım çözümleri geliştiriyor.

Ölüm Var Lütfen Sevdiklerinize Geç Kalmayın

Büyük Ödeme kitabının yazarı Eslem Tuna ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Moleküler biyoloji ve  Genetik Mühendisi olmak isteyen genç yazarın otuz altı tane şarkı sözü bulunuyor. Sözü  gelecekte güzel işlere imza atacak genç yazara bırakıyoruz.
yazar eslem tuna
Merhaba Eslem Hanım,  okuyorum.org okurlarına kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba, ben Eslem Tuna. 16 yaşındayım. Bahçeşehir Okyanus Koleji Fen Lisesinde 10. Sınıf öğrencisiyim. İlk kitabım Kasım 2017’de yayınlandı. Kişisel özelliklerimden bahsetmem gerekirse duygusal bir insanım. Her insanın kendini rahatlama yolları vardır. Benim yolum yazmak. Gezmeyi, keşfetmeyi çok severim. Araştırmacı bir ruhum var. Projeler yapıyorum ve yarışmalara katılıyorum. İkinci kitabımı yazıyorum. Bunun yanı sıra 36 tane bestesi de bana ait şarkı sözüm var. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. 1 sene boyunca müzik akademisinde eğitim aldım. 
Yazmaya ne zaman başladınız?
İlkokuldan beri etkilendiğim en ufak bir olaydan sonra kağıda sarılırdım. Hatta bir sürü günlüklerim var. Tabi o zamanlar kitap yazma düşüncesi yoktu kafamda. İçimi rahatlatıyordum. Kafamı topluyordum. 
yazar eslem tunaSizi kitap yazmaya yönlendiren sebepler nelerdir?
Bir gün 7. Sınıftayken okulda birkaç bir şey yazmıştım. Daha önceden şarkı yazdığımı bilen arkadaşlarım okumak istediler. Okuduktan sonra sen neden kitap yazmıyorsun, yazmayı dene diye bir sürü tavsiye aldım. O günler bu hevesle biraz başladım. Tabi 7. Sınıf bitti ve Teog senem geldi. O sene derslerden dolayı yazamadım. Ara verdim. Daha sonra 9. Sınıfın başında boş bulduğum her anda yazmaya başladım ve 9. Sınıfın sonuna kadar kitabı bitirdim. Hafta içi 2 saat yazabiliyordum. Pazar günleri daha çok ilgi gösteriyordum. En çok haziran ayında her gece sabah 4’e kadar yazdım. Sabahları kitabın devamını deftere yazıyordum. 12’den sonra bilgisayara geçiriyordum. 1 ayda toparladım kitabımı ve daha sonra basım aşamasına geçildi. 
Sizin gibi kitap yazmayı düşünen genç yazarlara tavsiyeleriniz nelerdir ?
Başlamaktan çekinmesinler. Yapamam diye gözünüzde büyütmeyin. Her şey zamanla oluyor ve o en başta attığınız adım sizin için çok değer kazanıyor. Denemekten zarar gelmez, içinizde kalmasın derim. Başlayın kitaba ve zaten uygunsanız bu iş için gerisi kendiliğinden gelecektir.
Büyük Ödeme isimli kitabınız İkinci Adam Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabınızdan kısaca bahseder misiniz?
Olayları iki kişi ağzından anlatıyorum. Seren ve Mete olmak üzere bölümlere ayrılmış durumda. Serenin yaptığı bir hata, ailesine layık kalamayışı ile başlayan hikaye tüm gerçekleri öğrenen Mete’yle devam ediyor. Mete doğrucu dürüst bir insan olmasına rağmen hata yaptığını bildiği pişman olan Serene çoktan kapılıyor, aşık oluyor. Zamanla diğer karakterler olaya giriyor. Yakın arkadaşlıklar, yeni aşklar, düğünler ve en kötüsü ölümler oluyor. Sonunda her şeyden öte aşkın ne kadar dayanabildiğini görüyoruz ama dayansa da bazen ölümün tüm duyguları ezip geçtiğini fark ediyoruz. Son olarak buradan seslenmek istiyorum, ölüm var bu hayatta lütfen sevdiklerinize geç kalmayın.
On altı yaşında ilk eserinizi kaleme aldınız. Kitabınız yayınlandığında neler hissettiniz, hayatınızda neler değişti ?
yazar eslem tuna
Çok mutluydum. TÜYAP fuarında çıktığı için 2 gün içinde imza günüm olacaktı ve çok heyecanlıydım. TÜYAP beklentimin üstünde geçti 3 gün imza günü yaptım. Her şey çok güzel gitti. Sevdiğim tüm insanlar yanımdaydı. En çok hoşuma giden şeyse tanımadığım insanların güzel yaklaşımıydı. Tahminlerimin çok üstünde bir duyguymuş yazar olmak ve dedim ki iyi ki en başında elime o kalemi almışım. Hayatımda değişen epeyce şey oldu. Yeni arkadaşlıklar edindim. çok kıymetli kişilerle tanıştım. Bu yolda bana destek oldular. 16 yaşında resmî olarak bir iş sahibi oldum ve artık bir ünvanım vardı. Dışarıda insanların tepkileri çok farklı oluyordu. Bunlar beni mutlu eden şeyler şuana kadar herşey yolunda böyle devam etmesi de tek temennim.
Gelecekle ilgili planlarınızı hayallerinizi merak ediyoruz ?
İleride kitap çıkartmaya devam edeceği ve bestelerimi seslendirdiğim bir albümüm olsun istiyorum. Bunun yanında moleküler biyoloji ve genetik mühendisi olmak istiyorum. İnsanlığa yeni bir şeyler kazandırmak benim için ideal olan şeydir. Doktoradan sonra en büyük hayallerimden biri kendi araştırma laboratuvarımı kurmak. İleri ki yaşlarda seminerler vermek, yol göstermek isterim. Bunun için de şimdiden çalışmaya başladım diyebilirim. 
Ailenize kitabınızı söylediğinizde ne tepki aldınız? 
Aileme ilk bahsettiğim de daha kitabın ortalarındaydım. Çok şaşırmışlardı. Bitirdikten sonra yanlarına gittiğimde ben yayıneviyle ilk görüşmeyi yapmıştım. Bana her konuda olduğu gibi yine destek oldular. Gittik, konuştuk, anlaştık ve kitabım basıldı. Onlar da en az benim kadar heyecanlı ve mutluydular. Onları çok seviyorum ve yanımda oldukları için çok teşekkür ediyorum. 
Okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? 
Onları çok seviyorum, benim için çok değerliler. Şu zamana kadar çok güzel yorumlar aldım, hepsine çok teşekkür ediyorum. Kitap çıkartmakta ki tek amacım yeteneğim olan bir işi değerlendirmekti. Ortaya güzel sonuçlar çıkıyorsa bunu paylaşmalıydım. Paylaştığıma da değdi. Sizler beni çok mutlu ettiniz. Sevgiyle kalın...

Yazar Ulaş Can'ın Rüya Ağacı Kitabı Çıktı

Yazar Ulaş Can'ın ikinci kitabı Rüya Ağacı Cinius Yayınları'ndan çıktı.
Yazar Ulaş Can Rüya Ağacı
Bir insan, bir insanı,
En fazla ne kadar sevebilir Rüya Ağacım?
Eteklerden dökülen kirleri, paçalardan akan lekeleri,
En fazla ne kadar görmezden gelebilir? 

Bir insan, bir insana,
En fazla ne kadar katlanabilir Rüya Ağacım?
Ağızlardan saçılan yalanları, dillerden boşalan riyaları,
En fazla ne kadar duymazdan gelebilir? 

Çok mu karanlık burası da,
Her kibrit çöpüne dört elle sarılırız?
Çok mu çaresiziz burada da,
Bir yanımlık çöplere umut bağlarız? 

Neden Rüya Ağacım, 
Niçin bu kadar yalnızız? 

İnsanlar... 
İnsanları...
İnsanlara...
Neden muhtaç eder? 

Söyle Rüya Ağacım, lütfen konuş;
Niçin her gece her gece, sana sığınırız?
Ve doğan her gün, mutlaka geceye varmasa,
Biz ne yaparız?

KİTAPTAN BİR ALINTI
1999 yılının yaz mevsiminde, bir sanayi sitesinin içinde yer alan bir çay ocağında, iki ay kadar garsonluk yapmıştım...
Çalıştığı oto tamir dükkanının paydos saatlerinde bizim ocağa gelen genç bir adam vardı. Üstü başı, yüzü gözü, simsiyah yağ içinde; bir elinde bir spor gazetesinin at yarışı eki, bir elinde bir tükenmez kalemle gelir ve plastik sandalyelerimizden birine oturup, demli bir çay söylerdi kendisine. Ve çayının yarısını içer, öbür yarısını ise (at yarışına daldığı için soğuduğundan) ocağın yanındaki çam ağacının dibine döker ve çayın parasını çay tabağına bırakıp, işinin başına dönerdi tekrar.
Tam bir at yarışı hastasıydı. Ve bir hayali vardı... Bir gün, at yarışından şöyle iyi bir para kaldıracak ve bu parayla fiyakalı bir araba satın alıp, arabasının arkasına da "Atım sağ olsun" yazdıracaktı. Derken bir gün, günlerdir görmediğimiz-çay ocağına uğramayan bu gencin; at yarışından, o zamanın parasıyla 16 milyar lira kazandığını öğrendik patronundan. Aynı zamanda, birkaç gün önce, yani parayı kazanır kazanmaz işi bıraktığını da. Ki, telefonla arayarak söylemiş işi bıraktığını, dükkana gelmemiş ve içeride kalan yarım haftalığını da almamıştı. (Kısacası, kimseye görünmeden ve bir daha dönmemek üzere, gidiş o gidiş.) Dediğini yaptı mı? Bir araba alıp, arabasının arkasına "Atım sağ olsun" yazdırdı mı bilmiyorum. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki: İnsanların ezici çoğunluğu için hayat, "katlanmak" denen şeyden ibaret! Seçmiyor, katlanıyoruz. İstemiyor, katlanıyoruz. Sevmiyor, katlanıyoruz. Ve bu örnekte olduğu gibi, fırsatını bulduğumuz anda da önüne çekilen seti yıkan bir ırmak misali ardımıza bile bakmadan kaçıyoruz. Katlanmaktan kurtulmanın zevkine varıyoruz... (Sayfa: 76, 77)

Dumanlar Çekilince Cin Ayetleri Gördüm Çıktı

Yazar Leyla Şahin'in Dumanlar Çekilince Cin Ayetleri Gördüm isimli kitabı IQ Kültür Sanat Yayıncılık'tan çıktı.
Psikolog olmaya karar veren bir bayanın yaşamını anlatan kitabın tanıtım yazısını sizlerle paylaşıyoruz : Hayat böyle olmalı, bir hastane odasında da olsak böyle olmalı diye düşündüm ve orada o gün, bunları düşündüğüm işte o an psikiyatr olmaya karar verdiğim andı... O akşam bu pencerenin önündeki mutluluktan ağlayışım şu an gibi aklımda ve şimdi yine mutluluktan ağlıyorum... 

Eslem Tuna'nın Büyük Ödeme Kitabı Çıktı

On altı yaşındaki genç yazar Eslem Tuna'nın ilk kitabı Büyük Ödeme raflardaki yerini aldı.
Eslem Tuna Büyük Ödeme
TÜYAP fuarında satışa sunulan kitap okuyuculardan büyük beğeni topladı. Yazarlığa ilk adımını atan Fen Lisesi öğrencisi genç yazar ileride güzel işlere imza atabilir. Büyük Ödeme isimli kitabın kapak yazısını sizlerle paylaşıyoruz; Bir umuttu o bakışın,Bir umuttu o gülüşün,Bir ateş gibi dokunduğunda yakan bir umuttu.Ama ben yine de dokundum o gülüşe,Kalbimin en deriniyle yanacağını bile bile, Çünkü uğruna yanabilir, hatta ölebilirdim de...
HATALARINI AŞKLARIYLA ÖDEYENLERE...
Bazı şeylere alışılmaz;
bazı şeylere katlanılır, bazı şeylere dayanılır.
Vazgeçilen unutulur da kaybedilen unutulmaz.
Ağırdır yürekte yük, gün gelir taşınmaz.
İşte Seren ve Mete’nin hikâyesi...
Detaylı bilgi için tıklayınız.