The Most/Recent Articles

tudem yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tudem yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Matematik Hikâyesi Tudem'den Çıktı

Namı ta Uzakdoğu'ya kadar ulaşarak Çincede ve Korecede yayımlanan “Bir Matematik Hikâyesi” kitabının yaratıcısı Sümeyra Güzel, şimdi de zihinlerde şimşekler çaktıran problemlerin peşine düşüyor.

Bir Matematik Hikâyesi, Tudem

Geçtiğimiz yıl raflara giren “Bir Matematik Hikâyesi” ile, matematik dersine karşı istemsizce geliştirilen önyargıları hayatın içinden örneklerle bertaraf etmeye çalışmış, çoğu kez farkında bile olmadığımız durumlarda matematiği nasıl da ustaca kullandığımızı çocuklara göstermeyi hedeflemiştim. Matematik alanında aktif görev alan bir eğitimci olarak matematik öğretiminde bazı konuların diğerlerine kıyasla zihinleri biraz daha zorlayabileceğini kabul etmek gerekiyor. Bunun tartışmasız en birincil örneği ise problemler... Matematikte başarılı, algısı yüksek öğrencilerin bile problem çözme konusunda zorlanması, problem çözmeye yönelik bir kitap yazma gerekliliği konusunda bana esin verdi. Girdiğim derslerden elde ettiğim izlenimlere göre; çocuklar okudukları problemleri tam olarak anlamadan, kendilerine verilen sayıları nasıl kullanacaklarına karar vermeden; çözüme giden yolu daha önce karşılaştıkları problemlerde “ezberledikleri” yönetmeleri uygulamakta arıyorlar. Oysa her problemin kendine özgü bir öyküsü, cümle yapısında yer alan bilgilerin zihinlerde çizmesi gereken bir resmi var. İşte tam da burada hayal gücümüz devreye girmeli ve anladıklarımızı matematik bilgimizle harmanlayıp çözüme ulaştırmalıyız. Henüz okurla buluşan “Ben Bu Problemleri Çatır Çatır Çözerim” ile, problemlerin çizdikleri resmin gerçeklikle bağlantısını ortaya koymayı ve çözüm yoluna doğu atılacak her adımın basit bir sistematiğinin olduğunu göstermeyi amaçlıyorum. Emin olun, problem çözmek sanıldığı kadar zor değil! Ve artık tüm bu “karmaşık” süreci hafifletecek harika başucu kitaplarımız var! Birazcık hayal gücü, birkaç basit adım sonucunda problemleri çatır çatır çözmek işten bile değil…

Ödüllü İngiliz yazar Ben Davis ilk kez Türkçe’de

Ben Davis'in yazdığı ve Mert Doğruer’in Türkçeleştirdiği Ultra Çocuk ile Harika Köpek, Tudem Yayınları’ndan çıktı. Dünya çapında büyük ses getiren romanda yazar Ben Davis, insanlar ve köpekler arasındaki koşulsuz sevgiyi hem hüzünlü hem de eğlenceli bir anlatıya dönüştürüyor.

Ultra Çocuk ile Harika Köpek, Ben Davis, Tudem Yayınları
Ultra Çocuk ile Harika Köpek, Ben Davis, Tudem Yayınları

Doğdukları günden beri hiç ayrılmayan ultra çocuk George ile harika köpeği Gizmo'nun büyüme ve olgunlaşma hikâyesini sayfalarına taşıyan bu bol ödüllü kitap, olumsuz durumlara karşı tek yürek olmanın ve cesur davranmanın gerekliliğini hatırlatıyor. Muzip dili, sağlam kurgusu ve Julia Christians'ın resimleri eşliğinde, okurlara “inanılmaz” maceralar yaşatan eser aynı zamanda; ebeveyn ayrılığı, sevdiklerini kaybetme, anksiyete, akran zorbalığı, yalnızlık gibi çocukların duygu dünyalarını altüst edebilecek hassas konulara da dikkat çekiyor. 

Ultra Çocuk ile Harika Köpek, Ben Davis, Tudem Yayınları

Güldürürken gözleri nemlendirmeyi başaran kitaplardan! 

14 yaşındaki Gizmo, bir köpeğin umabileceği her şeyi yaşadı şu hayatta! Can dostu George sayesinde sevgi dolu, muhteşem bir ömür sürdü. Galaksilerarası Güç Takımı'na katıldı. Herkesin arkadaşı, suç savaşçısı, sincap kovalayıcısı ve reçelli bisküvi sevdalısı oldu. Ama hepsinden önemlisi, köpek yaşıyla aşağı yukarı 78 yıl boyunca (!) hep çok iyi bir çocuk olarak kalmayı başardı o. Fakat artık işler iyiye gitmiyor. Gizmo bir hayli yaşlandı ve... bu duruma çok üzülen George, onunla son kez DELİCESİNE eğlenebilmek ve güzel anılar biriktirebilmek için bir “Gizmo ile Yapılacaklar Listesi” hazırladı. Kampa gitmek, dondurma yemek, şehrin öteki tarafındaki yüksek tepeye tırmanmak, on beş dakikalığına ünlü olmak... Peki, George'un yerli yersiz “fıttırışları” ve Gizmo'nun aşırı tembelliği işin içine girince, bu listedekilerin ne kadarı gerçeğe dönüşebilecek dersiniz? Ultra Çocuk ile Harika Köpek'in İNANILMAZ maceralarını hem çocuklar hem de çocuk ruhlu yetişkinler çok sevecek!

Yazar Ben Davis
Yazar Ben Davis

BEN DAVIS HAKKINDA:

Kitapları yayımlanmış ödüllü bir yazar olmadan önce, radyo programları ve çeşitli dergiler için şakalar ve eskizler hazırladı, kütüphanecilik ve postacılık yaptı. Yazmadığı zamanlarda düzenli olarak okullarda yaratıcı yazarlık atölyeleri düzenleyen Ben Davis, eşi ve oğluyla Staffordshire’da yaşıyor ve boş zamanlarında köpeğine saçma kostümler giydirmeyi seviyor.

Kumsal'ın Çizgili Dünyası Tudem'den Çıktı

Hayatın getirdiklerine mizahla karşılık veren ödüllü yazar Hanzade Servi'nin kaleme aldığı Kumsal'ın Çizgili Dünyası, takıntılarından kurtulmaya çalışan on üç yaşındaki bir çocuğun bazen gülünç, kimi zaman hüzünlü ama en çok da cesur mücadelesini sayfalarına taşıyor.

Kumsal'ın Çizgili Dünyası, Hanzade Servi, Tudem
Kumsal'ın Çizgili Dünyası, Hanzade Servi, Tudem

Takıntılı düşünce ve dürtüleri zihinden uzaklaştırmak için başvurulan yineleyici eylemlerin ve davranışların günlük yaşamı ne denli sınırlandırabileceğini gösteren roman, Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) hakkında farkındalık yaratıyor; kendimizin ve etrafımızdakilerin takıntıları üzerine düşünme fırsatı sunuyor. Sevgi, dayanışma ve yardımlaşma yoluyla hayatın farklı anlamlar kazanabileceğini, inançla ve azimle her sorunun üstesinden gelinebileceğini hatırlatan yazar; kitabını takıntılı bir çocuğun ağzından anlatarak okurun empati duygusunu harekete geçiriyor.  

Kumsal'ın dünyasında zaman hızlı akmıyor. Yerdeki çizgilere basmaması, tabelalardaki harfleri sayması, ellerini her defasında sekiz kez yıkaması, taş koleksiyonunu tertemiz yapması, tüm eşyalarını düzenli bir şekilde sıralaması gerekiyor. Aksi hâlde, onu bekleyen bir sürü 'lanetbozar rutiniyle' yüzleşmek zorunda kalabilir!

Takıntıları yüzünden hayatı her geçen gün daha da zorlaşan Kumsal'a birileri yardım eli uzatmalı. Acaba içine çekildiği girdaptan kim onu kurtarabilir? Umursamaz tavırlarıyla küçük bir filozofu andıran biricik arkadaşı Esila mı, eski psikolog yeni tarımcı Beybora mı, aşırı dağınık eviyle Yeşilçam'ın ''sönük'' yıldızlarından Müzeyyen Pirüpak mı, yoksa yıllar önce yazılmış umut dolu bir kitap mı? Polyannacılık oynamaktan sıkılan Kumsal'ın eksikliğini duyduğu şey, belki de azıcık cesarettir.Hanzade Servi bu gerçekçi romanıyla, yaşamın, takıntılarla vakit kaybedemeyecek kadar kısa ve değerli olduğuna; olumsuz düşünceleri zihnimizden savuşturmak içinse dostlara ve keyifli uğraşlara sığınmamız gerektiğine dikkat çekiyor. Her biri farklı zorluklara göğüs germeye çalışan bireyleri umut dolu bir serüvende buluşturan Kumsal'ın Çizgili Dünyası, farklılıkların kesiştirdiği yaşamlara ayna tutuyor, özsaygı kavramına rengârenk bir bakış sunuyor. Sahi, çizgilere bassak ne olur ki?..

Küçük Mürmür, Çocukların Yeni Okuma Arkadaşı Oluyor

Andreas Schlüter'in yazıp Dirk Hennig'in resimlediği Küçük Mürmür'ün maceraları, ''Küçük Yıldızlar - İlk Okuma Kitaplığı'' serisindeki yerini alıyor.

KÜÇÜK MÜRMÜR ANDREAS SCHLÜTER - DIRK HENNIG TUDEM
KÜÇÜK MÜRMÜR ANDREAS SCHLÜTER - DIRK HENNIG TUDEM

''Okuma Seviyesi 2'' olarak sınıflandırılan bu neşeli öyküler, okumayı söken 1. sınıf öğrencilerini ve okumada hızlanmak için alıştırma yapan 2. sınıf ilk dönem öğrencilerini hem eğlenceli hem de öğretici bir okuma serüvenine davet ediyor. Çocuklar, Kalamaryalı sevimli mürekkep balığı Mürmür ve yakın dostlarıyla beraber farklılıkların zenginliğini keşfediyor, sosyal ilişkileri geliştirmenin önemini öğreniyor. Mürmür'ün, karşılaştığı sorunlara yönelik ürettiği pratik çözümler, bir yandan okurları eğlendiriyor bir yandan da akran zorbalığının sebepleri ve sonuçları üzerine onlara düşünme fırsatı sunuyor.

Küçük Mürmür kitaplarının sonunda yer alan 16 sayfalık ''Bulmaca Diyarı'' bölümü, çocukların okuduklarını daha iyi anlamalarına ve pekiştirmelerine katkı sunuyor.

Büyük kitap harfleri, basit cümleler, kısa paragraflar ve resimlerde dikkate yönelik ayrıntılarla okumaya heveslendiren ''Küçük Yıldızlar - İlk Okuma Kitaplığı'' serisi Tudem'in yayın planında yer alacak yepyeni kitaplarla zenginleşmeye devam edecek.

Wendy Mass'ten Deli Dolu Bir 12 Yaş Macerası

11 Yaş Günü kitabıyla tanıdığımız Wendy Mass, Sonunda 12 Yaş'ta, yine Willow Falls kasabasında geçen ama tamamen farklı karakterlerle ilerleyen, eğlenceli, matrak, çılgın mı çılgın bir büyüme hikâyesi anlatıyor.

Wendy Mass, Sonunda 12 Yaş, Tudem Yayınları
Wendy Mass, Sonunda 12 Yaş, Tudem Yayınları

''Helikopter Ebeveynlik'' tanımı üzerinden, ilkgençlik çağındakilerin aile ilişkilerine odaklanan bu sürükleyici roman; ahlaki bir ders vermeksizin, hayatın içinden gerçekçi örnekler eşliğinde ''doğru şeyi'' yapmanın önemini vurguluyor. Küçük kasaba sakinlerinin büyük hayallerine ayna tutan Amerikalı yazar; popüler kültür ve tüketim toplumu bağlamında tektipleşen, benzer mutluluklar peşinde koşturan gençlerin gelecek kaygıları üzerine düşündürüyor.

Cep telefonu almak, kulağını deldirmek, evde tek başına kalmak, makyaj yapmak, evcil hayvan sahiplenmek...

Willow Falls kasabasında yaşayan Rory, 12. yaş günü için çok heyecanlıdır. En sonunda, yıllardır büyük umutlarla hazırladığı ''Yapılacaklar Listesi''ndekileri birer birer hayata geçirme vakti gelmiştir. Yapmasına izin verilecek yepyeni şeyler, hayatını tamamen değiştirebilir. Ne de olsa artık koca (!) bir kızdır ve özgürlüğünü kısıtlayacak hiç kimse yoktur! Hayallerini gerçekleştirmeye başladıkça, bazı talihsiz olaylarla karşılaşır. Daha aldığı gün telefonunu kaybeder, sahiplendiği tavşan ''azıcık'' vahşi çıkınca onu iade etmek zorunda kalır. Bu arada, okullarındaki bir film çekiminde figüranlık bile yapar ama maalesef yine aksilikler peşini bırakmaz. Büyük düşler kurduğu 12. yaş günü hiç de umduğu gibi ilerlememektedir. Yoksa, iple çektiği bu yeni yaşı hayatında bir dönüm noktası olmayacak mıdır? Rory'nin hesaba katmadığı önemli bir ayrıntı vardır: kaderi...

12. yaş günüyle birlikte, deli dolu bir kendini tanıma serüvenine atılan Rory'nin ''yeni yetmeliklerini'' hem komik hem de düşündürücü olaylar eşliğinde anlatan Wendy Mass bu kitabıyla, büyümenin ve olgunlaşmanın aslında ne olup ne olmadığını tartışıyor.

Küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarmanın gerçekte mümkün olabileceğini hatırlatan Sonunda 12 Yaş, hayattaki basit ayrıntıların değerini bilmeye, hakiki dostluğun ve aile sevgisinin izini sürmeye çağırıyor okurlarını...

Sonsuzluk Kütüphanesi Tudem'den Çıktı

Mavisel Yener'den ''Sonsuzluk Kütüphanesi'
Eserleriyle yüz binlerce okuru kucaklayan Mavisel Yener, bireysel ve toplumsal yazgılarımızda kitapların gücünü hissettirdiği yeni romanı Sonsuzluk Kütüphanesi'nde, insanlığın en kadim ve değerli bilgisinin kütüphanelerde saklı olduğunu anımsatıyor. Edebiyat tarihine yön veren nice klasik yapıta atıfta bulunarak; Pinokyo, Alice, Pippi Uzunçorap gibi pek çok ölümsüz kitap kahramanını ve onlara hayat veren ''hayal gücü yöneticisi''ni fantastik unsurlarla örülü bir kurguda buluşturan yazar, zamanı ve mekânı esneten, metinlerarası bir okuma deneyimi yaşatıyor. Gelecek yüzyıla damgasını vuracak yapay zekâ çalışmalarına da değinerek, bilim kurgunun büyüleyici dünyasına göz kırpan roman; kitapların değiştirici ve dönüştürücü etkisini merak uyandırıcı bir biçimde ele alıyor. Maskanunka Adası'nda ''Hayal Gücü Sendromu'' yaygınlaşıp herkes hayal kurmaya başlayınca, kitap okumak yasaklanır ve kütüphane de kapatılır. Bu kararın sonucunda, Maskanunka halkının dünyayı algılayışı ve öncelikleri, zamanla değişir. İnsanların kitapların varlığını tümden unutmaya başladığı bir dönemde, Pinokyo'nun yolu kazara adaya düşer. Duygularına göre ten renkleri değişen ada sakinleri ile ''tahta bacak'' Pinokyo'nun ortak bir amacı vardır: adalet ve eşitlik. İşte tam da bu amaç uğruna, yirmi yıldır sessizliğini koruyan Ezop, ada yönetimini babasından devralır ve Jules Verne ile Sonsuzluk Kütüphanesi'nin koruyuculuğunu üstlenen Profesör Şapka'nın da yardımıyla dâhiyane bir plan geliştirir. Nihayet, kitapların sesine kulak verme vakti gelmiştir... Şaşırtıcı sonuyla, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel değerlerin korunması ve yaşatılması üzerine düşündüren romana Merve Atılgan'ın resimleri eşlik ediyor. ''İnsanın bu gezegen üzerindeki yaşam hikâyesinden sayfalar barındıran'' hayalî bir evrenin kapılarını aralayan Sonsuzluk Kütüphanesi, yüzyılları sağlam köprülerle birbirine bağlayan kitapları gelecek nesillere taşıma görevini genç okurlara teslim ediyor...

Bilin bakalım, Pelin'in dili masaya nasıl yapıştı?

Pelin'in dili masaya nasıl yapıştı, tudem
Küçük Pelin'in yediği önünde, yemediği ardında ama aklı hep oyundadır. Yine bir gün, mükellef bir kahvaltı sofrasında otururken aklına bir muziplik gelir. Türlü cambazlıklar yaparken, kazara masaya döktüğü gül reçelini yalamaya kalkışır. İşte tam da o sırada olanlar olur ve Pelin'in dili ''zınk!'' diye masaya yapışır. Okul vakti yakın, servis otobüsü neredeyse kapıdadır. Zavallı Pelincik, çaresiz, bu hâlde okula gitmek zorundadır. Peki ama, koskoca masa servis kapısından hiç geçer mi? Acaba arkadaşları azıcık itelese, Pelin kapıdan girer mi? Mustafa Kemal Yılmaz, kızının kahvaltı masasındaki yaramazlıklarından esinlenerek kaleme aldığı Pelin'in Dili Masaya Nasıl Yapıştı?'da; haylazlığı yüzünden başını derde sokan, ama pratik zekâsı sayesinde karşılaştığı sorunun üstesinden hızlıca gelmeyi başaran azimli bir çocuğun, komik öyküsünü anlatıyor. Hareketli olay örgüsü, eğlenceli dili, kafiyeli anlatımı ve her detayı ayrı güldüren resimleriyle dikkat çeken bu kendi kısa ama etkisi uzun hikâye, çocukların mizah duygusunu zirve noktasına tırmandırıyor. Mustafa Kemal Yılmaz'ın şiir tadında yazıp Zeynep Özatalay'ın ince ince resimlediği Pelin'in Dili Masaya Nasıl Yapıştı?, Tudem'in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı ''SEN de OKU'' koleksiyonunun Türk yazarlar serisindeki yerini alıyor! Kelimelerle mücadele eden çocuklar, Pelin'le birlikte küçük yaramazlıklar peşinde koştururken, ''asla pes etmeden'' okuma sevgisi kazanıyor.

Pırıltı ile Kokuş Tudem'den Çıktı

Pırıltı ile Kokuş Tudem
''Ötekileştirilenlerin'' hayatına göz kırpan cesur eserleriyle Alman çocuk ve gençlik edebiyatının hayranlık uyandıran yazarlarından biri olan Andreas Steinhöfel, güçlü kalemini bu kez ezber bozan bir kedi fare hikâyesinde konuşturuyor: Pırıltılı ile Kokuş. Farklılıkları nedeniyle aileleri tarafından istenmeyen bir pırılkedi ile kokarfarenin hayret verici arkadaşlığını sayfalarına taşıyan bu matrak kitap, dünyayı (neredeyse) baştan sona kateden iki kafadarın çizgi filmlere şapka çıkartan serüvenlerini konu ediniyor. Etiketleme, tektipleştirme, diğerleştirme ve dışlama gibi ayırımcı yaklaşımlar üzerine okurlarını düşündüren Pırıltılı ile Kokuş; görünenin ardında yatan gerçeği ince bir mizahla, ustalıkla yansıtıyor. Bir türlü parıldayıp ışıldayamayan talihsiz kedi Pırıltılı ile etrafı pis pis kokutan şansız fare Kokuş'un yolları sokak ortasında tesadüfen kesişir. Biri türünün özelliklerini hiç göstermediği, diğeri ise fazla gösterdiği için, ait oldukları çevreden dışlanmış ve yaşadıkları evden kovulmuşlardır. Normal koşullarda bir araya gelmeleri pek de mümkün görünmeyen bu iki kader ortağı çok geçmeden sıkı arkadaş olurlar. Birlikten doğan gücü keşfeden Pırıltılı ile Kokuş, yaralarını hızlıca sarıp, hayatlarında yepyeni bir sayfa açmaya karar verirler. Korkutucu, endişe verici eski günleri geride bırakıp, neşeli, eğlenceli ve umut dolu bir geleceğe koşmaya hazırdırlar. Ama önce halletmeleri gereken birkaç küçük mesele vardır... Kaderlerini yeniden çizmek hayaliyle ortaklaşa bir yaşam kuran iki yoldaşın başından geçen komik olayları anlatan Steinhöfel, bu kitabıyla alışılagelmiş kedi fare hikâyelerine bambaşka bir yorum getiriyor. Sevginin, paylaşmanın ve dayanışmanın arkadaşlığın olmazsa olmazları arasında yer aldığını hatırlatan Pırıltılı ile Kokuş, bizi biricik kılan farklılıklarımızla barışık kalmanın hayatımızı ne denli güzelleştireceğine vurgu yapıyor.

Güzin Öztürk'ten Kar Kurdu ve Canavar

Güzin Öztürk'ten Kar Kurdu ve Canavar
Duyarlı kalemiyle her kitabında adından söz ettirmeyi başaran Güzin Öztürk, 2018 Tudem Edebiyat Ödülleri'nde dereceye giren eseri Kar Kurdu ve Canavar'da, çocukların dünyası için son derece ''hassas'' sayılabilecek bir konuyu, zarif ve incelikli bir üslupla ele alıyor. Okurun kalbinde kanat çırpan kuşlara, sevmenin ve sevilmenin gücünü fısıldayan bu iyileştirici roman; küçük bir kızın, ailesini bir araya getirme çabasını konu ediniyor. Duygu yüklü hikâyesinin satır aralarında, kız çocuklarının okuması ve kadınların meslek edinmesi gibi önemli toplumsal hak ve özgürlüklere temas eden yazar; canavarların olmadığı, şiddetten arındırılmış bir dünya için herkesi sevginin mucizesine inanmaya çağırıyor. Mizgin'in sevgi ve iyilik dolu yaşamı, evlerine yerleşen davetsiz bir Canavar yüzünden altüst olur. Geceleri ansızın beliren ve ''sakarlığı'' yüzünden her yeri darmadağın eden bu Canavar'ın elleri mor çiçeklerle bezeli, kalbi ise taştandır. Sevmekten aciz bu sarsak Canavar'ın yarattığı tahribat yetmezmiş gibi, köye inen bir Kar Kurdu'nun izini sürmek için epeydir eve uğramayan babasının eksikliği, Mizgin'i bambaşka bir gerçekliğe sürükler. Ruhunda kopan fırtınaları bertaraf etmeye çalışırken bedeni zayıf düşen Mizgin, teselliyi düşlerinde bulur. Hayal dünyasında Kar Kurdu ile Canavar'ı karşı karşıya getiren küçük kız, çok geçmeden kimin av kimin avcı olduğunu sorgulamaya başlar. Gerçekte uzak durulması gereken Canavar kimdir? Köyün tavuklarına dadanan Kar Kurdu mu, yoksa Mizgin'lerin evini mesken tutan zalim canavar mı? Sevginin değiştirici gücünü, dokunaklı bir hikâye aracılığıyla anlatan Kar Kurdu ve Canavar, ne pahasına olursa olsun inandığımız gerçeklerden vazgeçmememiz gerektiğini savunuyor.

Tudem'de Ne Varsa Bu Katalogda

TUDEM YAYIN GRUBU
Tudem Yayın Grubu güz döneminde de çocukları ve yetişkinleri hak ettikleri iyi kitaplar ve nitelikli eğitim yayınlarıyla buluşturmayı sürdürüyor.Yayın grubu bünyesindeki Delidolu, Desen, Tudem Edebiyat, Uçanbalık, Tudem Eğitim, BlokTest, BilgiKüpü ve Uçanbalık Eğitim markalarından çıkan bini aşkın kitabın yer aldığı Güz 2020 Genel Kataloğu okurlara yine dopdolu bir sezonu müjdeliyor.Delidolu Yayınları, güz döneminde hem kurmaca hem kurmaca dışı kitaplarıyla ufuk açmaya devam ediyor. Çoksatan Çöplük adlı eserinden tanıdığımız Andy Mulligan, yetişkinlere yönelik ilk romanı Trendeki Adam ile özgür irade, kader ve umut üzerine düşündürüyor. Çağdaş Arapça edebiyatın önemli isimlerinden Halid Halife, elli yılı aşkın bir dönemde Suriye'de yaşanan toplumsal parçalanmayı çarpıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor. Caz Çağı'nın en çok konuşulan yazarlarından Dorothy Parker'ın öyküleri Türkçeye ilk kez çevriliyor. Bu yılın kurmaca dışı kitapları arasında ise Editör Ne İş Yapar? öne çıkıyor. Bu esin verici çalışma, sanat, zanaat ve ticaret faaliyeti olarak kitap editörlüğünün temel aşamalarına, inceliklerine, sorumluluklarına, zorluklarına, imkânlarına dair fikir verirken yayıncılıkla ilgili çok temel meseleleri de ele alıyor. 
Desen Yayınları, güz döneminde on kitaplık ''Yalınayak Gen'' serisine kaldığı yerden devam ediyor. Dünyaca ünlü sanatçı Shaun Tan, Şakıyan Kemikler ile okura masalların belkemiğini oluşturan güzelliği, dehşeti, tekinsizliği ve çokanlamlılığı bu kez heykeller aracılığıyla gösteriyor. Desen ayrıca, Türkiye'de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk'un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve farklı mecralarda yayımlanan eserlerini, temalarına göre yeniden düzenleyerek çok özel bir seride buluşturuyor ve bu koleksiyonun ilk halkası Siyasetin Göbeği'ni karikatürseverlerin beğenisine sunmanın gururunu yaşıyor. 
Tudem Edebiyat, 2020 güz dönemini yeni projeler ve sevilen yazarlarının son eserleriyle karşılıyor. Mavisel Yener, dünya klasiklerinin unutulmaz kahramanlarını yan yana getiren romanı Sonsuzluk Kütüphanesi ve Atatürk'ün düşünce dünyası ve ilkeleri üzerine kafa yormaya davet eden etkileşimli kitabı Atatürk'le Birlikte Düşünelim ile okurlarını sevindiriyor. Miyase Sertbarut, çocuk edebiyatına zengin bir düşünsel içerik kazandıran ''Kapiland'' serisinin dördüncü kitabı Kapiland'ın Külleri'yle; Koray Avcı Çakman ve Toprak Işık, ortaklaşa kaleme aldıkları, cumhuriyetin tarih içindeki gelişiminin izini süren Cumhuriyetin İzinde'yle okurlarını kucaklıyor. Bu güz, kitaplıklarımız ayrıca Andreas Steinhöfel, Cary Fagan, Salah Naoura ve Wendy Mass gibi dünya çocuk edebiyatına yön veren yazarların yeni eserleriyle de renkleniyor.  
Okuma güçlüğü çeken ve okumaya isteksiz çocuklar için özel olarak hazırlanan ''SEN DE OKU'' koleksiyonunda ise yeni bir dönem başlıyor. Kitaplara mesafeli duran çocuklar, nihayet çocuk edebiyatı klasikleriyle tanışıyor! Zorlayıcı dil yapıları, ürkütücü uzunlukları gibi sebeplerle disleksiklerin okumakta zorlandığı klasik eserler, ''SEN DE OKU KLASİKLER'' çatısı altında, ödüllü yazarlarımız tarafından özüne sadık kalınarak, sade bir dil ve yepyeni bir edebi yorum katılarak yeniden hayat buluyor. Koleksiyon, Mehmet Atilla'nın anlattığı Gulliver'in Gezileri ve Tom Sawyer'ın Serüvenleri; Güzin Öztürk'ün anlattığı Alis Harikalar Diyarında ve Mavisel Yener'in anlattığı Ezop Masalları'yla yola çıkıyor. Ayrıca okumayı yeni söken hevesli kitap kurtlarına yönelik hazırladığımız ''KÜÇÜK YILDIZLAR'' koleksiyonumuz da birinci, ikinci ve üçüncü seviyeden yeni kitaplarla zenginleşiyor.
Uçanbalık Kültür, 2-7 yaş arası çocukların okuma ve keşfetme serüvenine eşlik etmeyi sürdürüyor. Uslu Çocuk, ''mutlu aile'' ve ''iyi evlat'' kavramlarının, ebeveyn ve çocuk ilişkilerini nasıl etkilediğini vurguluyor. Cary Fagan, Küçük Mavi Sandalye ile umut dolu bir yol hikâyesi paylaşıyor. Kısa öykülerinden tanıdığımız Elif Yonat Toğay, Dodi Dişdostu ile doğadaki canlıların birbirleriyle olan işbirliğine vurgu yapıyor. 
Tudem Yayın Grubu, 2020-2021 eğitim öğretim yılını bünyesindeki Uçanbalık Eğitim, Tudem Eğitim, BlokTest ve BilgiKüpü markalarından yayımlanan ve 24 aydan 8. sınıfa kadar öğrencilere hitap eden 300 çeşit yayınla karşılıyor. Öğrencilerin ihtiyacını, seviyesini ve öğretim programlarını esas alan bu yayınlar her yönüyle eğitimde modern yaklaşıma öncülük ediyor.
Erken öğrenme dönemindeki çocukları okula ve hayata hazırlayan Uçanbalık Eğitim, bu yılı ses getirecek, yepyeni bir eğitim setiyle taçlandırıyor. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiği bir araya getiren STEM felsefesini sanatın tasarım ve keşif gücüyle zenginleştiren STEMA Erken Öğrenme Seti, fark yaratan içeriğiyle çocukları erken yaşta 21. yüzyıl becerileriyle donatıyor. 36+ Erken Öğrenme Seti ve 48+ Erken Öğrenme Seti, bu yıl yenilenen içerikleri, ebatları ve tasarımlarıyla koleksiyondaki yerlerini alıyor. Eğitimciler ve anne babalardan tam not alan 60+ Erken Öğrenme Seti de Uçanbalık koleksiyonundaki yerini koruyor.
Tudem Eğitim ve BlokTest markaları ise 2020-2021 eğitim öğretim yılını, ortaokula yönelik 3 yeni ürün grubuyla karşılıyor. MEB'in 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde benimsediği ''Beceri Temelli Eğitim Modeli''ne uygun olarak hazırlanan 3 Boyut, Beceri Temelli Soru Bankası ve Kılavuz Deneme kitapları, ortaokul öğrencilerini okulda ve sınavlarda başarıya ulaştırmayı hedefliyor. 
BilgiKüpü markasının ürünleri, güncel içerikleri, yeni nesil soruları, kullanıcı dostu tasarımları ve uygun fiyatlarıyla, 2020-2021 eğitim öğretim yılında da yeni nesil öğrenci ve öğretmen profilinin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. 
Tudem Yayın Grubu, eğitim teknolojilerine yaptığı yatırım ve 170 ürününde sunduğu AKAS ve Mobil Ölçme teknolojileriyle de öğretmenlerin yanında olmayı sürdürüyor.
Tudem Yayın Grubu'nun marka ve yaş gruplarına göre listelenen kitaplarıyla ilgili daha fazla bilgi için www.tudem.com adresini ziyaret edebilir, tüm markalarına ait ayrı sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. 

Ferda İzbudak Akıncı'dan Kış Ülkesi Çocukları

İncelikli kalemiyle edebiyatımızda kendine has bir üslup yaratan Ferda İzbudak Akıncı'nın düşlerinden kopan Kış Ülkesi Çocukları, Kuzey Kutbu'na yakın hayali bir ülkede geçen, gerçeküstü bir serüvenin kapılarını aralıyor.
Ferda İzbudak Akıncı'dan Kış Ülkesi Çocukları
Ferda İzbudak Akıncı'dan Kış Ülkesi Çocukları
Merak duygusunu diri tutan olay örgüsü ve düşle gerçeği yarıştıran sürükleyici hikâyesiyle Bilgi Çağı çocuklarına yeni ufuklar sunan yazar, insan eliyle yaratılan teknolojinin hangi amaçlarla geliştirilebileceğini olağanüstü bir ütopik yaklaşımla ele alıyor. Yaşadıkları toplumun kendilerine dayattığı düzenin dışına çıkmak isteyen gözü pek bir çocuğun düşleri uğruna giriştiği kaçış macerasını sayfalarına taşıyan bu sürükleyici bilimkurgu romanı, başka bir dünya yaratmanın mümkün olabileceğini ama en önemlisinin buna inanmak olduğunu dile getiriyor. Karla kaplı tepeleri, çamları, bacasından duman tüten kırmızı kiremitli sivri çatıları, yapraklarını dökmüş çıplak dallı kayınları ve huş ağaçlarıyla bir masal ülkesini andıran Kış Ülkesi'nin güzellikleri anlatmakla bitmezdi. Her mevsim kışın yaşandığı bu ülkenin çocukları, sıcacık sobaların yanı başında kış masalları dinleyip Yaz Ülkesi'ni hayal ederek geçirirlerdi yılın dokuz ayını. Güneş de bu çocuklardandı kuşkusuz. Ama belki de aralarındaki en cesuru, en hayalperestiydi o. Vakit gelip de Yaz Ülkesi'ne gitmek için ailecek yola koyulduklarında aklında tek bir şey vardı. Geçirecekleri üç ayın sonunda eve geri dönmemek ve ''Başakların Olgunlaştığı Yer'' olarak da anılan Yaz Ülkesi'nin gizlerini keşfetmek. Üstelik bu yolda yalnız da değildi. Onunla aynı hayali paylaşan biri daha vardı…
Dört köşesinde dört mevsim yaşanan ülkelerin çocuklarını masal tadında bir serüvene davet eden Kış Ülkesi Çocukları, bilimi ve teknolojiyi insanlığın yararına kullanma yoluna giden hayali bir ülkenin eğrilerini ve doğrularını tartışmaya açarak, herkesi dünyanın bugünü ve yarını üzerine düşünmeye çağırıyor. İnsanın ''iyilik'' uğruna dâhi olsa doğaya hükmetme çabasını gündemine alan evrensel konusuyla dikkat çeken bu roman, okurlarını Samanyolu'nun, yıldızların, hatta yıldız kümelerinin arasında merak uyandırıcı bir yolculuğa çıkarıyor.

Bundan böyle tek başına kitap okumaktan KORKMAK yok!

Hayalden Kaleler ve Neye Benzer Gelecek adlı eserleriyle çocukların kırılgan dünyasını olağanüstü bir incelikle yansıtan Fransız yazar Olivier de Solminihac, Tek Başıma Okumaktan Korkuyorum’da, kalın kitaplardan, uzun paragraflardan, zor kelimelerden (ve zürafalardan) çekinen ufaklıklara korkularının yersiz olduğunu gösteriyor. 
Basmakalıp düşüncelerin ve önyargıların esiri olsa da kitapların büyülü gerçekliğine karşı koyamayan 8 yaşındaki bir çocuğun tek başına okuma serüvenini sayfalarına adım adım taşıyan bu naif kitap, keşiflerle dolu bir kendini tanıma ve gerçekleştirme hikâyesi anlatıyor. Tek başına okuma eylemini büyüme kavramı ile eşleştirerek, minik kitap kurtlarını her koşulda (yatağın altında bir canavar saklanıyor olsa bile!) okumaya yüreklendiren yazar, kitapla baş başa kalmanın, okurun zihnini özgürleştireceğine ve bireyi olgunlaştıracağına vurgu yapıyor. İkinci sınıfa geçen Küçük Stefan’ın derdi boyundan büyük. Zira, yeni eğitim yılında çok daha fazla kitap okuması gerekiyor. Aslında kitapları sevse de içinden bir ses onlara karşı azıcık mesafeli durması gerektiğini söylüyor daima. Kim bilir, her an içinden kocaman bir zürafa fırlayabilir veya daha önce hiç görmediği bir kelimeyle karşılaşabilir! İyisi mi Stefan hep annesiyle birlikteyken kitap okusun. Peki, ya okulda? Stefan eninde sonunda kendi başına okumak zorunda kalacak. Ama nasıl?.. Büyüdükçe düşüncelerimizin değişebileceğini, beğenilerimizin ve alışkanlıklarımızın farklılaşabileceğini hatırlatan Tek Başıma Okumaktan Korkuyorum, kitapların ruhumuzu ne denli zenginleştirebileceğini eğlenceli bir üslupla dile getiriyor. Juliette Baily’nin metne büyük katkılar sunan, karikatürvari resimleri eşliğinde neşeli bir okuma deneyimi vadeden bu samimi kitap, okumayı yeni söken çocukların endişelerini bertaraf edebilecek nadir eserlerden...

İçinizdeki biliminsanını uyandırma vakti !

Tehlikesavar Matematik Cambazları kitabından tanıdığımız Sean Connolly’den, popüler bilim konularını eğlenceli bir dille anlatmaya çalışan, daha önce örneği görülmemiş bir başvuru kaynağı.
Karikatür tadındaki çizimleri ve özgün sayfa tasarımıyla farklılaşan bu ansiklopedik kitap, 34 farklı bölümde bilim tarihini aydınlatan zengin içeriğinin yanı sıra, meraklı okurların iştahını kabartacak 50 fantastik deneyden oluşuyor. Galileo’nun teleskopundan Röntgen’in X ışını görüşüne, 7'den 70'e herkesin ilgisini çekecek bilim konularını, gerçek hayattan ilham alan müthiş yaratıcı hikâyelere dönüştüren Felaketsavar Bilim Tutkunları, eğlendirirken öğreten kitaplardan.
Çarpışan atomlar, havalanan roketler, uçuşan lazerler, karadelikler ve çok daha fazlası! Paraşüt yaparak yumurtaları uçurabileceğinizi ya da DNA elde etmek için yarım bir muzu kullanabileceğinizi biliyor muydunuz!? Felaketsavar Bilim Tutkunları sayesinde, bilim hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenebileceksiniz. Üstelik eğlenerek!.. Ok ve yayı icat eden ilk insanlardan, evrenin sırlarını çözmeye çalışan günümüz araştırmacılarına; bilimin olağanüstü şaşırtıcı gerçeklerini, deney yoluyla okurların bizzat deneyimlemesine fırsat tanıyan bu interaktif kitap, gerçek bir genel kültür deposu.Bilim tarihini anlatırken ünlü biliminsanları ve kilometre taşı olarak tabir edilen önemli gelişmeleri mercek altına alan Felaksatavar Bilim Tutkunları, güncel ve geçerli içeriğiyle her kitaplıkta bulunması gereken, olmazsa olmaz kitaplardan...

FELAKETSAVAR BİLİM TUTKUNLARIBaşvuru, 12 yaş ve üzeri
Yazan: Sean Connolly
Resimleyen: Robert James
Türkçeleştiren: İpek Güneş Çıgay
Fiyat: 45,00 TL
Baskı Detayları: 320 sayfa, 1. hamur kâğıt, renkli baskı, resimli, flekso kapak, 15x21 cm
ISBN: 9786052850459
Etiketler: Bilim tarihi, icatlar, teknoloji, fizik, kimya, biyoloji, astronomi
Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

Mekanik Prens bir kendini var ediş romanı

Alman çocuk ve gençlik edebiyatının ilham veren yazarı Andreas Steinhöfel’in erken dönem yapıtlarından Mekanik Prens, büyükten küçüğe herkesi etkisi altına alabilecek bir “kendini var ediş” romanı.
Andreas Steinhöfel, mekanik prens
İçtenlikli anlatımı ve zekice işlenmiş kurgusuyla okurunda derin izler bırakan Mekanik Prens, Max adında bir çocuğun tekdüze yaşamının bir anda uğradığı heyecanlı değişimi anlatıyor.Hayallerin de en az gerçekler kadar değer taşıdığına vurgu yapan Mekanik Prens, ilk gençlik çağının kaygı ve heyecanlarına alışmaya çalışan tedirgin gençlerin yol göstericisi oluyor.On bir yaşındaki Max, anne ve babasının bitmek bilmeyen atışmaları yüzünden maruz kaldığı huzursuzluk nedeniyle evde vakit geçirmeyi pek tercih etmez. Gerçek dünyadan kaçıp kafasını dağıtabildiği tek faaliyet ise metroya binip şehrin uzun ve karmaşık raylarını arşınlamaktır. Yine kendini yollara vurduğu sıradan bir cumartesi günü, tekdüze yaşamının en sıradışı gününe dönüşüverir. İstasyondaki bir dilencinin Max’a verdiği Altın Bilet, kahramanımızı bütün korkularıyla yüzleşeceği, gizli kalmış gerçekleri öğreneceği ve deyim yerindeyse kendini yeniden keşfedeceği inanılmaz bir serüvene çıkarır...
Çağdaş Avrupa çocuk ve gençlik edebiyatının yenilikçi ve öncü isimlerinden Steinhöfel’in yazar dehasına bir kez daha hayran bırakan Mekanik Prens, birçok kitaba ve filme göndermede bulunan derinlikli metniyle, yaşamı güzelleştiren değerlerden ilham alıyor.Hikâyeye yazarın kendisini de eklemesiyle farklı bir boyut kazanan Mekanik Prens, her gencin yürümesi gereken o içsel yolun üstüne atılmış ekmek kırıntılarıyla, kaybettiği kalbinin peşinden koşan bütün yalnız ruhların ışığı oluyor. “Bazı insanlar, korkularına karşı koymak yerine onlarda sığınacak bir yer ararlar. Kendilerini, hayatlarının sonuna kadar, korkularının ve endişelerinin arkasına saklarlar.”

MEKANİK PRENS
Roman, 12 yaş ve üzeri
Yazan: Andreas Steinhöfel
Türkçeleştiren: Olcay Mağden Ünal
Fiyat: 27,00 TL
Baskı Detayları: 264 sayfa, holmen kâğıt, karton kapak, 13,5x19,5 cm
ISBN: 9786052851524
Etiketler: Yolculuk, yalnızlık, kendini keşfetme, büyüme, fantastik
Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

İlay ve Mavi Karga Ortak Ruh’ta Bir Araya Geliyor

Ödüllü yazar Miyase Sertbarut’un, yüz binden fazla okura ulaşan Sisin Sakladıkları kitabının baş kahramanları İlay ve Mavi Karga, Ortak Ruh’ta yeniden bir araya geliyor.
miyase sertbarut ortak ruh tudem
Hayvanlara yapılan kötü muameleyi merkezine taşıyan Ortak Ruh, insanın doğayı diğer canlılarla paylaşmadaki bencilliğini açığa çıkararak herkesin içindeki vicdana ve adalet duygusuna sesleniyor.10 yaş ve üzeri okurları, zulüm gören hayvanlar üzerine düşünmeye davet eden Ortak Ruh, yeryüzündeki güçsüzlerin yanında yer alarak insanın sömürgeci vahşetine mistik bir çare arıyor.Bazen dünya öyle adaletsiz görünür ki gözüne yeni baştan inşa edilsin istersin. Sözün bittiği yerde yaşanan dehşet verici olaylar bir an önce dinsin, kötüler yaptıklarının cezasını alsın diye ümit edersin. İşte tam da o anda Ortak Ruh’un sisli ve gizemli gücü gösterir kendisini. İnsanlar tarafından sömürülen, yok edilen, sürgün edilen hayvanlardan bazıları ölmeden önce son soluklarıyla gökyüzüne ruhlarından bir parça gönderirler. Bir süre sonra, bu ruh molekülleri düzeni bozanlardan intikam almak için Ortak Ruh altında güçlerini birleştirirler. Balıkçıların ateş ettiği yunusların, ömrü kafeste geçen kobayların, ormana terk edilen köpeklerin, gece gündüz faytona koşulup telef olan atların hesabı sorulmalıdır. Üstelik bir an önce…
Her yapıtında okurlarını şaşırtmadaki ustalığıyla tanınan Miyase Sertbarut’un, klasikleşmiş romanı Sisin Sakladıkları’nın devamı niteliğindeki Ortak Ruh, zekice tasarlanmış kurgusu ve şaşırtıcı anlatım tekniğiyle ilk kitaptan bağımsız olarak da okunabilecek sürükleyici bir macera sunuyor.Çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatımızda özel bir yeri bulunan İlay ve Mavi Karga karakterlerini, sis bulutlarının ardında yepyeni bir serüvende buluşturan Ortak Ruh, hepimizin içindeki adalet duygusunu uyandırmaya geliyor."Eşkıyalar eşkıya olmadan önce nasıl başka bir şeydilerse köpekler de ormana atılmadan önce başka bir şeydiler aslında."

ORTAK RUH
Roman, 10 yaş ve üzeri
Yazan: Miyase Sertbarut
Kapak Resmi: Maria Brzozowska
Fiyat: 25,00 TL
Baskı Detayları: 200 sayfa, holmen kâğıt, karton kapak, 13,5x19,5 cm
ISBN: 9786052851616
Etiketler: Hayvan hakları, adalet, doğa, dayanışma

Dağıtım Tarihi: Dağıtımda

File Bekçisi Kitap Yorumu Mal Peet

File Bekçisi, herkesin futbol tutkunu olduğu bir Güney Amerika ülkesinden heyecanlı bir öykü anlatıyor. 
file bekçisi, Mal Peet, Ünlü gazeteci Paul Faustino ve Dünya Kupasını yeni kaldırmış efsanevi kaleci El Gato, söyleşi için karşılıklı otururlar. Gazeteci, geleneksel bir başarı öyküsü yazmak için malzeme toplayacağını düşünür ama karşısındaki adamdan hiç beklemediği bir öykü dinler. Gizemli, mistik, sıradışı bir öykü. Kitabın en güzel yanı, oldukça tempolu ve heyecan verici şekilde ilerlemesi. Gizemin kitabın son sayfasına kadar ustaca saklanması merak ve heyecanı artırıyor. 
Hiç sıkılmadan baştan sona okunabiliyor. Aynı zamanda güçlü karakterleri ve estetik diliyle edebi niteliği öne çıkıyor. "Futbol ile edebiyat birbirine yakışmaz" diyenleri ters köşeye yatıracak bu kitabı futbolu seven ya da futbola önyargılı yaklaşan tüm çocuklara ve yetişkinlere tavsiye ederim.

FİLE BEKÇİSİ
Mal Peet
TUDEM 
Sayfa 232
Puan 
Yorumlayan Turgay Tokat

Seran Demiral'ın Kaleminden Likya'nın Şarkısı

Genç yazar Seran Demiral’dan, müziğin kıyısında gezinen bir kendini keşfetme öyküsü. 
seran demiral likya şarkılarıYaşlılık, ölüm gibi kavramları müziğin naifliğiyle anlatan Likya’nın Şarkısı, annesinin hastalığı yüzünden yaşamı değişen bir çocuğun günden güne büyüyüp olgunlaşmasını umut dolu bir hikâyeye dönüştürüyor.  Anneanneden toruna, üç farklı kuşağı, müziğin birleştirici gücüyle buluşturan Likya’nın Şarkısı, derinlikli öyküsüyle okurunu içindeki müziğe kulak vermeye çağırıyor.  
Likya’nın annesi müzisyen, kendisi ise annesinin en büyük bestesi. Bütün anneler çocuklarının doğum gününde pasta yaparken Likya’nın annesi beste yapıyor. Arkadaşları onun hayatına imrenirken, her gece müziğe “maruz kalan” Likya, sonunda kendisinin koca bir şarkıya dönüşeceğini düşünüyor. Her şey annesinin ani hastalığı ile değişiyor. Yaşadıkları ve hissettikleri düşüncelerini değiştirirken Likya’yı da bambaşka birine çeviriyor. Öyle ki; bir zamanlar içindeki şarkının susmasından başka bir isteği olmayan Likya, artık annesi için beste yapmaya başlıyor. On binlerce okura ulaşan Parmak Uçları isimli kitabıyla tanınan Seran Demiral, Likya’nın Şarkısı ile ölümün kıyısındaki bir annenin kızıyla ve kendi annesiyle olan ilişkilerini, okurunu kedere boğmayan, ümit vadeden bir hikâyeye dönüştürüyor. Likya’nın Şarkısı, bir çocuğun sevdiklerini kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalmasını yaşamın doğal bir parçası olarak aktarırken, yaşam mücadelesi içindeki insanları ve hayatı sorgulamalarını tüm gerçekliği ile yansıtıyor. “Senin hastalıkla, benim ise müzikle savaşımın sonu.” 
Seran Demiral Hakkında
1989 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. 2007’de Kadıköy Anadolu Lisesi’nden, 2011’de Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun oldu. 2005’te Münzevi, 2007’de Hissizleşme isimli fantazya romanları yayımlandı. Peki ama ben kimim?, Okulda ne işim var?, Nasıl yapalım? ve Dünyayı neden değiştirmeliyiz? isimlerini taşıyan kitaplardan oluşan, genç okurlara yönelik “Filozof Çocuklar Kulübü” serisi ve görme engelli gençlerin hayatını konu eden Parmak Uçları isimli eserleri yayımlandı. Aynı zamanda bilimkurgu ve distopya gibi türlerde yazmayı sürdüren Demiral’ın Hayat Üretim Merkezi isminde bir bilimkurgu romanı ve çeşitli antolojilerde yayımlanmış öyküleri vardır. Kurgu yazarlığının yanı sıra, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünde doktora eğitimine devam etmekte, yaşamını çocuklarla güzelleştirmekte ve başka hayatların olanaklarını çocuklarla aramaktadır.