Komiser Nevzat, yardımcısı Ali ve Zeynep, kabzasında bir haç olan bıçakla öldürülmüş Süryani bir adamın cinayetini çözmek için esrarengiz bir maceraya atılıyor.
Cesedin yanı başında bir Kutsal Kitap açık bırakılmış, satırlardan birinin altı adamın kanıyla çizilmiş ve kitabın kenarına Mor Gabriel isimli azizin adı yazılmış.Kahramanlarımız gizemli olaylar çerçevesinde işlenen cinayetleri aydınlatmaya çalışıyor. Kitabı okurken Hıristiyanlık, Süryanîlik, Arap Alevîliği gibi dinî konular hakkında da karakterler aracılığıyla daha önce hiç duymadığınız bilgilere yer veriliyor. İsa Peygamberin Hristiyan olmadığını aslında bir yahudi olduğunu, Hristiyanlık kavramını Aziz Pavlos'un ortaya çıkardığını biliyor muydunuz? Bunun gibi nice enterasan bilgilerin yer verildiği kitapta İstanbul'dan Mardin'e uzanan, devletin derinliklerinde kurulmuş yanlış düzene çarpıp geri tepen ilginç bir soruşturma süreci anlatılıyor. Cinayetleri kimin işlediğini dair akıl yürütmeye çalışsanız da kitabın sonunda hiç aklınıza gelmeyecek bir kişi karşınıza çıkıyor. Ahmet Ümit bu polisiye eserinde Türkiye'nin yakın geçmişi ve bugünüyle ilgili unutulmuş pek çok kötü olayı tekrar hatırlatıyor. Polisiye roman sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap...
ALINTI: "Genzini yakan koku uyandırdı onu. Bu kokuyu tanıyordu. Yıllarca kapalı kalmış bir kilisenin kokusu. Kilisede yakılan kandillerin, ufalanan taşların, eriyen mermerin, çürüyen ahşabın, yıpranmış sayfaların, küflenen cesetlerin kokusu. Dehşete düşmesi gerekirdi ama sadece çevresine bakındı. Usulca kımıldayan siyah bir leke gördü. Biçimsiz, belirsiz bir leke... Simsiyah bir siluet... Gülümsedi lekeye.
'Mor Gabriel,' diye mırıldandı.Leke yaklaştı, yaklaşınca insan cismine bürünüverdi. Siyahlar içinde bir insan. O insan başucuna geldi, kulağına fısıldadı: 'Beni tanıdın mı?'
'Mor Gabriel/ diye mırıldandı yine. Ağzından Mor Gabriel sözcükleri dökülürken müziği duydu; derinden, çok derinden gelen bir ayin müziği. Bilmediği bir dilde yinelenen tutkulu bir mırıltı, kendinden geçmiş birinin söylediği bir tekerleme. Aynı anda haçı fark etti. Gümüşten bir haç. Adam haçı elinde mi taşıyordu, yoksa göğsünde mi, anlamaya çalışırken, boşluğu ikiye bölen bir parıltı yandı söndü. Bir acı hissetti. Parıltı yeniden yandı söndü, acı kayboldu, bütün bedenine bir rahatlık yayıldı."
KAVİM
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
Everest Yayınları
400 Sayfa
PUAN
★★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN
Yorumlayan İsrafil BARAN
Yorum Gönder