Ariel ve Seçme Şiirler SYLVIA PLATH

Ariel ve Seçme Şiirler, iki bölümden oluşuyor ve özellikle Ariel bölümü şairin hayatına dair “kara cümleleri” içeriyor.
Ariel ve Seçme Şiirler SYLVIA PLATH
Bazı sanatçılar vardır, ortaya koyduğu eserlerden çok, hayatları, yaşadıkları konuşulur. Plath da sanırım onlardan biri. 1932’de ABD’de dünyaya geldiğinde kendisi için, kendi elleriyle sona erdireceği bir hayatın kollarında olduğunun farkında bile değildi. Babasını kaybettiğinde henüz çocuk yaştaydı. Bu olay ölümüne kadar şiirlerinde ve günlüklerinde kendini hissettirecekti. Annesini, babasının ölümünden sorumlu tuttuğundan, babasını ise kendisini terk edip gittiğinden nefretle anacaktı.
“Yooo küçücük kan kırmızı yüreğimi
Isırıp ikiye ayıran adam sensin.
Daha on yaşındaydım seni gömdüklerinde
Yirmimde ölmek istedim
Sana dönmek, sana dönmek istedim
Kemiklerim bile becerir sandım” diye seslenecekti ölümünden bir yıl önce yazdığı Babacığım adlı şiirinde. Ve onu kendi de öldürecekti. “Babacığım, sırt üstü uzanabilirsin şimdi.” Plath’ın hayatına kuşkusuz en önemli şahsiyetlerden biri de 24 yaşında evlendiği, dönemin İngiliz Edebiyatı’nın en büyük şairlerinden Ted Hughes’ti. Büyük bir tutkuyla sevdiği, evlendiği ve tüm benliğini ona verdiği Plath, hayatındaki baba imgesi ve anne nefretinin verdiği boşluğu, Hughes ile doldurmaya çalışmıştır. Yazdığı şiirleri, öyküleri Hughus eleştirir, daha sonra dergilere yollarlar. Tek yönlü bir aşk değildir onlarınki. Edebiyatın, sanatın, sevginin bir arada olduğu ve (Plath için) bir diğer ‘ben’di Ted Hughes. Hughes’le tanışıp evlendikten sonra tamamen ona bırakmıştır kendisini. Sorgulamaz, düşünmez, “o ne derse odur” artık… Ne ki bir gün Hughes’in kendisini aldatması ile yıkılır Plath. Ona olan güveni sarsılmış ve bu kez daha şiddetli depresif, şizofrenik tepkiler vermeye başlamıştır. Ölümüne giden yol bu olaydan sonra daha net görülmeye başlanır. Şiirlerinde bu süreci sıklıkla anlatır.
“Hem zaten ben kazara hayattayım. O gün bir yolunu bulur kendimi memnuniyetle öldürürdüm.
İlaçlar, haplarla yaşama tutunmaya çalışır:
“Bağışıklık kazanmış haplara: Kırmızı, mor, mavi
Nasıl da aydınlatırlar uzayan gecenin sıkıntısını
Onlar şekerli gezegenler…
…Tatlı, miskin uyanışı gibidirler unutkan bebeğin…
Ölümünden on ay önce yazdığı ve Ruth Fainlight’a diye not düştüğü şiirinin başında şöyle diyecekti Plath:
“Dibi bilirim, diyor. En büyük kökümden bilirim onu:
Seni korkutur.
Ben korkmam oradan: ben oraya gittim.”
Plath kısacık ömründe acının, ıstırabın, korkunun, tutunamamanın dibini görmüş bir şairdi. Çok şey beklediği evliliğinden umduğunu bulamayan Plath, onu mutfaga mahkûm eden bu evliliği ve hayatını yine bir mutfakta kendi elleriyle sona erdirir. Üstelik iki küçük çocuğunun sütünü, mamasını verdikten hemen sonra. “İki kız fısıldar, ‘Biz senin kızlarınız’…
Bu defaki intihar denemesi başarıyla sonuçlanır Plath için.
“İkincisinde, işi bitirmeye
Ve bir daha dönmemeye öyle kararlıydım ki.
Kapatmıştım kendimi
Ölmek,
Her şey gibi, bir sanattır,
Bu konuda yoktur üstüme.
Öylece ustaca yaparım ki cehennem gibi gelir.
Öyle ustaca yaparım ki, gerçek gibi gelir…
SYLVIA PLATH
Ariel ve Secme Şiirler
Kırmızı Kedi Yayınları
1336 Sayfa
Yorumlayan Mehmet KEKLİKÇİ

Yorum Gönder