"Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti."
Sevmeyi bu kadar güzel tarif eden adamın,ne hallere düştüğünü ne zelil,ne alçak bir adama dönüştüğünü okuyacaksınız...Ve tabiki tam bir mükemmellik abidesi Zehra öğretmeni okuyacaksınız...Yanlışa,hataya tahammülü olmayan idealist bir öğretmen. Aman efendim dersimi anlattım,görevimi yaptım, maaşımı cebime doldurayım, görevimi tamamladım deyip vicdanını susturan öğretmenlerden değil Zehra,dediğim gibi memleketin özlemini çektiği tam bir idealist...
Kitap küçük bir kasabada öğretmen Zehra Hanım'dan sözün açılmasıyla başlar. Son derece gayretli, dirayetli, çalışkan bir kadın olan Zehra Hanım kasabada herkes tarafından sevilip sayılmaktadır. Adeta bir melektir o. Lakin melekliğini bozacak bir duygu eksiktir onda: Acımak. Yıllarca kendisine ve ailesine zulmeden babasının ölüm haberini alması üzerine İstanbul'a gider. Orada babasının günlüğünü bulur ve okumaya başlar. Biz böylece Mürşit Efendi'nin hayat hikayesini kendi ağzından dinleriz. Günlüğü okudukça hem Zehra, hem de biz okuyucular acımayı öğreniriz.
Zehra'nın küskünlüğünü, kızgınlığını ve öfkesini öyle güzel anlatmış ki yazar,kitap nasıl bitti son sayfada anladım ve göz yaşları içerisinde son satırları okudum.Kitabın başlarında Mürşit Efendinin ailesine yaptıklarına karşı kanım donuyor, çocukları Feriha ve Zehra için çokça üzülüyorum. Mürşit efendiye Zehra'dan daha çok kızıyorum belkide...Bu kitap,şu sözleri derinlemesine anlamanıza vesile olacak;Aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, yargılamadan önce mutlaka bir de karşı tarafı dinlemenin ne denli önemli olduğunu...
Ben, ön yargıların pişmanlığa; nefretin acıma duygusuna dönüşmesini içim sızlayarak okudum. Sizler de bir ömrün kısa özetini okuyup ders çıkarmak isterseniz tercih edebileceğiniz bir eser diyebilirim. Reşat Nuri’nin en sevdiğim yönlerinden biri de; bir erkek olarak eserlerinde kadının gözünden olaylara bakabilmesi,çok iyi ruh tasvirleri yapabilmesidir...
Not: Belkide bu güne kadar erkeklerin ne denli kötü olduklarını bir çok kez okumuş ve sinirlendiğimiz anlar olmuştur. Bu defa kadınların ne fena varlıklar olabildiklerini okuyup, asıl olan cinsiyet değil insan olmak olduğunu bir kez daha anlayacağımız değerli bir eser...
📚Günümün birkaç saatini kitaplara verdim. Okurken başka bir dünyaya girer bütün dertlerimi unuturdum.
📚İnsanlar hiçbir vakit ıstırap çektikleri zamandaki kadar güzel olmuyorlar.
📚Fakat nereye? İstanbul
öyle bir hale gelmiş ki sokakta kaldırımların üstünde yatıp ölsen:"
Acep insan açlığından nasıl ölürmüş hele bir seyredelim!" diye etrafına bir yığın ahalibirikecek...
📚Uğranılan haksızlıklara ve hakaretlere koyun gibi tahammül etmemek insanlığın başlangıcıdır evlat.
Okuma listenize eklemeniz gereken değerli bir kitap olduğunu düşünüyorum ve mutlaka okuyun diyorum... Keyifli okumalar... Kitapla kalın... Sevgiler...
ACIMAK
Reşat Nuri Güntekin
İnkılâp yayınları
Sayfa:152
Yorumlayan Hanife ÇAVDAR
Yorum Gönder