1. KULLERVO'NUN HİKAYESİ
J. R. R. Tolkien tarafından kaleme alınan kitap İTHAKİ YAYINLARI tarafından yayımlandı.
Kalervo’nun oğlu Kullervo, Tolkien’in yarattığı onlarca karakter arasından belki de en karanlık ve trajik olanı. Zira Tolkien’in deyişiyle “Bahtsız Kullervo”, doğaüstü güçlere ve hüzünlü bir kadere sahip talihsiz bir yetim. Babasını öldüren, annesini kaçıran, daha küçük bir çocukken canına üç kez kasteden karanlık büyücü Untamo’nun yanında yetişen Kullervo’nun ikiz kız kardeşi Wanona’ya olan sevgisi ve onu kollayan, büyülü siyah köpek Musti dışında hiçbir şeyi yoktur. Bir köle olarak satıldıktan sonra büyücüden öç almaya yemin eden Kullervo, intikam anında bile en zalim felaketten kaçış olamayacağını öğrenecektir. Kullervo’nun Hikâyesi, Tolkien’in izlediği yolda uyarlamadan yaratıcılığa doğru atılan ve “Silmarillion” ile sonuçlanan temel adım. Tolkien, Kullervo’nun Hikâyesi için “kendi efsanelerimi yazma teşebbüsümdeki çıkış noktam,” derken “İlk Çağ efsanelerinin temeli,” olduğunu da söyleyerek Húrin’in Çocukları’nın başkahramanı Túrin Turambar’ın atasının bu metin olduğuna dikkat çekmiştir. Etkileyici bir hikâye olmasının yanında ilk kez yayımlanan taslaklar, notlar, makaleler ve yarattığı dünyaların çıkış noktalarından olan Kalevala destanıyla ilgili Tolkien’in yazdığı ek metinler de kendine bu kitapta yer buluyor.
2. GÖKYÜZÜM MAVİ
Yusuf Berk Özkan'in kaleme aldığı kitap DOKUZ YAYINLARI tarafından yayımlandı. Gökyüzünün en ücra köşesindeyim. Gözlerimde özlenilmişlikler, yalvarışlar, yakarışlar... Gözlerimde olmayışının kaçıncı haftası, yokluğunun omuzlarımda yaptığı ağırlık... Gözlerimde yaşlar... İnsanlar, yağmur sanır ama benim gözlerim hep sana ağlar. Sevdamın kanadı kırık, içimde düşme korkusu var. Bir uçurumun ucundayım, sona geldim sanmışken, sana geldim... İçimde düşme korkusu var. Bulutlara yansıyan güneşin kızıllığı gözümü alıyor. Yüreğin karanlıklar arasına gizleniyor ama gökyüzü hâlâ aydınlık kalıyor. Göğün kokusu yüzümü okşarken, bir kanadım daha kırılıyor, içimde düşme korkusu var. Varsın, bilmesin onlar. Biz el ele yürüdük. Bunu sokak gördü. Deniz gördü. Gökyüzü gördü. Ay gördü. En güzeli de; Allah gördü.
3. AKILLA BİR KONUŞMAM OLDU
Fazıl Say tarafından kaleme alınan kitap DOĞAN KİTAP tarafından yayımlandı.
İnsan iyi hissederse iyi yaşar. “İyi” ile sarmalandığında iyi şeyler üretir. İyi hissetmeyi, iyiye inanırsa bulur. “İyi”yi kimi insan Tanrı'da bulur, kimisi meleklerde. Kimisi çiçeklerde, kimisi ağaçlarda. Kimisi aşkta, kimisi sevgilide, kimisi çocuklarda, kimisi müzikte, kimisi fizikte. İyiden aldığımız güçle yaşarız. İyinin dokunduğu yerden filizleniriz. İyiden aldığımız güçle yaptıklarımız “umut” olur. Tabular ve önyargılarla insanlar birbirini düşman ilan ediyor. Çok da iyi bir dünya değil aslında burası. Yine de umutlarınızı yok etmeyin. Bu evrende iyi de var. Sabırlı ol. Güçlü ol. İçine çek nefesi. Hayatı, iyiyi içine çek. “Evrendeki iyiden asla vazgeçme.”
4. ÖYLE GÜZEL BİR YER Kİ
Murat Gülsoy tarafından kaleme alınan kitap CAN YAYINLARI tarafından yayımlandı.
Camdan bir kutunun içinde kısılı kalmış gibiydi. Başının üzerini yokladı, orada da camdan bir tavan vardı belli ki. Görünmeyen duvarı yumrukluyor, bağırarak yardım istiyordu. Ama kutu sımsıkı kapalı olduğu için sesini duyuramıyordu sanki. Birden başının üzerinde bir ağırlık hissetti, elini kaldırdı, tavan hareket ediyordu. Yavaş yavaş bir piston gibi aşağı iniyordu. Önce direnmeye çalıştı ama görünmeyen tavan güçlüydü.Fırtınalı bir gecede eskici Kerem'in dükkânında bir araya gelen eski lise arkadaşları geçmişe doğru karanlık bir yolculuğa çıkarlar. Kerem için bu yolculuk hem yeni bir aşkın kapısını aralayacak hem de yıkımın başlangıcı olacaktır. Yaşadığı ülkenin geçmişi, günü ve geleceği Kerem'in peşini bırakmaz. Binaların, parkların, bütün şehrin dönüşüp yerle yeksan olduğu bir zamanda roman kahramanları yıkımdan kurtulabilecek midir?
Murat Gülsoy okurunu bir yandan hayatın sonsuz anlarını kaydeden bir zihne davet ediyor diğer yandan görünmez bir kapanın içinde kısılı kalmış küçük hayatların, bireysel acıların, bencil hırsların hemen yanı başında kanayıp duran geçmişe ait söylenmeyenleri işaretliyor.Öyle Güzel Bir Yer Ki, siren seslerine kapılıp giden yaşamımızın, alacakaranlık dünyamızın romanı…
Merve Özcan tarafından kaleme alınan kitap PORTAKAL KİTAP tarafından yayımlandı.
Tan Yeri - Zifir, "Haramdan Sakın" serisiyle yüz binlerce okura ulaşan Merve Özcan’ın kaleminden uzun zamandır beklenen yepyeni bir soluk…Birbirine düşman iki halk ve zamandan, dünyadan soyutlanmış, kısıtlanmış, dışlanmış bir bölge; Ateşoyuk.
Ve bu toprakların şahit olduğu savaş, efsane, kan, aşk ve kaybın hikâyesi...Bir orman vardı.Adamı gizler, kadını saklar, dalları arasına gecenin zifirini sarardı.Kadın adamı bir okla vurur ama yine kendini yaralardı. Zihnindeki eksikleri adamın izleriyle yamar, sonra da yine adamın gölgelerini kovalardı.Bastığı topraklar zulümle sarılmışken ikisi de savaş için silahlarını kuşanmıştı fakat onları bekleyen ilk savaş zihinlerinde çoktan başlamıştı.“Önümde boylu boyunca uzanan bir uçurum, ben o uçuruma yürüyorum. Adımlar benim, kaybı gören gözler benim, beden benim bedenim… Ama yürüyen ben değilim.”
6. ESKİ İSTANBUL YOSMALARI
Refi Cevad Ulunay tarafından kaleme alınan kitap ALFA YAYINLARI tarafından yayımlandı.
1950-'60'lı yılların efsane kalemlerinden Refi' Cevad Ulunay'ın Eski İstanbul Yosmaları başlıklı eseri, 19. yüzyılın kıvılcımlı gece âlemlerine projektör tutuyor âdeta... Bakın, kendisi eseriyle ilgili olarak ne diyor:“Yaşanmayan hayat yaşatılamaz… Mazinin yosmalarına dair yazdığım hatıralarda rivayet tarikiyle (yoluyla) gelenler olduğu gibi, belki yakından tanıdıklarım da olmuştur. Okuyuculardan, nasılsa hâlâ yaşayan ne pimpon zampara dostlarım var ki, onlara açtığım bu tarih sahifelerini okuduktan sonra bana rastladıkları zaman, gözlerinde -ama yalnız gözlerinde- uyanan bir neşenin hazzı ile koluma girerek, bir sır tevdi eder gibi kulağıma, ‘Ah azizim, ben de Rana’yı tanıdım... Ne kadındı o!’ diyenler oldu. O halde, eğer şimdi küllenen bu aşk hatıralarının mangalını kalemimle karıştırırken bir günah işliyorsam, hepimiz cürüm (suç) ortağı oluyoruz. Ben yazdığım siz de okuduğunuz için…” Sevgili okur, kitabın sayfalarını çevirdikçe, vaktizamanında bu “ince” işler -zamanın ruhuna özgü kaideleriyle- zarifane bir şekilde yaşanmaktaymış, diyeceksiniz: Refi’ Cevad’ın güçlü kalemi bunun garantisidir.
7. BU ÜMMETİN KIZI
Nureddin Yıldız tarafından kaleme alınan kitap TAHLİL YAYINLARI tarafından yayımlandı.
"Kendini modern sokakların kızı değil Medine medeniyetinin kendi zamanındaki temsilcisi gören, tesettürden ilme kadar her alanda bu ümmetin kızı olmanın gereklerini Bedir’deki mücahitlerin heyecanı ile yapmaya çalışan mübarek kızlara... Her gün kıyamete biraz daha yaklaştığımız bu zamanda Rabbine kul olmayı, Şeriat’ı için yaşamayı şeref bilen ve genç yaşına rağmen bu ümmetin kızı olmanın büyüklüğünü hisseden kızlara... Dilinizle dua ettiğiniz vakitler unutulmayalım diye... Allah için terlediğiniz zamanlardaki büyük amellerinize vesile olsun da Allah bize rahmetler indirsin diye... Bugün, bu kızlar Peygamber aleyhisselamın Şeriat’ı için 'ilk ben varım' diyerek hak etsinler. Yarın da o, 'şimdi de ben sizin için varım' desin onlara. Bizi de aralarına kat Rabbim. Aralarına. Rahmetinle, ihsanınla ve hudud bilmez rahmetinle Rabbim."