The Most/Recent Articles

yabancı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yabancı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

DUYGULARA YABANCI BİR ADAMIN ÖYKÜSÜ

Başınıza gelen en kötü olay ne? Herkesin aklına birkaç şey gelir elbet ama bu olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler galiba hislerimizden daha önemli.
Verdiğimiz tepkiler hislerimizin bir yansıması diyenler varsa, buna inanan ya da uygulayan kimseler, tanımak isterim kendilerini. İnsanlar duygularımıza bakmazlar, tepkilerimize göre hislerimizi anlamaya çalışırlar. Çoğu zamanda yanılırlar. Yabancı, duygulara yabancı ya da yaşadığı olaylara. Bir adam düşünün annesi ölüyor, hem de bakımevinde (Böylesi daha kötü, suçluluk duygusu peşini bırakmaz) ama bu adam bakım evinin morgunda annesinin başında kahvesini içtikten sonra uyuya kalıyor ve tabutu açıp yüzüne bile bakmıyor. Verdi tepki çok acımasız peki ama ne hissediyor bu adam? Annesine karşı bir düşmanlığımı var? Elbette yok ama ya sevgi, annesini seviyor mu bu adam? Galiba hiçbir his beslemiyor, böylesi mümkünse tabi. 
Yabancı adam annesinin ölümünden sonraki ilk günü denize gidiyor belki ağladığını kimse görmesin diye, denizin altında ağlamak istemiştir yalnız yaşayan bu adam. Denizde eski bir iş arkadaşıyla hem de daha önce bir şeyler hissettiği, şaka tabi ki bu adam bir şeyler hissetmiyor ama onunla ilgileniyor. Beraber film izlemeye bile gidiyorlar hem de komedi. Annesinin ölümünden tam olarak, ne kadar desem galiba bir gün daha uzun olamaz herhalde. Yabancı adam aslında o kadar da kötü birisi değildir. Komşularıyla iyi geçinir. Bunlardan birisi kadınların sırtından geçindiği söylenen aslında ambarcı olan belki tam tersidir, diğeri ise yaşlı bir adam ve hasta köpeği bu adam köpeğine çok iyi davranır bu yüzdendir ki köpek, adamın tekmelerine ve küfürlerine sesini bile çıkartmadan oturduğu yerden kalkmadan sabırla bekler. Yabancı adam o kadar iyi bir komşu ve arkadaştır ki ambarcı komşusunun bir kızdan intikam almasında yardımcı olur ve yalancı şahitlikte yapar onun için ve birde önemsiz bir şey hatta arkadaşlar arasında lafı bile edilmez ama birini öldürür(belki onun için değil ama kendi için olmadığı kesin) Yabancı adam birini öldürür (güneş yüzünden) ve kendisi de idam edilir. Yabancı adamı giyotine götüren sebep ise annesinin ölümünde hiç ağlamaması, sonrasında denize gitmesi, ambarcı arkadaşının intikamına yardımcı olması… Yani biraz duygusuz daha doğrusu tepkisiz olması oldu. Mahkemede bunları neden yaptın diye sormadılar neden öldürdün dediler belki ama neden duygularını yansıtmadın neden yabancı kaldın diye sormadılar. Bizde öğrenemedik nedenini, tek öğrendiğimiz duygularımızı iyi yansıtmamız gerektiği ( tepkilerle)  sonra yansıtmak için ikinci bir başa ihtiyaç duyarız yoksa.


Okuyorum.org / Hüseyin Çelebi

Uyumsuzluğun Simgesi Yabancı Albert Camus

“Hemingway’in kaleminden çıkmış bir Kafka” olarak nitelendirilir eleştirmenler tarafından, Yabancı. 1942’de yayımlanır ve kahramanı Meursault “uyumsuzluğun” simgesi olur. 
Albert Camus yabancıBu uyumsuzluğun adeta “parkta karşısında durduğu ağacın kökü gibi derinde bir yerde” olduğunu vurgular Nedret Tanyolaç Öztokat. Toplumun hemen hiçbir değeriyle uyum sağla(ya)mayan Meursault, annesinin ölüm haberini İhtiyarlar Yurdu’ndan gelen bir telgrafla alır. “Anneniz vefat etti. Yarın kaldırılacak. Saygılar.” Bu cümleleri okumadan önce Meursault, “Anam ölmüş bugün, belki de dün bilmiyorum” diyerek kendini tanıtır bize, üstü kapalı olarak. Annesinin ölüm haberine karşı verdiği bu tepkiyle aslında, bundan sonra yapacağı hiçbir şeye şaşırmaması gerektiği mesajını da veriyor bir nevi. Çünkü böylece, cenazede ağlamayacağım, tabutun başında sigara içeceğim ve haftası dolmadan Marie ile gidip komik bir filmi izleyeceğim diye fısıldıyor sanki.
Yabancı romanı bir yerde, Camus’un “abdurde/saçma” felsefesinin ilk ayağı. Meursalt edilgen bir kahraman. Ona göre her şeyin saçma, basit olması her bir şeyi değersiz kılıyor. Sıradan yapıyor. “Alt tarafı bir adam öldürse” bile kim bilir nasıl savunacaktı kendini. Veya Tanrı… Evet Tanrı hakkında neler söyleyebilir, böyle düşünen birisi. Başına gelen onca şey hatta onu roman kahramanlığının sonuna götüren olaylar bile o kadar basit sebeplere dayanır ki. Ve bu olayları açıklarkenki gerekçeleri. Elbette bunları duyan “normal insanlar” onu uyumsuz olarak niteleyecekti.
Sartre’ye göre Meursalt, “insan olma halinin saçmalığını simgeleyen bir tip olarak romanı var eder.” Bir bakıma onun yargıla(n)ma süreci bu saçmalığın birer parçasıdır. Onunla dost olmak isteyene de evlenmek isteyene de yanıtı aynıdır. “Bence bir” Onun için evlenmek de evlenmemek de, dost olmak da olmamak da birdir. Bir roman kahramanı olduğunun farkında mıdır bilemem ama Camus’a göre Meursault bir enkaz değildi, kendi halinde bir adamcağızdı. Toplumun kendisinden bekleneni yerine getirmeyen Meursault, başına gelenlerden sonra, anneni sever miydin sorusuna “evet herkes gibi” cevabını verir. Çünkü Camus Yabancı romanı hakkında, “Toplumumuzda annesinin cenazesinde ağlamayan her insan, ölüm cezasına çarptırılma riski taşımaktadır” diyecektir, romanının Amerika’da yapılan baskısında. Sartre’nin deyimiyle “saçma konusunda ve saçmaya karşı yazılmış bir klasik” olan Yabancı, defalarca okunmayı hak ediyor.
Yabancı
Albert Camus 
 Can yayınları
178 Sayfa 
Puan 
★★
Yorumlayan 
 Mehmet KEKLİKÇİ