Uyumsuzluğun Simgesi Yabancı Albert Camus

“Hemingway’in kaleminden çıkmış bir Kafka” olarak nitelendirilir eleştirmenler tarafından, Yabancı. 1942’de yayımlanır ve kahramanı Meursault “uyumsuzluğun” simgesi olur. 
Albert Camus yabancıBu uyumsuzluğun adeta “parkta karşısında durduğu ağacın kökü gibi derinde bir yerde” olduğunu vurgular Nedret Tanyolaç Öztokat. Toplumun hemen hiçbir değeriyle uyum sağla(ya)mayan Meursault, annesinin ölüm haberini İhtiyarlar Yurdu’ndan gelen bir telgrafla alır. “Anneniz vefat etti. Yarın kaldırılacak. Saygılar.” Bu cümleleri okumadan önce Meursault, “Anam ölmüş bugün, belki de dün bilmiyorum” diyerek kendini tanıtır bize, üstü kapalı olarak. Annesinin ölüm haberine karşı verdiği bu tepkiyle aslında, bundan sonra yapacağı hiçbir şeye şaşırmaması gerektiği mesajını da veriyor bir nevi. Çünkü böylece, cenazede ağlamayacağım, tabutun başında sigara içeceğim ve haftası dolmadan Marie ile gidip komik bir filmi izleyeceğim diye fısıldıyor sanki.
Yabancı romanı bir yerde, Camus’un “abdurde/saçma” felsefesinin ilk ayağı. Meursalt edilgen bir kahraman. Ona göre her şeyin saçma, basit olması her bir şeyi değersiz kılıyor. Sıradan yapıyor. “Alt tarafı bir adam öldürse” bile kim bilir nasıl savunacaktı kendini. Veya Tanrı… Evet Tanrı hakkında neler söyleyebilir, böyle düşünen birisi. Başına gelen onca şey hatta onu roman kahramanlığının sonuna götüren olaylar bile o kadar basit sebeplere dayanır ki. Ve bu olayları açıklarkenki gerekçeleri. Elbette bunları duyan “normal insanlar” onu uyumsuz olarak niteleyecekti.
Sartre’ye göre Meursalt, “insan olma halinin saçmalığını simgeleyen bir tip olarak romanı var eder.” Bir bakıma onun yargıla(n)ma süreci bu saçmalığın birer parçasıdır. Onunla dost olmak isteyene de evlenmek isteyene de yanıtı aynıdır. “Bence bir” Onun için evlenmek de evlenmemek de, dost olmak da olmamak da birdir. Bir roman kahramanı olduğunun farkında mıdır bilemem ama Camus’a göre Meursault bir enkaz değildi, kendi halinde bir adamcağızdı. Toplumun kendisinden bekleneni yerine getirmeyen Meursault, başına gelenlerden sonra, anneni sever miydin sorusuna “evet herkes gibi” cevabını verir. Çünkü Camus Yabancı romanı hakkında, “Toplumumuzda annesinin cenazesinde ağlamayan her insan, ölüm cezasına çarptırılma riski taşımaktadır” diyecektir, romanının Amerika’da yapılan baskısında. Sartre’nin deyimiyle “saçma konusunda ve saçmaya karşı yazılmış bir klasik” olan Yabancı, defalarca okunmayı hak ediyor.
Yabancı
Albert Camus 
 Can yayınları
178 Sayfa 
Puan 
★★
Yorumlayan 
 Mehmet KEKLİKÇİ


Yorum Gönder