The Most/Recent Articles

kitap cumhuriyeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap cumhuriyeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ödüllü Şair Yerlikaya Kitap Cumhuriyeti'nde

Nazé Nejla Yerlikaya’nın “Günah Çalılıkları” adlı şiir kitabı, Türkiye’nin dijital kitap platformu Kitap Cumhuriyeti’nde yayımlandı.

Nazé Nejla Yerlikaya, Kitap Cumhuriyeti
Nazé Nejla Yerlikaya, Kitap Cumhuriyeti

2011 Cemal Süreya Başarı Ödülü sahibi Nazé Nejla Yerlikaya; şiire, ağırlıklı olarak estetik düşünce boyutundan yaklaşırken; duygusal alanda da, sorunlu ya da eksik görüntüler/okumalar bırakmıyor. Sözünü genişletirken bile küçülen şiiri var, ki söz küçüldükçe daha çok yaklaşır şiire. Yerlikaya’nın, şiire “yapılması gereken bir sanat” gözlüğüyle değil de, değdikçe kaleme dökülmesi gerekliliğiyle yaklaştığı apaçık ortada. Günah Çalılıkları, görüntüler ve doğal izler eşliğinde okuru peşine takabilecek dirilikte şiirlerden oluşuyor. Dizeler, bütünselliği hiç bırakmadan, tali yollara ve başka duygulara kolayca geçebiliyor.  Oradan tekrar geriye dönüp kaldığı yerden var olana, anlama ve son noktaya kadar aynı dirilikte gidebiliyor. Tasavvufi bir çoğalma gibi görünse de, dil üzerinden yüründüğünde “insanın varlığına” tarih düşmek açısından gerekli bir çoğalma olduğu söylenebilir.

Kitabı ücretsiz olarak indirmek için>>>

Nazé Nejla Yerlikaya’nın, doğurduğu dizelere gözü gibi baktığı kesin. Söz-emek ilişkisinin sonucunda mükemmel bir dil işçiliği yatıyor. Okur, kitap boyunca özentisiz bir anlatıma ama hikâyeci bir şaire tanıklık edecektir. Bir de ölümle yaşam arasını sözcüklerle döşemiş Ayla Abla’ya…

Ayla Abla’dan sonra çalılık hiç kurumadı

Karalar bağlamış bulutlar

Ağıtlarla ıslattı günah çalılıklarını

Ayla Abla için miydi değil miydi?

Gökyüzünden çalılığa inen bu matem yağmurları

Her gece katilin biri ceset taşıyordu çalılığa

Kadın mıydı erkek mi?

Bir çocuk muydu on üçünde?

Onca yoldan yüklenip kirli bir bedeni bırakıyordu

Toprak solucanlarına, köstebeklere ve yılanlara

Nazê Nejla Yerlikaya Hakkında

1979 Iğdır doğumlu. Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü’ndeki eğitimini yarıda bırakıp İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. Cin Ayşe, Diri Ozanlar Derneği, Granada dergilerinde şiirleri; Edebiyat Haber, Yalnızlar Mektebi dergisinde felsefe ve edebiyat üzerine yazıları yayımlanmıştır. 2011 Cemal Süreya Şiir Ödülleri kapsamında “Karaağaç” isimli dosyasıyla başarı ödülü aldı.

"Edebiyatta Dijitalleşmeyi Yakın Gelecekte Çok Konuşacağız."

Kitapları çeşitli dillere çevrilen usta yazar Müge İplikçi, Kitap Cumhuriyeti’nin Yayın Kurulu’nda yer almakta. İplikçi, yayıncılık ve genç yazarlarla ilgili soruları kısaca yanıtladı.

Yazar Müge İplikçi
Yazar Müge İplikçi

Yıllardır bir okur ve yazar olarak yayın dünyasının içindesiniz. Geriye dönüp baktığınızda neler söylersiniz: Sizce yayıncılık değişiyor mu?

Yayıncılık değişiyor elbette, her şeyin hızla değiştiği bir dönemden geçerken o da değişmek durumunda. Kaliteden ödün vermeksizin farklı mecraları zorlamak kaçınılmaz.

Yazar adaylarına Kitap Cumhuriyeti’ni önerir misiniz?

Yazar adaylarına elbette bu mecrayı öneriyorum; ancak ondan önce yazdıklarının kalitesini düşünmelerini...

Edebiyatta dijitalleşme ile ilgili olarak neler düşünüyorsunuz?

Edebiyatta dijitalleşmeyi yakın gelecekte çok konuşuyor olacağız.

Deneyimli bir yazar olarak yazar adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?

Yazdıklarının ilk önce kendilerinin içine sinmesini; kendileri ve kalemleriyle barışık olmalarını. Aksi takdirde, adına edebiyat ortamı dediğimiz o “sert” ortamda var olamazlar

Orhan Veli’nin Seçme Şiirleri Kitap Cumhuriyeti’nde

Orhan Veli’nin “Seçme Şiirleri”, Türkiye’nin dijital kitap platformu Kitap Cumhuriyeti’nce yayımlandı.

Orhan Veli, Seçme Şiirleri, Kitap Cumhuriyeti
Orhan Veli, Seçme Şiirleri, Kitap Cumhuriyeti

Kitap Cumhuriyeti, şiirimizin akışını değiştiren şairlerden, Orhan Veli’nin “Seçme Şiirleri”ni yeniden okurla buluşturuyor. Orhan Veli, şair arkadaşları; Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le birlikte şiirde Garip akımını başlatarak geleneksel şiire karşı çıktılar. Ölçü, kafiye, “şairanelik”, duygusallık, süslü anlatımlar gibi özellikleri terk ederek, şiiri daha sade ve sıradan konulara çektiler. Konuşma dili, Garip akımının en belirgin özelliği olarak karşımıza çıkar. Bu haliyle de Garipçiler, kendilerinden sonra ortaya çıkacak başka akımların da tetikleyicisi oldular. Orhan Veli’nin şiirlerinde, -ilk dönem şiirleri hariç- o zamana kadar hiç işlenmemiş konu ve temaları görüyoruz. Ekmek, Rönesans, Dedikodu, cımbız, ciğercinin kedisi, işçi kadınlar, gangsterler gibi çok farklı konuları şiirine taşımakta sakınca görmemiştir. Öyle ki, geleneksel şiirin içinde hiç rastlamadığımız sözcükleri de şiirine akıtarak, şiir dilini konuşma diliyle de zenginleştirmiştir. Nasır, komünist, hardal, atom, konferans, halt etmek, kelle, domuz gibi sözcükler bunların en göze çarpanlarıdır.

Kitaptan Sere Serpe Şiiri:   

Uzanıp yatıvermiş, sere serpe; Entarisi sıyrılmış, hafiften; Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor; Bir eliyle de göğsünü tutmuş. İçinde kötülüğü yok, biliyorum; Yok, benim de yok ama… Olmaz ki! Böyle de yatılmaz ki!

Orhan Veli, şiirlerinde; insanın yalnızlığıyla birlikte tekbaşınalığın getirdiği içsel sürgünleri ve bunalma durumlarının sürükleniş biçimlerini başat konular olarak işler. Kendine dönüktür Orhan Veli. Bir yanıyla da, memleket sorunları, yoksulluk, çaresizlik, dünyayı çepeçevre saran savaşın yıkımı da onu fazlasıyla ilgilendirir. Onun iç huzursuzluğunun bir nedeni de tüm bu yolunda gitmeyen toplumsal sorunlardır. Hiçbir mübalağa ve süse kaymadan, yer yer de halk ağzını kullanarak şiirini oluşturmuştur. Bu anlamda şiirlerinin samimiyetini de okura hissettirir. Orhan Veli-Seçme Şiirler adlı eserdeki şiirleri hazırlayan Kitap Cumhuriyeti editörü şair Ömer Turan, eserin oluşum süreci üzerine şunları söyledi:

“Orhan Veli şiirleri içerisinden bir seçki ortaya koymak öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Çünkü her bir şiirin farklı atmosferi ve ayrı ayrı tonları var. Böyle olunca da, seçim yaparken ağırlıklı olarak Garip ile başlayan ve değişimini temsil eden şiirleri önceledim. Tabii, okurun ilk şiirlerini bilme hakkını da göz önüne koyarak, o dönem şiirlerinden birkaç örnekle başlattım seçkiyi. Bu eserde, kitaplarına girmeyen ama çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerine de yer verdim. Böylelikle okur, Orhan Veli’nin ölçülü ve uyaklı bir şiirden gelip geleneği paramparça ederek, nefes alan nasıl bir şiir ortaya koyduğunu görecek bu kitapta.”

Kitabı ücretsiz olarak okumak için>>>


Feridun Andaç: Zamanın Ruhunun Var Ettiği Bir Yayın Mecrası Kitap Cumhuriyeti

Türkiye’nin dijital kitap platformu olan Kitap Cumhuriyeti Yayın Kurulu’nda yer alan Feridun Andaç, Milliyet Sanat’tan Gizem Çetimen’in sorularını yanıtladı.

feridun andaç, kitap cumhuriyeti
Feridun Andaç
Kitap Cumhuriyet’inden bahsedebilir misiniz? Nedir Kitap Cumhuriyeti?

Yayın dünyasında yeni bir mecra demeli. Yazan/okuyan toplum olmanın gerektirdiği bir açılım olarak da görebiliriz. Bir bakıma sözü olan insanların bunları dile getirme biçimlerini düşündüğümüzde, hele hele bu konuda verilen eğitimler, insanların çabaları ve giderek çokkültürlü yapıların yaygınlığı ister istemez düşünülüp yazılanları paylaşmayı da gerekli kılıyor.

Günümüzde iletişim teknolojisinin yazınsal/görsel alanda da bunca yaygın etkin olması, yığınların bilgi ötesi yeteneklerini öne çıkaracak bir alana gereksindiğini gösterdi bize. Özellikle yaşadığımız bu süreçte her türlü iletişimin belirginlik kazanması ise bu alanın ne anlama geldiğini gösterdi sanki. İşte “Kitap Cumhuriyet” bu özgürlük alanını gerekli kıldı demeliyiz. Yazan/düşünen/yaratıp üretenin sesini taşıyıcı kılan bir mecra… Alan genişlemesini yaratmak fikri… Zihniyet daralmasını aşmak için böylesi adımların kaçınılmazlığı düşüncesi bizi böylesi bir adım atmaya yöneltti.

Kitap Cumhuriyet’i fikri nasıl ortaya çıktı?

Demin imlediğim gibi yazma düşüncesi… Bunu salt edebî metinler olarak düşünmemeliyiz. Bilgi toplumu diyoruz, bunu ilgi/meslek/uzmanlaşma olarak gördüğümüzde; insanların her alanda sözü olabileceği, bunu da yazarak anlatabileceği sözün gücünün hâlâ geçerliliğini hatırlatıyor bize sürekli. İşte o süreklilik fikridir bunu var eden.

Çünkü, söz gerekli insanlığa. Ve söze tutunarak yol almak fikridir bunun çıkış noktası. Giderek kirlenen bir dünyada arınma düşüncesinin yolu, insanın insana erişebilmesinin yolu söz evreninden geçiyor. Bu anlamda “iyi yazı” her dem kendi yolunu açabilecek düşü/düşüncesi/cesareti bize bu adımı attırdı.

Projenin kurulma sürecinden bahsedebilir misiniz?

Kuşkusuz “Edebiyat Haber”  deneyimi/birikimidir bunu var eden. Bir bilgi arkeolojisi yaratmanın ötesinde mecradır bu, hiç de öyle görüldüğü gibi “sanal” değil, “gerçek”tir. Öyle birilerinin burun kıvıracağı çaba da değildir. Öyle “plaza cumhuriyeti”nin hazırlopçuluğuyla da oluşmuyor hiçbir şey “Edebiyat Haber”in mutfağında. Orada sürekli düşünen/yazan/yaratan/sözü olan insanların resmini/sözünü görürsünüz... Düşüncelerini okursunuz. Ekip olarak dedik ki; “Öyleyse neden bu insanların birikimleri okur karşısına çıkmasın…” Bu bir bakıma kültür/yazın ortamımıza soluk aldırabilecek bir adımdır.

Bu projeyle hem yazarlardan hem de okurdan nasıl tepkiler aldınız?

Doğrusu beklenenin ötesinde… Yazmak nasıl eylemek eylemiyse, yazılanı okura taşımak da bir düşünme eylemi/çabasıdır. İşte “Kitap Cumhuriyeti” böylesi bir özgürlük alanını sunuyor yazıyı düşünenlere. Ve elbette ki okurlarına da. Yazma cesareti kadar yayımlama cesaretini de vermek için var olmaktır bu. Gelen tepkiler, öneriler, katılımlar bunun göstergesi oldu bizim için.

Geçtiğimiz günlerde Kitap Cumhuriyet’inde Emrah Polat'ın ilk öykü kitabı yayımlandı. Sizin de bu platform için bir projeniz var mı?

Şunun altını çizmek isterim ilkten: “Kitap Cumhuriyeti” yayımlanamayan, yayınevlerinden geri çevrilen dosyaların/kitapların yayımlanabileceği bir mecra değildir. Alternatif yayıncılık olarak da görülmemeli! Zamanın ruhunun var ettiği bir yayın mecrası. Bugünün dünyasındaki yazar/okur buna dönük bir bakış içinde. Beklentiyi de ancak siz yaratarak o kanalı açabilirsiniz. İşte sizin imlediğiniz bu platformda kendi kitaplarımı da görmek isteğindeyim elbette. Hatta birçok yayınevinin yanaşamadığı kitapların yayımını da burada göreceksiniz.

Kitapların dijitalleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Özellikle e-kitap dünyada çok ilgi görmeye başladı. Sizce Türkiye’deki okurun e-kitaba karşı ilgisi nasıl? Ve Kitap Cumhuriyet’in bunun üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Bunu “dijital yayıncılık” şemsiyesi altında görmek! Bana çok da doğru gelmiyor. Çünkü öyle bir kaygıdan yola çıkmıyoruz. Yani “satış” endeksli değil. Okuru özgürleştiren bir mecra bizimkisi. Hatta yazılıp üretileni değerli kılan da. Şunu görmek, inanmak gerekir diye düşünürüm: Gelecek iyi yazanların, iyi düşünenlerin, yaratanların, mesleklerinde iyi olanların çabalarıyla kurulacaktır. Vasatın ölümü ancak böyle gerçekleşebilir. Özgünlük gerek bize/insanlığa. Vasatlıktan bıktı herkes, sıradanlıktan, sığlıktan, sürüleşmekten, boyun eğmekten. Küresel kapitalizmin yarattığı teknoloji kendi ölümünü de hazırlıyor.

“Ağaçlar gibi ayakta olmak” için insanlık söz söylüyor, yazıyor, üretiyor. Yaşamaktan umudunu kesmiyor.

İşte böylesi mecralarda bunun için “iyi”ye yer vermek, alan açmak derdindeyiz. Ne olursa gelsin, yayınlarız zihniyetinin karşısında bir “cumhuriyet” fikri. Yani “açık bilinç”, “yetkin bakış”, “özenli çaba” isteyen bir “Kitap Cumhuriyeti”nden söz ediyoruz.

Her türlü kirlenmeye, yozlaşmaya, değersizleşmeye karşı bir duruş üstelik.

Melek Kılıç’ın Adsız Pencereler Kitabı Kitap Cumhuriyeti'nden Çıktı

Melek Kılıç’ın “Adsız Pencereler” adlı şiir kitabı, Türkiye’nin dijital kitap platformu Kitap Cumhuriyeti’nde yayımlandı.

melek kılıç, adsız pencereler, kitap cumhuriyeti
Melek Kılıç, Adsız Pencereler, Kitap Cumhuriyeti
Melek Kılıç’ın “Adsız Pencereler”deki şiirleri, özgür bir ağırlık, ses olarak da çekici ritimler sunuyor okura. Duru öyküsel bir anlatım olmasına karşılık derinlikli ve felsefi düşünceler de mevcut. Şairin felsefeci olmasından kaynaklı bir özellik. Özdemir Asaf şiirinin daha günceli ve uzun soluklu hali de denilebilir. Kitaptaki şiirlerin varlığı, nehir şiiri hissettirse de her şiirin kendi içinde farklılığı ve tema değişkenliği söz konusu. Şiirler, özlü sözler geleneğinden ve özellikle de aforizmaya akrabalıklarından ötürü, sessiz sedasız akarken birdenbire okuru ters köşe yaptırabiliyor. Şairin gözlem gücünün etkisini, dizelerdeki sahicilikten ve insana dokunan canlılığından anlıyoruz.  Adsız Pencereler’deki müzik de felsefenin taşları altında ezilmeden rahat bir nefes alışveriş gibi kendi yolundan akıp gidiyor…

Kitabı ücretsiz olarak okumak için>>>

Kitaptan:

Her sabah gibi

O gün de uyandı

Yatağı pencerenin arkasında

Gözüne çarptı kitapları

Hepsi beceriksiz yaşamını gizliyordu

Paragraf başlarında

Ve kendinden uzak tutuyordu suçlamalarını

İlk iş onları yakmaktı

Yakarken düşündü

Yatağını pencerenin karşısına koymalıydı

Melek Kılıç kimdir?

1976’da Erzurum’da doğdu. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi.1998’den itibaren Yalova’da Felsefe öğretmeni olarak görev yapmaktadır. 

Kitabı ücretsiz olarak okumak için>>>

Kitap Cumhuriyeti Önemli Bir Boşluğu Dolduruyor

Türkiye’nin dijital kitap platformu olan Kitap Cumhuriyeti, kuruluşu üzerinden bir ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen çok yoğun bir ilgiyle karşılandı. 

kitap cumhuriyeti,
Kitap Cumhuriyeti
Bilindiği gibi yayın kurulunda; Müge İplikçi, Ömer Turan, Tuğba Dedeoğlu Demir, Emrah Polat ve Feridun Andaç’ın bulunduğu Kitap Cumhuriyeti bir süre önce ilk kitabını yayımladı. Çok yakında ikinci kitabını şiir türünde yayımlayacak Kitap Cumhuriyeti’ne, kitapcumhuriyeti@edebiyathaber.net adresi yoluyla dosya gönderilebilir ve yayın koşullarıyla ilgili ayrıntılı bilgi istenebilir.

Kitap Cumhuriyeti neden bu kadar benimsendi?

Kitap Cumhuriyeti’nin okurlarına, web’ten, tabletten, mobilden ve bir süre sonra e-kitap okuyucudan erişilebilir nitelikli ve önemlisi ücretsiz kitap sunma deneyimini yaşatmak için yola çıktığını belirtmek gerekiyor. Ayrıca bilindiği gibi, döviz kurundaki olağanüstü artış basılı kitabın en önemli girdisi olan kâğıt maliyetini -öngörülemez biçimde- artırdı; dolayısıyla yayınevleri başlık sayısını azaltmak zorunda kaldılar. Yazarlar, nitelikli yapıtlar üretiyorlar, ama maalesef eskisi kadar “kolay” yayımlatamıyorlar.

Kuşkusuz, Kitap Cumhuriyeti’ne olan ilginin nedenleri arasında pandemi sürecinde hızla değişen alışkanlıkları ve çevre duyarlılığını da saymak gerekiyor; şöyle ki dijital kitap tüm dünyada eskiye göre daha çok okunuyor ve dijital kitabın çevre dostu olduğu bilinci yaygınlaşıyor. Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre 1 ton kâğıt hamuru elde edebilmek için 17 yetişkin ağaç kesiliyor ve kesilen 17 ağaç ile sadece 200.000 sayfa; yani 80 koli A4 fotokopi kâğıdı üretiliyor. Oysa dijital kitaplar için hiç ağaç kesilmiyor! 

Ne tür kitaplar yayımlanacak?

Roman, öykü, şiir gibi başat türlerdeki dosyalar Kitap Cumhuriyeti’nin ilgisini çektiği gibi; nitelikli araştırma-inceleme, deneme, bireysel gelişim gibi türler de merceğinde yer alıyor. Basılı yayınların başlık sayısında ciddi anlamda azaltma yaşanması her türü etkilemekle birlikte bazı türlerin basılma şansını en alt düzeye indirerek kültürel zenginliğimizi maalesef baltalıyor. Örneğin, “Eril Mimari” konulu bir tezin basılma şansı eskiye göre çok azaldı. “Sayılarla Hatay’daki Sıgınmacılar” konulu da bir tez de benzer akıbeti paylaşmakta. Ayrıca, çok az insanın ilgisini çekebilecek ama niteliğine güvenilen özel çalışmalar da Kitap Cumhuriyeti’ne gönderilebilir; örneğin, “Türkiye’de Arıcılık” ya da “Fotoğraflarla Eski Ankara Evleri” gibi.

“Terra Rosa” adlı ilk kitabı ücretsiz olarak okumak için>>>

Kitap Cumhuriyeti’nin İlk Kitabı Yayımlandı

Emrah Polat’ın, Terra Rosa, kitap cumhuriyeti