The Most/Recent Articles

Türkiye İş Bankası Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye İş Bankası Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Vahşetin Çağrısı Kitabı Hakkında Jack Landon

Vahşet kapı önünde beklemekteydi. Çağrıya ihtiyacı yoktu. Ortaya çıkması gereken zamanı iyi biliyordu. 

Vahşetin Çağrısı, Jack Landon, Türkiye İş Bankası Yayınları
Vahşetin Çağrısı, Jack Landon, Türkiye İş Bankası Yayınları
Vahşet için çağrı sadece bahaneydi. İnsanların içini iyi okuyordu. Tam olması gerektiği yerde, tam da zamanında çıkıyordu. Acayip dakiktir. Geç kalmaz, erken de gelmez. Ha insanları kışkırtmayı da iyi bilir. Toplumsal olaylara baktığımızda bu vahşet duygusunu tadına bakan bir bireyi, tekrar topluma kazandırma oranı nedir bilmiyorum açıkçası veya gerçekten tekrar topluma kazandırılabilir mi? Hangi toplum diyeceksiniz? En sevdiğimizi söyleyeyim: "Medeni insanların yaşadığı topluma." Kim ki bu medeni insanlar? Acaba içindeki vahşet duygusunu bastırabilen insanlar mı? Yerinde bir soru mu acaba? Cevabini sizlere bırakıyorum.

Mr. London konuya çok güzel değinmiş gerçekten de... Değismez kaide ne verirsek onu mu alırız ki? Bence değil...


Gül uzatan birine kurşun atan bir toplumdayız. Eskiler en azından daha dürüstmüş bu vahşet konusunda. Toprak yağmalayarak , öldürerek, savaş çıkararak ne istediğini göstere göstere yapıyorlardı vahşeti. Şimdikiler öyle mi? Hepsi takim elbiseli ağır abi. Bizlerin hayat standartlarını yükseltmek için uğraşıyorlarmış... Yani duyuyoruz ama , bir şey gördün mü desen, pek gördüğüm söylenemez. Şimdiki ağır abiler önce bulunduğu konumdaki insanların kötü şartlarını bahane ederek savaş çıkarıyor. Ha öyle topla tüfekle de değil. Delirdiniz mi kaçıncı çağda yaşıyoruz? Öyle ilkel bir şekilde olur mu? Ekonomisine savaş açıyor, tarım sanayisine darbe vuruyor. Müdahale ediyor. Ondan sonra da sizleri kurtardık diyor. Pardon ama kimi kimden kurtarıyorsun ki? Benim evdeki Sarıkız'ın yiyeceği samanı bile ithal ettirecek hale getiriyorsun, sevgili janti abi ondan sonra tamam diyorsunuz. Günümüz vahşeti artık siyasi. Belki de kaderimiz bu. Bunun sorumlusu kim? Şey olabilir mi? Arazi mülkiyeti diye bir şey yokken belli bir alanı çevirip burası artık benim diyen ve buna ses çıkarmayan birey olabilir mi? Ne dersiniz? Bakalım daha nasıl vahşetler bekliyor bizi. Sevgilerle...

Kadir Şarkı / Okuyorum.org

Bu Kitapta Önemli Olan Oblomov Değil Oblomovluktur

İşte insan hayatında unutamayacağı bir roman karakteri daha: Oblomov...

İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov, Türkiye İş Bankası Yayınları
İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov, Türkiye İş Bankası Yayınları
İyi yürekli, saf, aklına kötülüğün ilk harfinin bile gelmediği bir modern zaman karşıtı. Dünyanın son yüz elli senesinin kabul etmediği bir isim Oblomov. Ve sistemin reddettiği tip Oblomovluk.

Roman bir filmin fragmanı gibi başlıyor. Önce Oblomov anlatılıyor; sonra Oblomovluk. Onu tanımlayan en güzel cümle şu olsa gerek: "O, er meydanına çıkacak bir pehlivan olarak değil, sakin bir savaş seyircisi olarak doğup büyümüştü."

Tam 619 sayfalık romanı hangi yönden anlatırsak anlatalım eksik kalır. Her şey mevcut evet. Ve bu her şeyi, birer sembol olarak da okuyabilirsiniz. Ta başta, Dobrolyubov'un demesi gibi, "Bu kitapta önemli olan Oblomov değil, Oblomovluktur" sözüne de katılabilirsiniz. Fakat yine de Oblomov'u sembollere değişmeye gönlüm el vermedi. Benim için önemli olan Oblomov'un kendisi oldu. Var olsun antikarakterler. Selam olsun Oblomov'a. Ve selam olsun, onunla aynı dönemde yaşayan Katip Bartleby'ye. İyi okumalar...

Mehmet Keklikçi / Okuyorum.org