The Most/Recent Articles

Serdar Yeşilyurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Serdar Yeşilyurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bazen Biri Aslında Hepsi Gerçekte Hiçbiri Patara'dan Çıkıyor

“Bazen aklını yiyecek gibi oluyorsun değil mi? Anlamaya çalışıyorsun olup biteni... 

Bazen Biri Aslında Hepsi Gerçekte Hiçbiri, Patara Yayınevi, Serdar Yeşilyurt

Tam oturttum derken taşı gediğine, kendini, örümceğin ağına sarmalanmış ve çırpındıkça daha çok sarmalanan bir av gibi hissediyor ve daha o anda darmadağın oluyorsun... Hayatını sorguluyorsun... Tüm bu yaşadıklarına bakıp, başına gelenlerin, neden seni bulduğunu anlamaya çalışıyorsun, değil mi? 

Tıpkı şu an bu ifadelerin neyi kastettiğini anlamaya çalışman gibi! 

Öyle zamanlar oluyor ki, zihninde beliren farklı farklı görüntüler ama çoğu anlamsız gibi bazen... Aslında bir o kadar da anlam yüklü... Çünkü kendinin, bazen kendin olmadığı düşüncesinden alıkoyamıyorsun kendini... Alıkoyamıyorsun, çünkü içinde başka birisi yaşıyormuş gibi hissediyorsun bazı zaman... Ve sen seni tanıyamayacak kadar, kendine yabancı olduğunu düşünüyorsun... İçinde, sana ait olan ama senin olmayan anıların dolaşıyor ara sıra.. Senin yaşadığın ama ne zaman ve nasıl yaşadığını bir türlü anımsayamadığın anılar bunlar... Sana ait bir mazi ama ne zaman senin tarafından gerçekleştirildiğini bilemediğin bir geçmişle yaşıyorsun... İçinde, sanki başkasına ait ve sende unutulmuş bir başka yaşam var! Ve anlamlandıramıyorsun o yüzden olanları... Anlamıyorsun, değil mi? Hatta o kadar ki, kendim dediğin o kişinin, gerçekten sen olup olmadığını bile bilmiyorsun... Ve zihin duvarına yansıyan şu soru kendini sorgulattırıyor sana; Sahi, kimim ben? Hadi bakalım, ver yanıtını; Kimsin sen?”

Kendi Gerçeğine Uyanmaya Hazır mısın?

Yazar Serdar Yeşilyurt'un KENDİ GERÇEĞİNE UYAN Kuantum Yaşam Döngüsü isimli eseri Likya Yayınevi'nden çıkıyor.

Serdar Yeşilyurt, KENDİ GERÇEĞİNE UYAN, Likya Yayınevi
Serdar Yeşilyurt, KENDİ GERÇEĞİNE UYAN, Likya Yayınevi
Bu bir “gizem” ve “kuantum bilinç” romanıdır. 

Sahi, ben mi hayatı yaşıyorum, yoksa hayat mı bende var oluyor?

Ben mi zamanı tüketiyorum, yoksa zaman mı beni kullanıyor?

Ben miydim gerçeği var eden, yoksa gerçek, var olduğu an yalana mı dönüyor?

Var mı aranızda bir anlayan?

Var mı sahiden de, şu hayatı kavrayan?

Neydi mesela yaşamak?

Var olmak ve yaşam sahnesinde boy göstermek, niyeydi?

Nefes alıp vermek, yaşamak mı?

Yoksa güneşli bir havada, bir gölgen olduğunu görmek, kanıt mıydı var olduğuna?

Bir unvan, bir etiket, bir kimlik edinmek...

Güç sahibi olmak, paraya hükmetmek, herkese kendini kanıtlamak!

Bu kadar mı yani, bu muydu gerçekten de yaşamak?

Varlık bundan ibaret mi yani?

Birilerine bir gösteri sunmak mı sadece “bakın, ben başardım işte böyle!” dercesine...

“Ben yaptım, ben kazandım, ben ettim, ben, ben ben...” diye diye...

Bu muydu varlığımızı anlamlandıran?

Hep kendini göstermek mi?

Yoksa bunlar birer illüzyon mu?

Bunların hepsi sahte bir dünyada varlığını kanıtlayan, sahte bir benliğin rolleri mi?

Arka planda başka bir hakikat olmasın sakın!

Başka bir boyut, başka bir alem ve başka bir benlik...

Asıl keşfedilmesi ve ulaşılması gereken yüksek bir bilinç...

Tüm bu etiketlerden çok daha öte, tüm bu gösteriş çabasından çok daha kutsal olan...

Asıl olan, öz olan, tek gerçek olan ve bulunmayı ve bilinmeyi bekleyen başka bir alem…

Orada, taa yükseklerde ve aslında içimizde, derinliklerimizde…

Girip bakmak istemediğimiz ya da akıl edemediğimiz veya cesaret edemediğimiz “kendimizde”…

Öyle ya, hayat, içimizin dışa yansıması değil miydi?

Dışında olan her şeyin kaynağı, aslında kendi içinde gizlenmemiş miydi?

Ve asıl keşfedilecek olan, insanın kendisi değil miydi?

Peki neden hep yanlış yerde arar insan?

Tüm yaşamı boyunca bulamaması, bundan değil miydi?