Bir Kadının Penceresinden 1975’e Yolculuk

Fuat Yalçın, Oktay Rıfat'ın Bir Kadının Penceresinden kitabını Okuyorum.org için yorumladı. 

Bir Kadının Penceresinden, Oktay Rıfat
Şöyle bir uzansam diyorum Beşiktaş’tan karşıya yol alan küçük vapurla, 5 dakika içinde Üsküdar’a oradan Kuzguncuk’a sonra adı metinde geçmeden kendini belli eden köye. Çarşısında dolaşsam, iskeleye insem, caminin etrafında dolaşsam rastlar mıyım acaba Filiz’e? O mutlaka önce yaşadıklarını anlamaya çalışıyordur; davranışlarıyla şaşırtan, kestirilemez eylemleriyle bez-diren hayırsız koca yetmez mi küçük dünyasının sıkışmasına? Selim ve onunla yaşadıkları: Kaçamakları, hayalleri. Kalbi seven ama bedeni duran bir kadın olmayı çözemez Filiz tıpkı o yıllarda ülkede yaşananları ya da geçmiş yıllardan kalan çarpık değişim miraslarını kimsenin anlayamadığı gibi. Topkapı Sarayının mimari yığılımı bir yanda, dut ve incirin yanlarına dikilen yabancı ağaçlar manolyalar, mimozalar bir diğer yanda başkalaşımın işaretleri değil midir? 

Türk şiirinde büyük kanallar açan Oktay Rıfat’ın 1976 yılında yayımlanan ilk romanı bir kadının penceresinden 1975 Türkiye’sinde İstanbul’un aydınlar çevresinde geçen üç çocuk annesi evli bir genç kadınla genç ve evli bir devrimcinin yasak aşk hikayesine odaklanıyor.

Toplumdaki kutuplaşmalar ve birbirini anlamayan, kentte birlikte yaşamayı çözemeyen belki de karşısındakini yok olmasını isteyen insanlar, bizim insanlarımız. Yetmişli yılların ikinci yarısındaki karanlıkta hayal ederek hayatta kalmaya ve biraz da hayattan haz almaya çalışan Filiz şimdi çarşıda çıkar gelir mi karşıma? “Şairler ruhun mühendisidir” derler; romanın yazarı şair olunca sözcükler birbirine sevgiyle sarılır, dans eder. Okumak için bekler, bitmesin diye yudum yudum içersin şiir tadındaki romanı sosyal olayları göz ardı etmeden.

Fuat Yalçın / Okuyorum.org

Yorum Gönder