Madam Bovary Sendromu 19. yüzyılda edebi bir akım olan romantizm etkisinde yazılan romanlarla beraber ortaya çıkmış bir davranış bozukluğudur.
![]() |
Madame Bovary, Gustave Flaubert |
1851 yılında başlanan roman, 5 yıl sonra tamamlandı. O zamanlar Gustave Flaubert bu romanını, çalıştığı Revue de Paris dergisinde tefrika etti. 1856’da tefrika edilen roman, 1857 yılında kitap haline gelmiş ve o zaman deyim yerindeyse yer yerinden oynamıştı.Eserden sonra da Madam Bovary Sendromu 19. yüzyılda edebi bir akım olan romantizm etkisinde yazılan romanlarla beraber ortaya çıkmış bir davranış bozukluğudur.
Madam Bovary sendromu, ilk olarak filozof Jules de Gaultier tarafından tanımlandı. Madame Bovary kitabı üzerine yazdığı makalesinde Gaultier, romanın ana karakteri olan Emma’dan söz eder. Ona göre Emma, “kronik affektif tatminsizlik” yaşayan bir kişinin mükemmel bir örneğidir.Madam Bovary, Anna Karenina gibi edebi karakterlere benzemektedir. Bunlar sözde ideal aşk peşinde koşmak için kendi ailelerini ve eş olarak rollerini reddeden kişilerdir. Ne kadar yazıldığı dönem itibari ile olaya bakmaya çalışsak da, hep bir eksiğimiz oluyor. Örnek vereyim; arada etkilendigimiz olaylar karşısında acaba şimdi benim başıma gelse nasıl tepki veririm diye.
Oysa o konular belki de şimdi çok önemsizdir, bilemiyoruz. Ama Emma'ya kızmadım desem yalan olur sanırım. Ah Emma ah! Çektiğin kadar bize de çektirdin. Sevgilerle...
Kadir Şarkı / Okuyorum.org
Yorum Gönder