TEHLİKELİ OYUNLAR KİTAP YORUMU OĞUZ ATAY

Bir tiyatro binası. Köşede sağda. Klasik yer tarifimizdir. Kapısında kocaman levha: GERÇEKLER TİYATROSU. Bu akşam son oyun sahnelenecek deniliyor. (Neden kapandığı hakkında farklı rivayetler mevcut) Biletler biletixden değil. 
Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay
Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay
Dedik ya gerçekler tiyatrosu diye. Yok öyle sanal bilet filan. Oyun saati: 19.00 Seyirciler toplanmaya başladı. 34 numaralı bilet. 3. Sıradan, buyrun efendim. 42, şuradan lütfen. İsminiz? Hüsamettin Tambay. Kimliğinizi görebilir miyim? Kimse değilim ki kimliğim olsun. Şöyle geçin, 51 numaralı koltuk. Nurhayat Hanım mıydı? Evet. Siz peki Bilge olacaksınız sanırım? Evet. Buyrun efendim. Sevgi? (Biletçi içinden "ne sevgisiz kadın" diye geçirdi ama kadının yüzüne gülümsedi. Eh oyunumuz binanın kapısından başladı bile) Şöyle geçelim Sevgi Hanım. Hikmet Benol siz misiniz? Evet ama kaçıncı Hikmet'i soruyorsunuz? Kaç Hikmet var ki? Dört, beş, altı, yedi hangi Hikmet. Ama tek kimlikte bunlar. İlginç doğrusu, neyse buyrun. Kapılar kapandı salonun. Sessizlik! Oyun başlıyor! Zaman geçtikçe seyirciler mırıldanmaya başlıyor. Ne tuhaf oyun bu yahu diyenler oluyor. Böylesini de hiç görmemiştik doğrusu. Biz oyun seyretmeye geldik ama bi bakıyoruz sahnenin ortasındayız. Oyunun içine dahil olmuşuz. Bunlar hep Hikmet Benol denen bir yurtsuzun başının altından çıkmış deniliyor. Hem bizim bildiğimiz sahnenin arkasındaki fonda oyunun mekanı yansıtılır. Bu nasıl bir sahneyse, dikmişler kocaman aynayı, sürekli kendimizi görüyoruz. Ha, iyi oynuyoruz tabi, orası ayrı. Neyse oyun bitti en azından. Şimdi hep beraber yemek yemeye gidelim. Lokantanın kapısı da pek ilginç doğrusu. Neden? Fark etmedin mi? Leonardo'nun Son Akşam Yemeği. Ayı oynatmıyoruz burada, acı çekiyoruz... 
İyi okumalar 
Mehmet Keklikçi

Yorum Gönder