Bir tanrının kızı, Bir kralın karısı. Antik Çağın en kanlı savaşının ödülü, Dünyanın en güzel kadını Helen...Uğruna dökülen kanların ızdırabını, yaşamı boyunca vicdanında duyan kadın.
Hepimiz biliriz Truva Atının öyküsünü. Hatta "kaleyi içten fethetmek" deyiminin de bir rivayetle buradan çıktığı söylenir. Mitolojik öykünün doğruluğu tartışılsa da, yüzyıllardır süregelen ve ülkemizde Çanakkale dolaylarında olduğu rivayet edilen (başka bir rivayette Achilles'in de mezarının yine Çanakkale'de oldugu anlatılır) Truva'nın Prensi Paris'in Sparta Kraliçesi Helen'le yaşadığı tutkulu aşkı ve bu uğurda yapılan kanlı savaşı anlatıyor kitabımız. Zeus'un Kraliçe Leda'ya aşık olup kuğuya dönüşerek, Leda'yla birlikte olmasi sonucu bir yumurtadan doğan Helen sarayda hapis hayatı yaşamaktadır. Abileri ve ablasıyla sarayın etrafında dolaşmaya çıktıklarında bile yüzünü örtmek zorundadır. Sekiz yaşındayken kahin Sibly'nin Helen yüzünden çok insan öleceği ve cok kan döküleceği kehaneti üzerine erken yaşta evlendirilmek için taliplere haber gönderilir. Helen kırk talipli arasından Meleneus'u seçerken diğer talipliler arasında sorun çıkmaması için birlik olma yemini ettirilir. Bu yemin yıllar sonra büyük bir sorun olarak Helen'in karşısına çıkacaktır. Yunan Kraliyet Ailesinin ve koca ülke Truva'nın sonunu getiren kadının hikayesini merak ediyorsanız okuyun derim. Filmi izlemiş bile olsanız ki film benim gözümde yarım kalmış, kitabı okuyun. Kanlı savaş sonrası filmde kayıpken kitapta çok daha fazlası anlatılmaktadır. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki yazarın betimlemeleri çok iyi. Kitabı okurken o anı yaşıyor aynı derecede etkileniyorsunuz. Mitoloji severlere keyifli okumalar.
Yorumlayan Buket Ergüven
Yorum Gönder