Uzun zamandır aklımda olan, okumayı çok istediğim bir kitaptı.
Kitap, kurgu olmasına karşın geyşalarla ilgili bir çok bilgiyi de barındırdığı için gerçek yaşam öyküsü izlenimini veriyor. Öyle ki, okurken aslında kitap okumuyormuşum da Sayuri karşıma oturmuş bana hayatının hikayesini anlatıyormuş gibi hissettim kitap bitene kadar. Konusuna gelirsek aslında anlatabilecek pek bişey yok. Kısaca söyleyecek olursak; küçük bir balıkçı köyünde yoksul bir hayatın içindeki dokuz yaşındaki Chiyo'nun babası tarafından bir geyşa okuluna satılması ile zamanla Sayuri'ye dönüşmesini konu ediyor. Chiyo her defasında kaçıp köyüne dönme hayalleri kursa da, kaderinin bir geyşa olmak olduğunun farkına vardığında artık ondört yaşına gelmiştir. Çektiği sıkıntılar, aynı zamanda babasının onu ve ablası satmış olmanın verdiği acı yüzünden hırs yapıp kendi zamanının en iyi geyşası olmuştur. Tabii bunda diğer herkesten farklı olan göz renginin de büyük etkisi olmuştur. Griye çalan mavi gözler Japonya'da o zamanlar nadir olan bir durumdur. Bu da Sayuri'nin daha popüler olmasının nedenlerinden biridir. Sürpriz sonlu bir kitap değil ama hikaye çok dokunaklı. Geyşaların yaşamlarını merak edenler (benim gibi) okumak isteyebilirsiniz.
Bir Geyşanın Anıları
Arthur Golden
Altın Kitaplar
559 Sayfa
Puan
★★★★★
Yorumlayan Buket Ergüven
Yorum Gönder