Aşk-ı Kıyamet & Sil Baştan Büşra Çivicioğlu

İki gündür kitapları nasıl yorumlasam diye düşünüp duruyorum. 
Ne emeğe haksızlık etmek istiyorum ne de bu kitapları muhteşem birer eser diye adlandırıp gerçekten okunması gereken kitaplara haksızlık etmek istiyorum. Hikaye o kadar karmaşık ki zaman zaman şu an anlatan kim diye bi durup tekrar odaklanma ihtiyacı hissediyordum. Çünkü ilk başlarda anlatıcı, hikayenin kahramanı olan Azra ve Arda iken bir anda Nisa,Efe,Nazra, Beyza ve bilimum kişiler anlatıcı olarak okuyucunun karşısına çıkıyor. Anlatıcı geçişleri herhangi bir ibareyle belirtilmediği için de okuyan bocalama yaşıyor zaman zaman. Kurgu tam anlamıyla bir kaos. Kahramanlarımızın başına gelenler tabiri caizse pişmiş tavuğun başına gelmedi. Nerde ne kadar felaket varsa kahramanlarımızı buluyor. Vurulmalar, kaçırılmalar,kaybolmalar, tecavüzler,bombalar... Şimdi diyeceksiniz ki hiç mi güzel bişey yok kurguda. Evet var, cok buyuk bir aşk var. Zaten bütün olaylar da bu aşkın etrafında oluyor. Ama çoğu zaman kahramalarımız gerçeği mi hayali mi yaşıyorlar diye bende bir yanılgıya düşmüyor değilim. Kurgu şu an seri olarak iki kitap halinde ama tabii olaylar bitiyor mu ikinci kitapta. Tabii ki hayır çünkü ikinci kitabın sonunda üçüncü kitabın geleceğinin sinyalleri veriliyor. Üçüncü kitabı okumaya yüreğim yeter mi bilmiyorum zira her bir sayfayı çevirdiğimde "yok artık, yine mi yaa..." demekten kendimi alamıyordum. Kaosa yüreği dayananlar okumak istiyorsanız tercih edebilirsiniz. Keyifle efendim...

Yorum Gönder