Kızıl Darı Tarlaları Kitap Yorumu Mo Yan

Bir varmış, bir yokmuş.Varlığı darlığa, yokluğu feyz yoksunluğuna neden olacak, koca koca adamların yıllarca süren savaşlarıyla , akan onca kanla sulanan, küçücük gariban insanlarla dolu, çok uzak bir diyarda Kızıl Darı Tarlaları varmış.
Kızıl Darı Tarlaları, Mo Yan
İnanılmaz bir yolculuktan geliyorum, Dostlar! Yorgunum. Ben diyeyim; okyanuslar aşarak, kıtalar arasında saniyelerle yarışarak dolaştım, siz deyin 'zamanda yolculuktur, bunun adı '...Razıyım yani, ne derseniz kabulüm. Ama önce Kızıl Darı Tarlaları'ndan söz edeyim size. Kararınızı sonraya saklayın, olur mu? Koskoca hasırların serili olduğu bomboş bir oda hazırladım sizin için. Bir yirmi-otuz yıl daha yaşlandım, sizin için.
(Ki eserin ruhu bunu gerektirdi. Hani Marquez'in öykü perisi , okuma yazma bilmeyen Ninesi vardı ya, Mo Yan'ın da var. Anladım ki benim de 'Büyülü Gerçeklik' e yelken açan bir Anneannem varmış meğer...Kulacıkları duymayan, birbirimizden ayrı geçirdiğimiz zamandan intikam almak istercesine, yakaladığı her fırsatta biz torunlarını eteğinde toplayıp, birbirinden çılgın öyküleri bize anlattığı için...Bir yoklayın bakalım hafızanızı! Çocukluğunuzdan kalma, hikayeci bir Büyükanne vardır muhakkak anımsadığınız... O hale gülümseyin, zira şanslısınız)
Ne diyordum? Hah! Bu anlatıda çay,kahve olmayacak, hatta tuvalet molası bile yok ona göre, bakın bu da sizin için. Hazırsanız eğer , şöyle gelin oturun yamacıma. Zira 'Büyülü Gerçeklik ve Sembolizm' in,vahşetin, şiddetin, yasak aşkın, açlığın, yoksulluğun, yoksunluğun, çaresizliğin ,çılgınca yaşanan cinselliğin ,savaşların ortasında kalakalmış bir halkın acılarla yoğrulmasının , canıma okuduğu kıpkırmızı bir MASAL anlatmaya başlayacağım ,yine sizin için. Bir varmıııış, bir yokmuuuş. Varlığı darlığa , yokluğu feyz yoksunluğuna neden olacak , koca koca adamların yıllarca süren savaşlarıyla , akan onca kanla sulanan, küçücük gariban insanlarla dolu, çoook uzak bir diyarda Kızıl Darı Tarlaları varmış.Ama bu bildiğimiz darı=mısır demek değilmiş haa, ona göre! Bambaşka bir tahılmış bu kızıl darı denilen bitki. tek dalında onlarca, hatta o yıl verimli geçmişse yüzlerce tohumunu cömertçe insanoğluna sunan , insanlar gibi hayvancıkların da yiyebildiği , doğadan gelen harika bir armağanmış, Kızıl Darı. Kızıl Darı eken,biçen, geçinen ,yiyen insancıkların yaşadığı bir köyde Shandog Ailesi yaşarmış. Toprağa aşık bir sülalelermiş... Büyük ve çevredekilere göre azıcık daha variyetli olduklarından , her odasında ayrı bir öykünün geçtiği bir evde yaşarlarmış Shandonglar. Bir Büyükbaba varmış kiii ; kendi halinde, ekininde tahılında, geçim derdinde,iyi kalpli bir köylüykeeen, aniden bir gün bir katil oluvermiş!
Ülkesini işgal eden Japonların vahşetinden midir? ( Burada araya girmem lazım, bir olaydan bahsetmeliyim ,sözünü ettiğim vahşeti algılamanız için: Japon askerlerinin yakaladığı bir milis - ki kendisi 15 yaşında var yok- , askerlerce köyün kasabına götürülüyor yaka paça. Kasap'a bu azılı milisin canlı canlı derisinin yüzülmesi emrediliyor. Emri yerine getirmezse kesinlikle ölecek olan kasap, çaresiz biliyor bıçaklarını....)
Kendi ülkesinin ordusundan çektiğinden midir? (Burada da bir notum olacak: Kendi halkını koruyup kollamaktan aciz, gözü kararmış,aç gözlü devlet adamlarının otoritesinde hem kendi insanıyla hem de Japonlarla savaşan aç,yorgun ve çaresiz bir ordu...)
Komünist Parti'nin milislerince tartaklandığından mıdır? (Özürlerimle girdim yine ama:))) Ülkede devrim oluyor ,devrim! Halk için, halkla bir ve bütün olabilmek için önce halkı kırıp geçirmeleri lazım tabii... !)
Yoksaaa, savaşları kendi çıkarlarına kullanmaya çalışan dağ eşkıyalarından bıkıp usandığından mıdır ( Buraları tahmin edersiniz, araya girmiyorum:)))) bilinmez, bizim Büyükbaba, bir gün uğradığı haksızlıklara tahammül edemeyerek , cinnet geçirmiş ve eli kanlı bir katil oluvermiş...O artık, gariban köylü/çiftçi tanışları için bir kahramanmış. Adetlere uymuş ve dağlarda yeni kimliğiyle konuşlanmaya başlamış. Yıllarca sakin sakin yaşamış olmasına rağmen taa içeride bir yerlerde gizlenen savaşçıyı, cengaveri -kendisi istemese de- keşfetmiş artık...
(Aslında Dostlar, başka çaresi de yoktur! Ya ölecek, ya öldürecektir.)
Bir de Büyükanne varmış tabii... Masal dediğin,, kadın kahramansız olur mu hiç?
II. dereceden bir büyükanne kendisi.Güzelce bir kadınmış. Rüyalarına giren bir Gelincik'le lanetlendiğini düşünüyor ve başına gelecek felaketi bekliyormuş durmadan. Adı üzerinde; felaket, çok gecikmeden sinsice yanaşmış genç kadının yanına!
Japon işgaline uğrayan köyünde tam altı Japon askeri tarafından yoğun işkenceyle tecavüze uğramış...................(Bakın bu da Sanrısal Gerçekçilik Akımı'na giriyor)
♠️♠️♠️NİL: Savaşlarda, cephede savaşanların çoğunluğu erkektir elbette.Adı konmuş bir dava uğruna savaştıklarını bilirler en azından o erkekler. Ama aynı zamanları , acıları yaşayan Kadınlar ve Çocuklar için apayrı bir savaş vardır devam eden, bitmek bilmeyen, boy boy acı ve işkencelerden örülmüş bir SAVAŞ! ne uğruna olduğunu bile anlayamadan ne sevdikleriniz kalır, ne namusunuz , ne onurunuz ,ne çoluk çocuğunuz, ne de ' hayat' demeye yüz bin şahit lazım gelecek olan yaşamınız.......!♠️♠️♠️ SON
✍️Not: Masalın devamını ya da açlıktan kırılan köpek sürüleriyle daha da aç olan insan sürülerinin birbirlerini yiyebilmek için nasıl dövüştüğünü ya da cüzzamlı yaşlı bir amcaya, bir yük eşeği bedelle satılan 15 yaşındaki kızın başına gelenleri öğrenebilmek için okuyun, okutun !

♠️♠️♠️ KISA KISA ♠️♠️♠️
Eleştirmen notudur: '...Çünkü dünyanın bütün yerel hikâyeleri, en basit ifadelerle en büyülü olayları hikâye etmek üzerine kuruludur. '
Eser ; gerçek , fiilen yaşanmış olaylardan alınmıştır. Bahsi geçen dönem: 1923-1976 yılları aralığındadır. Tammm 50 yıllık bir ACI dönemini kapsar.Rakamlar kesin olmamakla birlikte, 10-25 milyon Çinli sivil ve 4 milyon kadar da Çin ve Japon askeri ölmüştür.
Elbette Kızıl Darı Tarlaları, milyonlarca insanın telef olarak döktüğü KAN'ı temsil ediyor. Görselde sizin için eserde geçen kızıl darının ve tarlasının fotoğraflarını inceleyebilirsiniz.
Yazar, Guan Moe olan gerçek adını “Sakın Konuşma” anlamına gelen Mo Yan olarak değiştirmiş. Yani yeni adıyla : DİLSİZ! (Bunun nedeni eserlerinin kendi ülkesinde sık sık sansüre uğraması)
Yazar Mo Yan, bu eseriyle 2012 Yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı . Nobel ödülünün açıklanmasından sonra, sekiz yüz nüfuslu Pingan köyüne gidip, Mo’nun hâlâ o bölgede yaşayan altmış iki yaşındaki ağabeyi ve doksan yaşındaki babası ile konuşan Guardian muhabiri Jonathan Kaiman, ödülden pek memnun görünen Çin devletinin Nobel’i “turistik bir kazanç kapısı”na dönüştürmek üzere, bu yoksul köyde, yüz milyon doları aşacak bir yatırım yaparak “Mo Yan Kültür Tecrübesi” temalı bir gezi parkı kuracaklarını yazdı...Ayrıca,kızıl darı tarlalarını, çoktandır kârsız olduğu için ekmeyen köylülere, 650 hektarlık “turistik bir tarla” için ekim parası verilmesi de planın parçasıymış.
Yukarıda kullandığım anlatım dili, eserde geçen yazın dilidir. Yazar kendi ailesinden, üç kuşağın öyküsünü romana taşırken -miş'li geçmiş zaman kullanıyor ve bunu o kadar sade ve anlaşılır yapıyor ki ,bazı sahneleri o anın içindeymişcesine ağır çekimle yaşıyor ve dolan gözlerinizi, silemiyorsunuz. Yorumcu notudur: Mideniz hassassa okumayınız! Sevgiylekalın....
KIZIL DARI TARLALARI 
MO YAN
Özgün Adı: Hong gaoliang jiazu
Çevirmen: Erdem KurtulduCan Yayınları
Çeviri: Deniz Canefe
528 Sayfa
Puan 
★★
Yorumlayan NİL EREN KÖMEK

Yorum Gönder