Ayşe Kulin'in kaleme aldığı Handan, Halide Edip Adıvar’ın Handan isimli romanına atıfta bulunarak kurgulanmış ve bu kurgu içerisinde günümüz dünyasında kadın olma olgusuna da değinen bir kitaptır.
Ayşe Kulin, Halide Edip Adıvar'ın "Handan"ını; yazıldığı dönemin toplumsal gerçekte kadına yüklenen baskılarının cesurca dile getirilişi olarak tanımlamaktadır. Kendisinin kaleme aldığı Handan karakterinde; toplumsal baskı kaygısı ile yaptığı hata hayatına mal olmuş bir kadını ve onun iç muhakemesini, özgür kadın söylemleriyle görmekteyiz. Ayşe Kulin'in Handan karakterinde güçlü ve mücadeleci kadın işlenmeye çalışılmış ve bu da yine Halide Edip'e atıf yoluyla gerçekleştirilmiştir. Kitabı okumaya başladığında; güçlü bir kadın ve onun hayat mücadelesini anlatan bir hikaye okuyacağını sanıyor insan. Fakat hikaye toplumsal baskı ve hayat ile olan mücadelenin bambaşka bir boyutu olan toplumsal bir mücadeleye dönüşüyor. Bu noktada Handan karakterinin bir anda Gezi direnişi ile mücadelesini okumaya başlıyorsunuz. Güçlü bir kadının hikayesinden, Gezi direnişine sıçrayış her ne kadar kurgusal anlamda bütün olsa da keskin bir sıçrayış olarak kitabın ana temasında ikiye bölünmeye sebep olmuş durumda. Bu da okuyucuda yazar tarafından zorlama bir kurgunun yaratılmaya çalıştığı algısı yaratıyor. Kitap yorumumun bu noktasından sonra Kulin'in Gezi Direnişinden nasıl söz ettiğini Handan karakterinden bağımsız olarak açıklama girişimim de bu ikilemi destekler nitelikte. Handan kendini bir anda Gezi direnişinin ve beraberinde gerçekleşen diğer olayların içerisinde buluyor. Handan karakterinin ağzından dinlediğimiz Gezi olayları ve bu olayların yaşattığı şaşkınlıkla kurduğu cümleler Ayşe Kulin'in Gezi direnişine dair cesur söylemlerinin bir ifadesi niteliğinde karşımıza çıkıyor. Gezi direnişinin ülke gündemine birden oturması ve ülke gündeminde ani bir yırtılmaya sebep olması da aslında Ayşe Kulin'in bu kitabındaki ana temanın ikiye bölünmesi ile örtüşüyor. Bu sebeple de daha önce pek çok kitabını okuduğum Kulin'in alışık olduğumuz tarzının aksine "Handan" romanındaki kurgusal bölünmeyi bilinçli mi gerçekleştirdiği sorusu akla gelmiyor değil. Pek çok yorumcunun da romanın iki başlı temasını eleştirdiğini ve kitap kurgusunun zorlama bir kurgu olduğunu görmekteyiz. Fakat tüm bu söylemlerin yanında; Ayşe Kulin bir kez daha okuyucusunu sürüklemeyi; toplumsal olaylar ve kadının toplumdaki yerine cesur söylemlerle ele almayı başarmış görünüyor. Sizin de okurken sürüklenmeniz dileğiyle!
Ayşe Kulin, Halide Edip Adıvar'ın "Handan"ını; yazıldığı dönemin toplumsal gerçekte kadına yüklenen baskılarının cesurca dile getirilişi olarak tanımlamaktadır. Kendisinin kaleme aldığı Handan karakterinde; toplumsal baskı kaygısı ile yaptığı hata hayatına mal olmuş bir kadını ve onun iç muhakemesini, özgür kadın söylemleriyle görmekteyiz. Ayşe Kulin'in Handan karakterinde güçlü ve mücadeleci kadın işlenmeye çalışılmış ve bu da yine Halide Edip'e atıf yoluyla gerçekleştirilmiştir. Kitabı okumaya başladığında; güçlü bir kadın ve onun hayat mücadelesini anlatan bir hikaye okuyacağını sanıyor insan. Fakat hikaye toplumsal baskı ve hayat ile olan mücadelenin bambaşka bir boyutu olan toplumsal bir mücadeleye dönüşüyor. Bu noktada Handan karakterinin bir anda Gezi direnişi ile mücadelesini okumaya başlıyorsunuz. Güçlü bir kadının hikayesinden, Gezi direnişine sıçrayış her ne kadar kurgusal anlamda bütün olsa da keskin bir sıçrayış olarak kitabın ana temasında ikiye bölünmeye sebep olmuş durumda. Bu da okuyucuda yazar tarafından zorlama bir kurgunun yaratılmaya çalıştığı algısı yaratıyor. Kitap yorumumun bu noktasından sonra Kulin'in Gezi Direnişinden nasıl söz ettiğini Handan karakterinden bağımsız olarak açıklama girişimim de bu ikilemi destekler nitelikte. Handan kendini bir anda Gezi direnişinin ve beraberinde gerçekleşen diğer olayların içerisinde buluyor. Handan karakterinin ağzından dinlediğimiz Gezi olayları ve bu olayların yaşattığı şaşkınlıkla kurduğu cümleler Ayşe Kulin'in Gezi direnişine dair cesur söylemlerinin bir ifadesi niteliğinde karşımıza çıkıyor. Gezi direnişinin ülke gündemine birden oturması ve ülke gündeminde ani bir yırtılmaya sebep olması da aslında Ayşe Kulin'in bu kitabındaki ana temanın ikiye bölünmesi ile örtüşüyor. Bu sebeple de daha önce pek çok kitabını okuduğum Kulin'in alışık olduğumuz tarzının aksine "Handan" romanındaki kurgusal bölünmeyi bilinçli mi gerçekleştirdiği sorusu akla gelmiyor değil. Pek çok yorumcunun da romanın iki başlı temasını eleştirdiğini ve kitap kurgusunun zorlama bir kurgu olduğunu görmekteyiz. Fakat tüm bu söylemlerin yanında; Ayşe Kulin bir kez daha okuyucusunu sürüklemeyi; toplumsal olaylar ve kadının toplumdaki yerine cesur söylemlerle ele almayı başarmış görünüyor. Sizin de okurken sürüklenmeniz dileğiyle!
HANDAN
Ayşe Kulin
Everest Yayınları
268 Sayfa
Puan
★★★★★
Yorumlayan Esen BERBER
Yorum Gönder