
Ruken Kızıler’in derlediği mektuplar yazarın şiirlerine ilham olmuş arkadaşını, aşık olduğu kadını paylaşıyor bizlerle.
Kitabı okurken şairin “Suskun” şirininin güçlü dizelerinin nasıl doğduğunu anlıyoruz.Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
“hiçbir uğraş, hiçbir umut, seni düşünebilmek, seni anlayıp sevmek, yüzüne bakabilmek kadar dolu anlamlı ve yaşanmaya değer olmuş.”(s.91) gibi samimi içten gelen, insani duyguların güçlü ve değerli anlamlarını hissediyoruz.
Eser, Ahmet Arif’in yaşamına bir pencere açma özelliğiyle ve sadece mektuplarının yayınlandığı bir kitap olmakla kalmıyor, kendi biyografisine de bakmamıza yardımcı oluyor. Ahmet Arif’in sanata bakış açısını, toplumsal olaylara karşı duruşunu, yaşadığı siyasi baskıyı, kendi içsel ruh halini ve aşka olan inancını okuyoruz.
Ahmet Arif Leyla Erdil’e olan sevgisini “âşık” olan bir insan ötesine taşımış, Leyla’sını iyi bir arkadaş olarak sunmuş bizlere. Edebiyata kattıklarını onunla paylaşmış Leyla Erbil’in edebiyatçı kişiliğini de ortaya çıkarmış. Edebiyatımızda Leyla Erbil’i tanımayan okurlara da merak uyandıracaktır.
Yorum Gönder