![]() |
Çıkrıklar Durunca, Sadri Ertem |
Yazar 1898’de İstanbul’da doğmuştur. İlk öykü çalışmalarını Genç Yolcular dergisinde yayımlamıştır (1917). Darülfünun Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirmiştir. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya geçer. Cumhuriyetin ilanından sonra, İstanbul’da Son Telgraf Gazetesinin Başyazarı olur (1924-1925). Eserleri; Çıkrıklar Durunca (roman tefrikası ve kitabı, 1931), Silindir Şapka Giyen Köylü (hikâye, 1933), Bacayı İndir, Bacayı Kaldır (hikâye, 1933), Bir Varmış Bir Yokmuş (roman, 1933), Korku (hikaye, 1934), Düşkünler (roman, 1935), Bay Virgül (hikaye, 1935), Bir Şehrin Ruhu (hikaye, 1938), Yol Arkadaşları (gezi türü romanı, 1945). [1]
Romanın kurgusu Osmanlı Devletinin son dönemlerine gelen bir tarihte oluşturulmuş ve Bolu’nun küçük bir alevi köyü olan Adaköy ve onun yakınlarında geçer. Hikâye köy insanlarının yaşam biçimlerini sunarak karşılar bizi. Anadolu Aleviliği inancının motiflerini sunar okuyana. Çevrelerinde olan bitenden haberi olmayan, kendi kültürleriyle yaşam süren köylülerin yapısını sunuşunu okuruz.
![]() |
Sadri Ertem |
Dünya kürselleşmekte kar elde etme savaşı gün geçtikçe yayılmaya başlamaktadır. Zenginler daha zengin olma çabasına girmiş, bunun içinde ellerindeki tüm olanakları kullanma derdindeler. Bundan habersiz olan köylüler ise yaşamlarını sürdürme uğraşındalar. Romanın ana karakteri Hasan’dır.
“Hasan’ın etrafı da bomboştu, karşısında birbirinden uzak, düğümsüz, rabıtasız bir kitle vardı. Bu kitle bütün felaketne, derdine, acısına rağmen her şeyi tevekkülle karşılayor, her şeye boyun eğiyor, hatta kime kimin zehir kasesi taşıdığını, kimin derman getirdiğini biliyordu.” (S.101)
Hasan, halkın yaşadıklarını kendi yaşadıklarıyla birleştirir, gözlemleyerek bardağı taşıran Sıddıkzade’ye karşı köylüleri bir araya getirme uğraşındadır. Sıddıkzade kumaş tücarrıdır. Köylülerden aldıklarını satarak tüccarlık yapar ve köyün de zenginidir. Bir gün aldığı bir mektup üzerine köylülerden mal almayacağını bildirir ve bu durum köyüler de karamsarlık yaratır. Hasan ise köylülerine göre daha okumuş aydın, sorgulayıcı ve mücadele eden bir insandır. Köye sevdiği kızı görmek için gelir. Merakla görmek istediği sevdiği ise Hasan’ı Sıddıkzade’nin verdiği zararlarla karşılar. Hasan Sıddıkzade’den intikamını almak ister.
İki kişinin arasındaki başlayacak olan bu mücadelenin özünde ise emek-sermaye çatışmasının bireyler üzerine yansıması olarak yorumlanabilir. Güçlü olanın gücünü elindeki sermaye ile derinleştirmeye çalışması, emeği ile geçinenin ise bu güce karşı duruş sergilemesi.
Romanın içerisinde günümüzde kullanılmayan kelimeler kullanılmıştır. Eser’in orijinal kalabilmesi için kelimeler günümüz kullanımlarına doğrudan yazılmayarak, okura yardımcı olması amacıyla dipnotlarla sayfa altlarında paylaşılmıştır.
Yazarın dili sadedir. Eser içerisinde anlatımlarıyla toplumcu gerçekçi bir yapısının olduğunu görürüz. Çok detaylı tasvirler yerine, okuyucuyu sıkmayan doyurucu tasvirleri okuruz.
Tarihsel bir süreç içerisinde insanların bu topraklarda nasıl yaşam sürdüğü, ne gibi badireler atlatarak kendi öz kültürlerini koruduklarını okuma şansını buluyorsunuz. Eğer daha önce Sadri ERTEM’i okumadıysanız mutlaka tavsiye edilebilecek bir başlangıç romanını sunuyorum.Yazar olay örgüsünü “o” anlatıcıyla aktarır okura. Kendini açıklamayan anlatıcı köyde yaşananları, insanların arasındaki konuşmaları ve kişilerin kendi düşüncelerinden geçirdikleri iç konuşmalar dâhil olmak üzere uzaktan gözlemleyen ve içerisinde olan bir anlatıcı konumundadır.
ÇIKRIKLAR DURUNCA
Sadri Ertem
Evrensel Basım Yayın
Sadri Ertem
Evrensel Basım Yayın
199 Sayfa
Puan
★★★★★
Yorumlayan Emrah Öğütmen
[1] yazar hakkında bkz. https://www.turkedebiyati.org/yazarlar/sabri_ertem.html
Yazar ve kitap fotoğrafı internetten alınmıştır.
Yazar ve kitap fotoğrafı internetten alınmıştır.
Yorum Gönder