“Kültür ve politika tükettim malzemesi olmuş. Toplum, kendi kuyruğunu ısırıp tatlı bulan yılana alkış tutmak modası güdüyor ve bu modadan kimse mahrum bırakılmıyor. Güç, haktır kuralı dayatılıyor. Korku yasaları, bilmek korkusu bizi cahilliğe yazgılıyor. Yapamamak korkusu ise iktidarsızlığa. Özgürlük korkusuyla yumulan parmaklarımız arasında terliyor parmaklıklar.”
Latin Amerika’nın en büyük yazarlarından Galeano, kısa ama yoğun metinlerle, geçmiş anıların büyüsünü, mücadele edenlerin umut ve aşklarını “Kucaklaşmanın Kitabı” adlı bu kitapta deneme yazıları şeklinde bir araya toplamış. Anlatım tekniği ile radikal bir öykücü olduğunu, çılgın metinler ile hayal gücünü ve ince mizahı ile de ustalığını ortaya koymuş. Kitap 290 sayfa, Çeviri Nihal Yeğinobalı tarafından yapılmış, Can Sanat Yayınları tarafından basılarak yayınlanmış.
Kitabı iki hafta gibi bir sürede okurken 200 civarındaki kısa deneme yazıları içinden hoşuma giden kısımları not aldım. Bu notlar farklı konuları içeriyor ve usta yazarın anlatım gücüne ışık tutuyor. Kitabı okumak isteyenlere aşağıdaki notlarım bir öngörü oluşturacaktır;

Kitabı iki hafta gibi bir sürede okurken 200 civarındaki kısa deneme yazıları içinden hoşuma giden kısımları not aldım. Bu notlar farklı konuları içeriyor ve usta yazarın anlatım gücüne ışık tutuyor. Kitabı okumak isteyenlere aşağıdaki notlarım bir öngörü oluşturacaktır;
Açlığı ölümle değiş tokuş etmek üzereydi. Doğum acılı bir sevinçti. Toprak ise memesinden yağmur emdiği dolgun bulutlu gökyüzünü her arzuladığında yanı başında hazır görmek isterdi.
Işıltılı hayatları yaşayan zenginlerin sayısı her geçen gün azalırken, parlatıcıların sayası çoğalır. Bu çoğaltının içinde her boy ve renkten dilenciler övülesi bir profesyonellik içinde titrek ellerini göstererek dilencilik sanatının birer üstadı olduklarını sergiler. En yaman avını rahmet, bereket ve bağışlanma duaları ile merhamete getirir.
Tarihin derinliklerinden kalan bu miras, çatlaklar, sorunlar ve her akım; toplumun bir kesiminin varlığını inkâr etti, görmezden geldi, imkân bulduğunda baskı ve işkence uyguladı. Fikri yönden topluma bir uzlaşma getiremeyen akımlar, karşı tarafı korkutarak, rakiplerine karşı çeşitli yıldırıcı kitleri harekete geçiren icraatlara yöneldi.
Birbirine karşı gibi duran pek çok fikir (aşırı İslamcı – ileri modernist vb.) aynı totaliter (demokratik hakların ve özgürlüklerin tümüyle baskı altında tutulduğu, siyasal erkin bir elde toplandığı, teröre, baskıya ve zulme dayalı devlet yönetimi) düşüncenin rahminden doğmuş gibidir. Her biri diğer yarısından ayrıldığı takdirde ölüme mahkûmdur. Biri olmadan diğeri olamaz. Varlıklarının devamını birbirlerine borçlular.
Ne ağır insani bir bedel …. Verilen insan kayıpları. Fakirlik, işsizlik, yolsuzluk gibi gerçek afetlerle mücadele edilmesi için sarf edilmesi gereken bütün devasa enerji ve imkânların heder edilmesi. Sorunların çözümü ise siyasi mücadele ve samimi fikri otopsi ile mümkün olabilir.
Aklın Hapishanesi … din ve mezhep ayrılıklarına rağmen ideolojik gurupları aynı noktada buluşturan şeyler. Ötekini reddetme, hareketli, devingen olanı sabitleme.
Yazar hayal gücü ve kendine has mizahi anlatım tekniği ile ele aldığı 200’e yakın deneme yazısını bu kitapta okuyucuya sunuyor. Anlatım yazılarının kısa olması okumamı kolaylaştırdı. Deneme yazısı olması nedeniyle birbirine bağlı bir kurgu olmasa da kişisel gelişim ve dünyaya farklı bir pencereden bakmak adına benim için güzel bir kitaptı.
İyi okumalar...
YORUMCU Gazeteci-Yazar Ercan Kılıçlı
Yorum Gönder