Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Yorumu - Ahmet Ümit

Türkiye'nin en iyi polisiye yazarı unvanını hak edecek değerde gerçekle kurgunun iç içe geçtiği harika bir eser.
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, Ahmet Ümit
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, Ahmet Ümit
Beyoğlunun en güzel abisi  kitabının olay kurgusu , tasvirleri ve anlatımı okurken insanı Beyoğlu sokaklarında dolaştırıp olayları yaşatıyor.Ayrıca sadece polisiye bir roman değil içinde aşk da var yakın tarih de... 
Ahmet Ümit deyince artık aklıma İstanbul geliyor. Tam bir İstanbul hayranı ve onun romanları sayesinde hem İstanbul tarihini öğrenip hem de İstanbul'a sempati kazanmak mümkün. Bu romanı da onlardan biri, farklı olarak güncel olayları da gündeminde tutmuş.
Konu olarak;  gezi olaylarını  ve  kentsel dönüşüme, bunun yarattığı, yaratmakta olduğu ve daha da yol açacağı sorunları irdeleyen bir roman. Farklı kültürler arası diyaloğu öne çıkaran, hoşgörünün önemini vurgulayan, empati yapmanın gerekliliğini  içeren bir Ahmet Ümit romanı. 
Ahmet Ümit’in en beğendiğim polisiye romanlarından biri kalın olması sizi korkutmasın oldukça akıcı kitabın sayfalarını hem heyecanla çevirdim hem de bitsin istemedim. Polisiye kitap sevenlerin okumasını tavsiye ederim.
KİTAP TANITIMI
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan Beyoğlu’nun hazin hikâyesi. Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke... Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. “Kadınlar,” diyor bir ses zihninin derinliklerinden... “Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun.” Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. “Kadınlar,” diyor o ses yine, “Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder.”
Beyoğlu’nun En Güzel Abisi 
Ahmet Ümit
Everest Yayınları
418 Sayfa
Puan
★★★★
Yorumlayan ALYAZMALIM

Yorum Gönder