The Most/Recent Articles

likya kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
likya kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kavga ve Bilge Likya'dan Çıkıyor

Yazar Hakan Ozan Erzincanlı'nın kaleme aldığı  KAVGA VE BİLGE Savaş Sanatlarındaki Bilgelik Likya Yayınevi'nden çıkıyor.

Kavga ve Bilge, Hakan Ozan Erzincanlı, Likya Yayınevi
Kavga ve Bilge, Hakan Ozan Erzincanlı, Likya Yayınevi
Şiddet, canlılar arası sorunları çözümlemede kullanılan bir enstrümandır. Canlıların birbirlerine ve doğaya karşı uyguladıkları şiddet hiçbir dönem ahlaklı bulunmamış, sağlıklı toplumların özelliği olmamıştır.Eğer şiddet duygusu, karşıdakine zarar vermeyen bir eyleme dönüştürülebilir ya da savunma amaçlı kullanılabilecek bir hüner haline getirilebilirse, o zaman takdir edilebilir bir olgu haline de gelebilir. 

Kişi bu “işi, sportif faailyeti” sanata dönüştürür; mücadeleyi dışa/ötekilere/başkalarına karşı değil de antrenman ve egzersizlerle içe/nefsine/kendine karşı verirse, hem kendiyle barışabilir ve hem de başkalarına karşı kurduğu empati, onu daha sevgi dolu hale getirir. Yani kişi hem kendisiyle hem de hayat ve evrenle barışır. Uzun yıllar savaş sanatları üzerine eğitim alan, öğrendiklerini ve tecrübelerini öğrencileriyle paylaşan Hakan Ozan Erzincanlı’nın kaleminden dökülen dövüş ustalarının sözlerini merkeze alan bu kitapla; 

- savaş sanatlarındaki bilgeliği açıklayan satırları pratiğe geçirme imkanını bulacak 

- ve en önemlisi de bu bilgeliği derinden anlayabileceksin...


Likya'dan "YAŞAM ÇİÇEĞİ İLE BEREKET VE ŞİFA

Yaşam çiçeğinin muhteşemliğini uygulamalarla evlerinize getiriyoruz... 

Yaşam Çiçeği ile Bereket ve Şifa, Ferhan Sezer, Ferit Delen, Likya Kitap
Yaşam Çiçeği ile Bereket ve Şifa, Ferhan Sezer, Ferit Delen, Likya Kitap

Bereketi, şifayı ve bolluğu deneyimlemenin her birimizin doğuştan hakkı olduğunu hatırlatıyor bu kitabın sayfaları. Yaşam çiçeği, bunu bizde en hızlı aktifleştiren var oluşun ihtişamını harika bir sembolle hatırlamamızı sağlayan bir altın orandır. Peki sadece bereket mi bu kitabın mesajı? Şifa, ilişkiler, bolluk, zenginlik ve para, yaşam enerjisi, neşe, başarı, huzur… İşte bu muhteşem yaşam çiçeği sembolünü cennetten gelen renklerle birleştirerek yaşamlarınıza dokunmaya, onu kolaylaştırmaya aday bir kitap… Kapıyı açıp onu içeri alın. Ve değişime izin verin. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yaşam çiçeği bereketi ve şifası ile...

Korece Temel Dil Bilgisi Kitabına Yoğun İlgi

Okurlar S. Göksel Türközü'nün Likya Kitap'tan çıkan Konularına Göre KORECE TEMEL DİL BİLGİSİ kitabına yoğun ilgi gösteriyor.

Konularına Göre Korece Temel Dil Bilgisi, s.göksel türközü, likya kitap

4. Baskısı çıkacak olan Korece dil bilgisi kitabının tanıtım yazısını sizlerle paylaşıyoruz; Korece, dilbilgisi yönünden çok derin bir dildir. Ural-Altay Dil Ailesine mensup bir dil olduğundan dilbilgisi yapıları Türkçe ile benzerlikler göstermektedir. Dilbilgisinin son derece derin olması nedeniyle temel seviyede, Türkçe açıklamalı bir dilbilgisi kitabı hazırlamak eğitimin verimliliği açısından kaçınılmaz görülmüştür. Ders kitabı niteliğinde olan bu kitap, temel seviye Korece dilbilgisini konularına göre ayırarak ele almıştır ve Korece öğrenmeye yeni başlayanlar için temel kaynak görevi üstlenmek amacıyla hazırlanmıştır.

Likya'dan History of Korean Classical Literature Çıktı

History of Korean Classical Literature
Hongyoun Cho'nun History of Korean Classical Literature isimli eseri Likya Kitap'tan çıktı. İstanbul Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Ana Bilim dalında öğretim görevlisi olan Hongyoun Cho bu kitabında Kore Klasik Edebiyatı Tarihini Üç Krallık Döneminden itibaren örnek metinlerle birlikte inceledi.

Likya'dan "Antrenörlük Anılarım ve Ötesi" Çıkıyor

Antrenörlük Anılarım ve Ötesi, celal gürsoy, likya
Bu kitapta başarılı bir yarış teknesinin içinde oturan sporcuların sadece yarışçı olarak yetiştirilmiş birer vahşi robot olmadıklarını; sevinçleri, üzüntüleri, hayalleri, kompleksleri ve ciddi korkuları olduğunu göreceksiniz.Çevremizden nasıl etkilendiğimizi ve bazen de şans faktörünün bize neler yaptığını öğrenince belki de kendi hayatınızla karşılaştıracaksınız.
CELAL GÜRSOY KİMDİR?
Celal Gürsoy, 1950 yılında İstanbul-Arnavutköy’de doğdu. İlkokulu Arnavutköy’de, Orta ve Liseyi Nişantaşı Işık Lisesinde, Üniversiteyi Özel Işık Mühendislik’te okudu. 
Galatasaray Spor kulübünde 1966 –1979 arası sırasıyla aktif kürekçilik, takım kaptanlığı ve antrenörlük yaptı. 1969 yılında İki Çifte teknesinde Avrupa 12. oldu. Uluslararası yarışlarda Altın, Gümüş ve Bronz madalyaları bulunmakta. 
1978 ve 1979 yıllarında Anadoluhisarı Spor Akademisinde açılan Kürek Kürsüsünde hocalık yaptı. 1980-1984 arası Almanya’da “Frankfurter Rudergesellschaft Germania 1869” kulübünde antrenörlük yaptı. 1981'de Ratzeburg Kürek Akademisinden Antrenörlük Diploması aldı. 

Likya'dan "Hayatınla Barış" Çıktı

Hayatın içinde iniş çıkışlar yaşarsın, her iniş çıkışa, her çıkış inişe gebedir. Tek düze bir hayat kadar tehlikeli ve hatta ölümcül değildir hiçbir iniş ya da çıkış. Bir kalp elektrosunun bile düz çizgi halinde olması, senin durmuş bir kalbe, ölmüş bir bedene sahip olduğun anlamına gelir. Sence bu tesadüf olabilir mi? Şimdi dik dur, derin bir nefes al! Bakış açını hayatındaki eksiklikleri görmeye değil hayatında var olanlara odakla. Kendini hayatınla barışmaya hazırla. “Söylemesi kolay; yapması zor” diye başından kestirip atma. Bu kolay olanı tercih etmektir, en güzel şekilde başlangıç yapmanın ise tek bir şartı vardır. O da “İnanmış bir akıl ve samimi bir yürekle, içten bir niyet etmektir” Öyleyse “Niyet ettim, hayatımla barışmaya” de ve yola çık.

Likya'dan "Çöp Kamyonu Beyinler" çıkıyor

Çöp Kamyonu Beyinler
"Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur!" -Yunus Emre- “Bardağı taşıran son damla” neden bu kadar önemlidir, hiç düşündünüz mü? Ya da onu bu denli “etken” ve de önemli kılan nedir? Aslında o damla, gücünü, ondan önceki tüm damlalardan alır. Çünkü ondan önce bardağı ağzına kadar dolduran, önce birikmiş olanlardır ve son olarak tek bir damla, artık bardağı taşıracak noktaya gelmiştir. Hayatlarımızda da durum bundan farklı değildir! Kabımızı o kadar çok gerekli-gereksiz şeylerle doldururuz ki, nihayetinde, en küçük ve hatta önemsiz bir konu bile, bir taşkınlığa ya da bir patlamaya veya ani bir tükenişe neden olabilmektedir. Ve işin en garip tarafı da, bunu “bilmeden” ama sürekli yaparız kendimize! Bilmeden ve fakat acımadan tüketiriz kendimizi. Olur olmaz her şeyle meşgul ederiz şu güzelim beynimizi. İçine ne bulursak attığımız bir çöp kutusu gibi, adeta bir çöp yığınına çeviririz zihnimizi. Peki ya sürekli çer çöplerle doldurduğumuz ve olur olmaz, önemli önemsiz her konuyla ve her şeyle, hatta ilgili ilgisiz herkesle meşgul ettiğimiz o güzelim enerjisini böylelikle tükettiğimiz beynimizin, sağlıklı, dengeli, mutlu ve de huzurlu bir yaşam inşa etmesini bekleyebilir miyiz? Beklesek bile, sizce, bir tarlaya arpa tohumu ekip de buğday hasadı elde etmeye benzemez mi bu durum? Koca bir ironi yani… Ve boşa geçen zaman… Koca bir kayıp ömür… Hiç yaşanmamış gibi… Ya da… Ya da bu durumu “şimdi” tam tersine çevirebiliriz… Nasıl mı? İşte onu anlattık... Amaç sadece bu…