Yazar Berna Durmaz, Ağaçlı Gül ve Hayal kitabında ağaçların da bir yaşamı ve dili olduğunu naif bir dille anımsatıyor.
![]() |
Ağaçlı Gül ve Hayal, Berna Durmaz, Günışığı Kitaplığı |
Yazar Berna Durmaz, Ağaçlı Gül ve Hayal kitabında ağaçların da bir yaşamı ve dili olduğunu naif bir dille anımsatıyor.
![]() |
Ağaçlı Gül ve Hayal, Berna Durmaz, Günışığı Kitaplığı |
Yazar Füsun Çetinel'in Günışığı Kitaplığı'ndan çıkan Olmayan Şeyler isimli kitabında gençlerin ilgisini çekecek birbirinden renkli 15 kısa öykü yer alıyor.
![]() |
Olmayan Şeyler, Füsun Çetinel, Günışığı Kitaplığı |
Gençlerin iç dünyasını çok iyi gözlemleyen yazar bizleri onun gözüyle güzel bir seyahate çıkarıyor. Kitapta Kedi Sesleri, Trenler ve Şiirler, Kendime Sevgilerle, Matya Kız, İnsan Yavrusu, Kurbanın İntikamı, Ağaçlara Özgürlük, Baba Terliği, İstanbul'un Bartbleby'si, Korkunun Rengi, Yolculuk, Kakalakya, Son Durak C'nnettepe, Bir Kadın, Bir Erkek, Bir Çocuk ve kitaba ismini veren Olmayan Şeyler isimli öyküler yer alıyor.
Geriye ne kalmıştı? Defteri, şiirleri ve kendisi. Temiz bir sayfa açtı, kalemi eline aldı.
Toplum baskısıyla kendi iç dünyalarına çekilmiş gençlerin gözünden eğitim sistemi, dünyaya tutunma çabaları, önyargılar, gerçeklerle yüzleşme hikayelerinin yer aldığı bu öykü kitabını mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Ali, Cavid'e Karşı isimli eserde Huzur Apartmanı'nda yaşayan Akdağ ailesinin küçük üyesi Ali'nin Cavid ismini verdiği Coronavirüs ile tanışması ve içerisinde bulunduğumuz pandemi süreci genç okurlara öykü dilinde aktarılmış.
![]() |
Ali, Cavid'e Karşı, İrem Uşar, Günışığı Kitaplığı |
Günışığı Kitaplığı'ndan çıkan İrem Uşar'ın kaleme aldığı ve Huban Korman'ın resimlediği eser içinde bulunduğumuz bu süreci mizahi bir dille ve uymamız gereken kuralların altını tekrar çizerek başarılı bir dille anlatıyor.Çok yakında atlatacağımızı düşündüğümüz pandemi sürecini gelecek kuşaktaki bireylere aktarmak için arşiv niteliğindeki bu eseri genç okurların mutlaka okumasını öneriyoruz.
İsrafil Baran / Okuyorum.org
Jeff Mack'in yazıp resimlediği geçtiğimiz günlerde Günışığı Kitaplığı'ndan çıkan Hepsi Bir Hikâye isimli kitap 6 yaş ve öncesi çocukların hayal gücünü geliştirecek mükemmel bir eser.
![]() |
Hepsi Bir Hikâye, Jeff Mack, Günışığı Kitaplığı |
Alara Baykan'ın Türkçe'ye çevirdiği eser, metinden çok çocukların hayal gücüne uygun resimlerle donatılmış.
İsrafil Baran / Okuyorum.org
Edebiyat öğretmeni Gürsen Özen, mesleğini icra ettiği yıllarda çocukları çok iyi gözlemleyerek birbirinden güzel öyküler ortaya çıkarmış.
![]() |
Lokumlu Masa, Gürsen Özen, Günışığı Kitaplığı |
Yazar Özen, Lokumlu Masa isimli bu öykü kitabında çocuk masumiyeti, heyecanı ve mutluluğu dolu birbirinden güzel 9 öykü yer alıyor. Rolün Küçüğü Büyüğü Yoktur, Göbeğimin Pembe Pipisi, Dilek Ağacı, Saklıkent On İki Kilometre, Lokumlu Masa, Sadece "Ba", Şık Makas Dikimevi ve "Sonda E Topluluğu" Sunar isimli öykülerin yer aldığı bu kitap sizi çocukluğunuza ve okul yıllarınızdaki hatıralarınıza götürürken yüzünüzde tatlı bir tebessüm bırakacak. Yazar Gürsen Özen'in yediden yetmiş yediye her yaştan okurun ilgisini çekecek Lokumlu Masa isimli bu kitabını mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Annesine kapıyı açtı. Aralarına yalnızlık sızmasın diye, ona her zamankinden daha sıkı sarıldı.
Gürsen Özen
1949 yılında Balıkesir, Susurluk’ta doğdu. Bolu Kız Öğretmen Okulu’ndaki eğitiminin ardından, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nden mezun oldu. Artvin, Şavşat’ta başladığı öğretmenliği, uzun yıllar Fethiye Lisesi’nde sürdürdü; sonrasında da dershane ve özel okullarda görev yaptı. Edebiyat öğretmenliğini sosyal çalışmalarla destekleyen Özen, gençlerle ve çocuklarla ilgili sosyal ve kültürel projelere emek verdi. Uzun yürüyüşleri ve otobüs yolculuklarını seven yazar çocukluğun farklı hallerini Seke Seke Uçtu Öyküler (res. Mustafa Delioğlu, 2015) adlı ilk kitabında öyküleştirdi. Çocukların zengin ve pırıltılı dünyasından ödünç aldığı izlenimleri bu kitapla onlara armağan etmek isteyen Özen, eşiyle birlikte Fethiye’de yaşıyor; kızı ve oğlu var.
Ödüllü yazar Şener Şükrü Yiğitler Günışığı Kitaplığı'ndan çıkan bu eserinde 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından, Tatvan-Van arasında yolcu taşımak üzere Van Gölü'ne gönderilen Defterdar ve Sütlüce isimli iki vapurun öyküsünü anlatıyor.
![]() |
Çok Uzak Bir Deniz, Şener Şükrü Yiğitler, Günışığı Kitaplığı |
Yaşanmaz mıydı böyle? Paylaşarak, çoğalarak, öğrenerek, öğreterek… Herkesle ve her canlıyla dostça, canavarlarla bile kardeşçe…
Yazar Yiğitler, Derferdar'ın İstanbul'dan Van Gölü'ne uzanan öyküsünü yediden yetmiş yediye her okuyucunun sıkılmadan okuyacağı bir üslupla kaleme almış.Haliç'te ki iki küçük vapurun Van Gölü coğrafyasındaki yeni hayatlarını anlatan ve kültürel değerlerimizin yeni kuşaklara hatırlatan bu kitabı mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Şener Şükrü Yiğitler Hakkında
1984 yılında Kayseri, İncesu’da doğdu. 2006’da İstanbul Üniversitesi, İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nü, 2010’da da aynı üniversitede, Türk Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisansını tamamladı. 2017’de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doktora yaptı. 2014’te, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nin (ÇGYD) Yılın Çocuk Romanı Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen ilk çocuk romanı Resimli Hayal Ansiklopedisi’ni, 2018’de devam kitabı Palyaçolar Giremez izledi. Halen Bitlis Eren Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi doktor olarak çalışan Yiğitler’in yayımlanmış çevirileri ve öyküleri var. Son çocuk romanı Çok Uzak Bir Deniz (2020), Haliç’ten Van Gölü’ne gönderilen küçük vapurlara bir selam niteliği taşıyor. Yiğitler, eşi ve oğluyla birlikte Tatvan’da yaşıyor.
Yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü, kitaplara ve edebiyata emek verenleri yeni bir gündemle, bu kez çevrimiçi olarak bir araya getirdi.
![]() |
Zeynep Cemali Edebiyat Günü 2020 |
Edebiyatımızın en önemli romancılarından Oya Baydar, günün açılış konuşmasında, “Edebiyat sığınaktır, ama aynı zamanda, hem yazar hem de okur için bir direniş mevzii, bir kaledir,” dedi. Baydar konuşmasını, “Bizler; yazarlar, okurlar, eleştirmenler, edebiyat çevreleri, yayıncılar, kitapçılar olarak her birimiz edebiyatın geleceğinden sorumluyuz,” ifadesiyle noktaladı.
Konferansın kapanış konuşmasını yapan usta sanatçı Altan Erkekli, “Sanat, insanın duygularını bir anda değiştirip, doğruyu anlatabilendir. Bir kez daha doğsam, sanatın ve sanatçıların çoğalacağı bir dünyada yaşamayı isterdim,” dedi. “Sanat, sevgiyi başka türlü harmanlayan bir şeydir,” diyen Erkekli, sözlerini “Sanat ve edebiyat, tüm canlıların yaşam hakkını anlatır!” diyerek tamamladı.
İnsanın yaptığı en kalıcı iş...
Gündüz Vassaf, “Türkiye ve Dünya Üzerinden Alçaktan Uçuş” başlıklı konuşmasında, “İnsanın yaptığı en kalıcı iş, sanatını ve edebiyatını geleceğe miras bırakmak,” sözleriyle edebiyatın toplumsal gelecek için önemine dikkat çekti. Vassaf, “Şimdi her şeyde birey modası hâkim. Edebiyatı yeniden toplumsallaştırma çabası içinde olmalıyız,” dedi.
Turhan Günay, yayıncılığın Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze kadarki yolculuğunu özetlediği renkli konuşmasında, yayınevlerinin 1990’lı yıllardan itibaren kurumsallaşmaya başladığını anlattı. Yaşar Kemal’in Demirciler Çarşısı Cinayeti ve Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler gibi eserlerle, editörlük mesleğinin yayıncılık tarihimizdeki önemini örnekledi.
Pınar Öğünç, “Şiddet Labirentinde Yazmak” başlıklı konuşmasında, “Şiddet bir defo değil, sistemin kendisi. Bütün bu çürüme bir yol kazası değil, yolun ta kendisi,” ifadeleriyle tırmanan şiddet ortamını yorumladı. “Ben edebiyata inancımı sürdürerek yazmaya devam etmek istiyorum. Bu, edebiyata misyon yüklemek değil, edebiyatın mayasındaki gücün ta kendisidir,” vurgusunu yaptı.
Sayılardan kuleler inşa etmek işe yaramıyor!
Yayıncılığımızın deneyimli isimlerini bir araya getiren “Yayınevlerinde Yeni Hayat Ajandası” başlıklı panelin yönetici konuşmacısı April Yayınları’ndan Nazlı Berivan Ak, “Pandemi, hayatımızda çok şeyi değiştirdi. Eskinin alışkanlıklarıyla bugünü anlamanın mümkün olmadığını her gün yeniden görüyoruz. Şimdi, dayanışmanın, tasarrufun, yaratıcılığın, yeni yöntemler bulmanın zamanı,” dedi. Notos’tan Semih Gümüş, “Yayıncılar önünü görmekte zorlanıyor. Daha önce deneyimlemediğimiz koşullar içindeyiz. Yine de yayıncılar bu zor koşullara dijital olanaklar sayesinde uyum sağlamaya çalışıyor,” ifadesini kullandı. Siren Yayınları’ndan Sanem Sirer, niteliği değil niceliği canlandırmanın ve sayılardan kuleler inşa etmenin işe yaramadığının anlaşıldığı bu dönemde, dayanışma ve diyalog olanaklarını geliştirmek gerektiğini vurguladı. İletişim Yayınları’ndan Bahar Siber, pandemi döneminde insanların kitapla bağını koparmadığını belirtti; yeni dosya başvurularında müthiş bir artış olduğunu, ayrıca çocuklarıyla daha çok zaman geçirmek zorunda kalan ebeveynlerin nitelikli çocuk kitaplarının önemini fark ettiğinin altını çizdi.
Kitaplara bağımsız emek veren editör Ayla Duru Karadağ, çevirmen Duygu Akın ve illüstratör Zeynep Özatalay meslektaşları adına konuştular, ortak sorunlarını ve gelecekten beklentilerini dile getirdiler.
Kitabevlerinin vazgeçilmez işlevi
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, “Sabit Kitap Fiyatı” yasalaştırma çalışmaları hakkında son gelişmeleri paylaştı. Kocatürk, “Gelişmiş ülkeler, yayıncılığı kamu hizmeti olarak görür. Yayıncının, yazarın, çevirmenin, çizerin haklarının korunduğu bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Bu nedenle yazılı kültürü koruma yasasına ihtiyacımız var. Çünkü bu yasa sayesinde kitap çeşitliliğinin artacağını, sektörün gelişip büyüyeceğini düşünüyorum,” diyerek sürecin önemini vurguladı.
Kitap perakendemizin geleceği, Timaş Yayınları’ndan Osman Okçu, Bora Yayıncılık Dağıtım’dan Servet Düz, İthaki Yayınları ve Penguen Kitabevleri’nden Ünal Koçak ve Günışığı Kitaplığı’ndan Banu Ünal’ın katıldığı panelde ele alındı. Dört deneyimli yayıncının söyleşisinde, popüler kitapların çeşitli perakende noktalarında satılmasının ya da kitap fuarlarının, okur yetiştirme misyonunu üstlenen kitabevlerinin vazgeçilmez işlevini değiştirmeyeceği vurgulandı. Özellikle büyük kentler dışındaki bazı illerde yenilikçi tutumlarıyla okur kitlesini genişleten kitabevlerine ve çeşitliliği koruyan kitapçıların butik ya da bağımsız yayınevlerine raf açmasının önemine dikkat çekildi.
Ekonomik dalgalanmalar, yasaklar!
Ekonomist Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Türkiye’nin geçmişten bugüne ekonomi ve yayıncılık performansını, “Türkiye’de kitap üretimi, ekonominin yaşadığı dalgalanmalarla iç içe geçmiş bir dinamiğe sahip. Kitap konusu, doğrudan toplumun gelir düzeyiyle bağlantılı,” sözleriyle değerlendirdi. Yılmaz, “Ekonomik istikrarın sağlanması, enflasyon sorununun çözümü ve ekonomik büyümenin gerçekleşmesi, yayıncılık sektörünün de önünü açacak, ancak bu biraz zaman alacak,” ifadeleriyle geleceğe dair yorumlarını paylaştı.
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kültür sanat ortamını doğrudan etkileyen yeni sosyal medya düzenlemelerini ve sansür uygulamalarını değerlendirdi. “Türkiye’de 40 bin siteye, binlerce tweet’e ve YouTube videosuna erişim engeli var,” diyen Akdeniz, “Hakikati bilme özgürlüğümüz elimizden alınıyor,” sözleriyle, erişim engeli haberlerinin bile engellendiğini hatırlattı.
Konuk Avrupalı yayıncılar...
Geçmişte İngiliz Yayıncılar Birliği’nin ve Uluslararası Yayıncılar Birliği - IPA’nın da başkanlığını yürüten deneyimli yayıncı Richard Charkin, pandemi sonrasında yayıncılığın geleceğini hız, verimlilik, fire, genel giderler, çevre, insan ve rekabet başlıklarıyla özetledi. Dijitalleşmeye dikkat çeken Charkin, bu konuya artık sadece yeni neslin ya da destek masası çalışanlarının anladığı bir “bilinmezmiş” gibi bakılamayacağını; yayıncılığın odağını yatırım, strateji ve risk yönetimi kararlarının oluşturacağını belirtti.
İsviçre’den Baobab Books’un kurucu yöneticisi ve editörü Sonja Matheson, pandemi sürecinde basılı kitapları dijital formatlarla yarışa sokmak istemediklerini dile getirdi. Bu süreçte kendi okurlarına da “Kitapların kıymetinin bilinmesi gerekiyor. Yazarların, illüstratörlerin, çevirmenlerin ve yayıncıların pandemi sürecinde desteğinize ihtiyacı var. Bu destek de kitapların satın alınmasıyla mümkün olacak,” mesajını açıklıkla verdiklerini anlattı.
Genç öykücüler bu kez ekran başında alkışlandı!
Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2020 Online Ödül Töreni’nde konuşan Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı editor Müren Beykan, gençlerin yazdığı yüzlerce öyküde yılın teması “çocuklukta özgürlük”ün nasıl işlendiğini paylaştı. Beykan, “Çocukların kötü koşullarda çalıştırılması, eğitim hakkından mahrum bırakılması da çeşitli öykülerde, genç yazarları isyan ettirmiş. Okuma özgürlüğünden, eğitimde fırsat eşitliğinin özgürlük demek olduğundan, eğitimde cinsiyet eşitsizliğinin kabul edilemezliğinden söz etmişler,” dedi. Ödüllendirilen ve dikkati çeken öykülerin yer alacağı Ödüllü Öyküler Kitapçığı 2020 aralık ayında yayımlanacak.
Gün boyunca yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansın tüm içeriği, Aralık’ta e-dergi Keçi’nin KIŞ 2020 sayısında yayınlanacak. Keçi e-dergi, keciedebiyat.com adresinden ücretsiz okunabiliyor. 11. Zeynep Cemali Edebiyat Günü, 2021 sonbaharında gerçekleşecek.
Mine Kazmaoğlu tarafından ilk kez Türkçeleştirilen Vladimir Tumanov’un Asılı Dağ’ın Kâhini isimli çocuk romanı Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.
![]() |
Asılı Dağ'ın Kahini, Vladimir Tumanov, Günışığı Kitaplığı |
Okumayı bırakıp son sayfayı da masaya koydu ve uzun bir süre heykel gibi öylece oturdu kaldı. Eli ayağı tutmasa da, zihni deli gibi çalışıyor, düşünceler kafasının içinde fır dönüyordu.
Yazar Tumanov, felaketin yaşanacağı saat hızla yaklaşırken okuyucuda merak ve heyecan duygularını diri tutmayı başarmış. Bir çocuğun sevdiklerini kurtarmak için atıldığı amansız mücadelenin anlatıldığı bu eseri mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Designed by OddThemes | Distributed by Blogger Template