The Most/Recent Articles

edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yazmasam Olmazdı: Aytül Akal

Yazmasam Olmazdı.  Tabii ki olmazdı. Bunu daha çocukluğumda biliyordum. O zamanlar da yazmadan duramazdım ki. 

aytül akal
Aytül Akal

Hem de annem babam ''Yazma!'' dediği hâlde.Hem de gizli gizli doldurduğum şiir defterlerimi bulup benden sakladıkları, bazen yırtıp attıkları hâlde.''Yazma!'' Yazardım, yeniden yeniden başlayarak... Neden yazmayayım? İnat da var tutku da... 

Kim durdurabilirdi? Karanlık mı? Uyumadığım fark edilir diye ışığı açamazsam, ablamın pencerenin dibindeki yatağının kenarına oturur, defterimi ay ışığının aydınlığına tutup yine yazardım; yazdım.Evdekiler görmesin diye defterimi, kalemimi bel lastiğime sıkıştırıp tuvalete girer yine yazardım; yazdım. Yazmamak bir seçenek olamazdı; olmadı.

''Yazar olmasaydınız ne olurdunuz?'' diye sorarlar ya... Bıyığım olsa altından güleceğim. Böyle bir seçenek olamazdı benim hayatımda. ''Yazar olmasaydım, yazar olurdum!''  Yazmak, böyle bir tutku işte...

AYTÜL AKAL 

09:06 Atatürk Yaşıyor Eleştiri Oklarını Üzerine Çekecek

10 Kasım 1938. Saat 9'u 6 geçiyordu. Atatürk, çenesine değen yorganı ittirip vücudunu ağır bir yükten kurtardı...

09:06 Atatürk Yaşıyor, Mehmet Ali Çatal
09:06 Atatürk Yaşıyor, Mehmet Ali Çatal
Yazar Mehmet Ali Çatal'ın daha ilk satırlarda okuyucuyu içine çeken 09:06 Atatürk Yaşıyor isimli kitabı Sözcü Kitabevi'nden alışveriş yapanlara özel ön siparişe açıldı. Yazardan imzalı kitap ulaşır ulaşmaz heyecanla okumaya başladım. Kitabın konusu kısaca şöyle;

Sirozdan mucizevi bir şekilde kurtulan Atatürk alkolü ve tütünü bırakarak çok kısa bir sürede eski sağlığına kavuşur. Sağlıklı olmadığı sürede memlekette neler olup bittiğini öğrenmesi için eski tütüncüsü yeni vitamincisi Osman'ı görevlendirir. Ertelediği memleket meselelerine daha sıkı sarılabilmek için Latife Hanım'ın görüşme isteklerini geri çeviren Atatürk, İsmet İnönü'nün kendi heykelini ve resimli para bastırma hazırlığını öğrendiğinde derin bir üzüntü duyar. Tanin Gazetesi de Atatürk'ün sağlığına kavuşmasına rağmen onu toplumun gözünden düşürme çalışmalarını sürdürmektedir. 

Yazar Mehmet Ali Çatal, diğer romanlarından çok farklı ve akıcı bir dil kullanmış.

Her Türkiye vatandaşının kendi kendisine "Acaba Atatürk ölmeseydi, ülke nasıl bir durumda olurdu?" sorusuna çok farklı bir kurguyla okuyucuya sunan Yazar Çatal, İsmet İnönü'yü bekleyen sürpriz bir sonla eleştiri oklarını üzerine çekeceğe benziyor.

Yazar Mehmet Ali Çatal'ın kitap okurları ve tarihçilerin ağır eleştiri yağmuruna tutacağını düşündüğümüz Hypatia Yayın Dağıtım'dan çıkan 09:06 Atatürk Yaşıyor isimli eseri Okuyorum.org ailesinden tam not aldı, mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Andrew Mulligan Yetişkinler İçin Yazdı: Trendeki Adam

Otuz iki dile çevrilen Çöplük'ün yazarı Andrew Mulligan'ın yetişkinlere yönelik ilk kitabı Trendeki Adam, makasların ortasında kesişen hayatların birbirlerine aslında görünmez iplerle nasıl da bağlı olduğunu gösteren, yaşamla ölüm arasında akıp giden bir yol hikâyesi.

Andrew Mulligan, TRENDEKİ ADAM, delidolu
Andrew Mulligan, Trendeki Adam, Delidolu
Kendisini yaşarken ölmüş sayan arafta kalmış bir adamın, gerçek benliği ile yüzleşmesine ve geçmişiyle hesaplaşmasına odaklanan roman, okurlarını uzun süre etkisinden kurtulmak istemeyecekleri, ahenkli bir düşsel melankoliyle baş başa bırakıyor. Bıçak sırtı bir konuyu, dramatize etmeden, incelikle öyküleştiren Mulligan, hayat ne kadar kötü görünürse görünsün doğru yolu seçmek için asla geç olmadığını hatırlatıyor. 

Michael, hayatı raydan çıkmış, yıkılmış bir adamdır. İstasyonların arasında, peronların kör noktalarında, kimsenin bakıp görmediği bar tuvaletlerinin pis zeminlerinde kalakalmıştır. Yaşlanmıştır. Evi, işi, eşi, parası ve daha fazla yaşamak için hiçbir amacı yoktur. Michael, yaşadığı her şeyin suçunu çocukluğuna ve orada yaşadığı, geleceğini mahveden bir travmaya dayandırmaktadır. Fakat kaderinin önünde daha fazla eğilmemeye de kararlıdır: Bu gidişata artık bir nokta koyacaktır. Oysa son yolculuğunu planlarken, geleceğine bambaşka bir şekil verecek, hesaba katmadığı küçük bir ayrıntıyla karşılaşacaktır: Bir sonraki treni kaçırmasına ve hayatına bambaşka bir rayda devam etmesine sebep olacak, yeni insanlara dokunabilmesini sağlayacak on iki dakikalık bir rötar...

Sevgiye giden en kestirme yol bu muydu? Kendinizi o kadar hırpalıyordunuz ki birileri size sevecen davranmak zorunda kalıyordu...

Tesadüflerin mucizesine inandıran etkileyici öyküsüyle, hayatın gerçeklerine ayna tutan Trendeki Adam, kendi sonunu ''elleriyle'' hazırlayan yalnız bir insanın içsel yolculuğunu, samimiyetle sayfalarına taşıyor.

Okuru içine çeken anlatımıyla derinlikli bir romana imza atan Andrew Mulligan, umudun hiç umulmadık yerlerde ve umulmadık zamanlarda karşımıza çıkabileceğine işaret ederek yaşamı sıkı sıkıya kucaklıyor. Dedikleri gibi, treni kaçırmak bazen hayatınızı kurtarabilir...

Sırça Köşk'ü Okuyup Anlasaydık Her Şey Başka Olurdu

Yazarın bir çok kitabını okudum ve bende yeri ayrı olan iki eseri var, "Kürk Mantolu Madonna" ve "Kuyucaklı Yusuf". "Kürk Mantolu Madonna" çok güzel bir aşk hikayesi olarak kalbimde yer eden muhteşem bir eserdir. 

Sırça Köşk, sabahattin ali
Sırça Köşk, Sabahattin Ali
"Kuyucaklı Yusuf" ise ülkenin mevki ve makam sahibi insanlarının gerçek yüzünü gösteren üzülerek okuduğum ve bu insanların artarak devam ediyor olması umuduma set çekiyor adeta.Gelelim "Sırça Köşk" kitabına, bir çok öykü ve en sonda yer alan masallar bölümüyle zengin bir içeriğe sahip. İçerisindeki bir çok öyküyü beğenerek okudum her zamanki gibi Sabahattin Ali'nin ustalıkla yazdığı diğer kitaplarından ayırmak mümkün değil. Her kitabında yer verdiği Anadolu insanından seçmeleri burada da bulacaksınız. Kah ders alacak, kah ironik dili ile gülümseyerek günümüz durumunu içiniz acıyarak anımsayacaksınız. Kitap ismini sonda yer alan masallar bölümündeki "Sırça Köşk" masalından almış ve yazarın neden bu ismi verdiğini masalı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.Bu bölümü okurken içimden geçen cümle aynen şöyleydi;

Türkiye'nin %60'lık kesimine bu masalı okutsak ve anlamalarını sağlasak her şey başka olurdu...

Bu cümle bir temenni ve bir dua olsun umuduyla... Daha güzel daha ferah bir yaşam sürmek duasıyla, en güzeline layık olan güzel ülkemin güzel insanlarına sevgilerimle... Mutlaka ama mutlaka okuyun, okutun... Kitapla ve sevgiyle kalın...

Hanife Çavdar / Okuyorum.org

Walter Mosley'in Kurmacanın Unsurları Kitabı Notos'tan Çıktı

Amerikalı usta yazar Walter Mosley’nin Bu Yıl Romanını Yazıyorsun’u tamamlayıcı bir deneme olarak tasarladığı Kurmacanın Unsurları yaratıcı yazının zihinsel ve maddi yapıtaşlarına dair bir dizi derin düşünceden oluşuyor. 

Walter Mosley, Kurmacanın Unsurları, Notos Kitap
Walter Mosley, Kurmacanın Unsurları, Notos Kitap
Roman yazma sürecindeki deneme yanılmaları, ani savrulmaları ve büyülü keşifleri yansıtan doğaçlama bir caz üslubuyla kurmacayı kurmaca yapan en temel unsurları ele alıyor. Mosley’ye göre, roman yazmanın formülleri ve reçeteleri yok; iyi bir üniversite eğitimi, yazarlık kursları ve kitapları da yazar olmanın şartları değil. Roman yazmak kendi deneyiminize kulak verip hayatı gözlemleyebilmekten, yazdıklarınıza kafa yormaktan, yazarken girdiğiniz dünyaya kendinizi verebilmekten geçiyor. Kurmacanın Unsurları yaratıcı yazının simyasına, hikâyelerin doğasına ve hayatı yorumlamanın inceliklerine dair bir meditasyon.

“Bu incelemenin konusu hikâyeyi aşan bir roman yazma umudu. Yazarın hem anlamın derinlerine daldığı hem de iyi bir olay örgüsü kurguladığı bir roman.

Romana yaklaşımım nasılsa bu denemeye de öyle yaklaştım. Bu metnin biçiminin roman yazma sürecini yansıtmasını istedim. Buradaki gibi, tökezleyerek, çırpınarak, hüsrana uğrayarak verdiğin üründe akıl ile kalp bir araya gelir – ruhu, hatta belki de romanı tanımlayan kesişim budur.”


Adam Gibi Adam Diyor ki Kitabı Hakkında

Canınız mı sıkıldı? Bu aralar pek kitap okuyamıyor musunuz? Bak işte bu kitabın size yardımcı olacağını düşünüyorum.

Adam Gibi Adam Diyor ki... Ender Haluk Derince, Gamze Elmacı
Adam Gibi Adam Diyor ki... Ender Haluk Derince, Gamze Elmacı
Atatürk'ün bu dönemde ki yaşayacağımız tehlikeleri görüp bizleri uyardığı sözler yer alıyor.Yabancı basında hakkında neler yazılmış onlar yazıyor. Yanında bulunup yaşadığı anıları yazan silah arkadaşlarının sözleri yazıyor. Öldükten sonra neler söylenmiş, kim nasıl tepki vermiş bunlar yazıyor. Bazı yerlerde tekrarlar da vardı. Arada açıp rastgele okuyabileceğiniz bir eser. Okumaya başlamadan büyük bir beklentiye de girmemeniz konusunda uyarıyorum. Acaba Atatürk hakkında daha önce duymadığım bir şeyi duyar mıyım diye de beklemeyin. Ama dediğim gibi Atatürk'ün sözleri aforizma olarak verilmesi hoşuma gitti. Canım sıkıldığında açıp ara ara okuyorum. Sevgilerle...

Kadir Şarkı / Okuyorum.org

Kim Bu Erken Kaybedenler ?

Kim bu erken kaybedenler yahu..? 13 yaşında bara gidip abisinin kız arkadaşını taciz edenler mi? Barda rahat rahat alkol sipariş verenler mi?

Erken Kaybedenler, Emrah Serbes
Erken Kaybedenler, Emrah Serbes
Ufacık yaşında öğretmenlerine asılanlar mı? Bilemiyorum ki? Ben 13 yaşında dışarıya koşa koşa oynamaya gidiyordum. Bu tarz hikâyeleri okutup kardeşlerimizin özenip kaybetmesine zaten yazar sebep olmaz mi? Biz okuyucular da kardeşlerimizden bu tarz kitapları uzak tutmalıyız.Bunu başaramazsak erken kaybetmelerinde katkımız olabilir.Bu şekilde yeraltı edebiyatı adı altında tanımlamam imkansız. Bu tarz hikâyeler ile hepimiz yeraltı edebiyatı yapalım o zaman.

Olur mu? Bence olmaz, olmamalı...

Bir kitap üzerinden yazarı yerden yere de vurmak istemem tabi ki.  Ama yanlış. Bir yazar olarak insanlara ışık olman gerekirken, mevcut ışığı söndürmektir bu. Ürperdim... Kendi çocukluğum geldi aklıma, yeğenlerim geldi... Bilmiyorum açıkçası bir çocuk erken kaybetmeye başlıyor ise en büyük sorumlular ebeveynleridir.

Hayal dünyasını yerle bir edenlerdir. Evlatlarını dinlemeyen ,dediğine kulak asmayan, dediklerini küçümseyen ebeveynlerdir. Demem o ki elini tuttuğunuz gibi evlatların hayal dünyasını da tutun.

Atatürk'ün de dediği gibi "Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." Sevgilerle...

Kadir Şarkı / Okuyorum.org