The Most/Recent Articles

Mecburiyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mecburiyet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Vatan Borcu Askerlik Bir Mecburiyet mi ?

Yazarın yazım aşamasında "Firari" olarak tasarladığı sonrasında "Mecburiyet" adını verdiği eserde, savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçan ressam Ferdinand'ın öyküsü anlatılıyor. 
MECBURİYET Stefan Zweig
Bir gün konsolosluktan gelen mektupta tekrar askere çağrıldığını, askerliğe elverişliliğinin tespitinin yapılması gerektiğini öğrenir. Ferdinand, karısına duyduğu sevgi ile vatanına borçlu olduğu sorumluluk arasında kararsız kalır. Karısının tüm uyarılarına rağmen vatanı için savaşa katılmak zorunda hisseder.Dünya vatandaşlığı düşüncesini savunan yazar Stefan Zweig, ressam Ferdinand karakteri üzerinden savaş karşıtı düşüncelerini satır satır işlemiş. Ferdinand her ne kadar “insanlığın ötesinde bir vatanı” olmadığını düşünse de bakalım “yirmi milyon insanı boğan o zinciri” kırabilecek mi? Bir oturuşta soluksuz bitireceğiniz bu kısa kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum...
MECBURİYET
Stefan Zweig
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa 50
Puan 
★★★★★
Yorumlayan İsrafil BARAN

Mecburiyet Kitap Yorumu Stefan Zweig

"Burada, barışın içinden karşı tarafa, savaşa baktığında anlamsızlığı görmüyor musun?" Zweig'in bu kısacık kitabında, okuyacaklarınız sadece kelimeler ve cümlelerden ibaret değil. Her cümlede kendimizi de sorguladığımız ve biz olsak ne yapardık soruları ile son bulan bir kitap.
Mecburiyet, stefan zweig,
Savaş dönemi askere çağrılan resim sanatçısının,ülkesi,ilkeleri,kendisi ve karısı arasındaki çıkmazların anlatıldığı kısa ve bir o kadarda dolu dolu bir eser. Askere gitmesini istemeyen bir eş ve kendisininde savaş karşıtı bir yapıda olması sebebiyle ama yinede ülkesine olan hizmetini yapma isteği de duyan,bu kararsızlıklar arasındaki mücadeleyi soluksuz okuyacaksınız.Yazar kitabın ilk satırlarından itibaren öyle cümlelerle sizleri olaya dahil ediyor ki,sanki bunları yaşayan siz olup çıkıveriyorsunuz. Ben kitaptaki karakter üzerinden bu olaya bakacak olursam,biz sıradan insanlar,sanatçı insanlarla aynı olmamız mümkün değildir, şöyle ki sanatçılar acıları görürler ve yüreklerinin ta en derinlerinde hissederler ve kitabın kahramanı gibi acıları resmederler. Hal böyle olunca savaşın dehşetini gören bir ressam aklının bir yerine öyle bir kazır ki bu resmi, acısı hep taze kalır. Belkide hiç bir zaman unutamazlar bu gördükleri acı manzaraları ve işte bu yüzden normal insanlardan daha hassastırlar. Bunlar nacizane benim düşüncelerim. Gelelim bizdeki askerlik ve vatan kelimelerinin bizim için neler ifade ettiğine. Kitabı okurken, Türklerin ilk bağımsızlık mücadelesi olarak kabul edilen, Kürşad ayaklanmasına gitti aklım. Bağımsızlık ve özgürlük kavramları daha ozamanlardan vazgeçilmez bir unsur olmuştur bizim için ve 40 kişiyle bu olayı gerçekleştiren atalarımız,sonrasında torunlarının atmış olduğu bir çok zaferle şereflenmişler. En son aklıma Çanakkale zaferi geldi ve çocuk yaştaki bir çok genç bu topraklar uğruna can verdi. Demem o ki bizde vatan demek namus demektir ve bizde evlatlar askere davul zurnalarla gönderilir. Bu vatanın evlatlarının en büyük şerefi asker olmaktır. Bizdeki asker ve vatan kelimelerini düşününce, kitaptaki karaktere kızmak istedim fakat yukarıda bahsettiğim bir kaç nedenden dolayı bunu yapamadım. 
Kısa bir kitaptan o kadar çok beslendim ki kendi adıma sizinde mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Kitapla ve sevgiyle kalın.Ve her ne olursa olsun savaşsız bir dünya tek umudum... 
Stefan Zweig 
Mecburiyet 
Türkiye iş Bankası yayınları 
Çeviri: Gülperi Sert 
Sayfa 50 
PUAN 
★★★★★ 
Yorumlayan Hanife ÇAVDAR