Edebiyatın İyileştirici Gücü Sade ve Akıcı Bir Dille Yazılmış

Ahmet Sarı'nın İnceleme türünde kaleme aldığı Ketebe Yayınları'ndan çıkan Edebiyatın İyileştirici Gücü isimli kitabı öyle kolay okunur öyle akıcı ve sadelikte yazılmış ki, hani herhangi bir gazetenin köşesinde, yazarın röportajını okuyor gibi hissedebiliyorsunuz. 

Edebiyatın İyileştirici Gücü, Ahmet Sarı, Ketebe Yayınevi
Edebiyatın İyileştirici Gücü, Ahmet Sarı, Ketebe Yayınevi

Edebiyat-Terapi Bağlamında Düşünceler alt başlıklı bir düşünceler dizisi. Kapağında "İnceleme" yazması okuru yanıltmasın. Yahut korkutmasın da diyebiliriz. Metinler öyle kolay okunur öyle akıcı ve sadelikte yazılmış ki, hani herhangi bir gazetenin köşesinde, yazarın röportajını okuyor gibi hissedebiliyorsunuz. Kitabın ana teması, şöyle ki başlıkla birebir. Edebiyat (genel olarak yazı) iyileştirir mi? Neden okuyoruz? Yazı sığınılan bir liman mı? Buna benzer birçok soru sorabiliriz kitap için.

Muhakkak her okurun okuma amacı farklıdır. Tam da galiba bu amaç noktasında tercihler de değişiyor. Popüler metinler mi, edebi metinler mi, akademik metinler mi... Her biri okurlar için belli dönemlerde öne çıkan tercihler. Kuşkusuz, basit metinlerden nitelikli edebiyata ulaşmak da zaman isteyen bir durum. Hani meşhurdur, popüler metinler cips gibidir, doyurmaz ama doymuşluk hissi verir. Nitelikli metinler ise ekmek gibidir. Kuru kuruya yemesi zordur belki fakat doyurucudur. (Neye göre nitelik? şu an konumuz dışı) Kurmaca da olsa edebiyat bambaşka bir dünya benim için. Kurmaca metinlerde gezinmek, yazının büyülü diyarında kaybolmak ve sonu gelmeyecekmiş hissi. Katharsis yahut metne eğilip kendimi görmek. Kimbilir, belki de "serin çimlerde yalınayak gezinmenin ferahlığı budur." İyi okumalar dilerim.

Mehmet Keklikçi / Okuyorum.org

Yorum Gönder