Home
Zaman Makinesı
Zaman Makinesı / H.G. Wells
Zaman Makinesı / H.G. Wells
By
Baran Yolda
•
Ağustos 29, 2020
•
edebiyat
H.G. Wells
kitap
mehmet keklikçi
oneri
Zaman Makinesı
•
Baştan söyleyeyim, kimseyi zaman makinesine bir tur bile olsa bindirmem. Şöyle ki, giden zamanında gelmiyor. 300 yıl geriye gidip orada evlenen mi dersiniz, 700 bin yıl ileri gidip orada meyve bahçesi alıp tarımla uğraşan mı. Zor bela alabildim her seferinde zaman makinemi ellerinden. Ama şunu belirteyim, merhum Wells'e saygımdan kimseye 802.701 yılından ötesine izin vermiyordum zira Wells'in zaman yolculuğu tam da bu yıla idi. Bana bu zımbırtıyı (o zamanlar zaman makinesini buraya getirince, zımbırtı diyorduk) gözüm gibi bakması şartıyla vermişti. Ben de gözüm gibi nasıl bakılır diye düşündüm ve gözüme gözlük, makineye de cam bir fanus aldım.Wells, döneminde böyle bir makineyi zaman yolcusu adında birinin icat ettiğini söylemişti ama dedikodular bu kişinin Wells olduğunu söylüyordu. Tabi kimse inanmamış çevresinde başlarda. Ne tıpçısı ne fordcusu ne tofaşçısı. Yalnız başına çıkmış zamanda yolculuğa. Yol uzun sürer demiş, tek başına da çekilmez bir de kaset çalar almış. "Vara vara vardım, Siverek'in hanına" diye yanık sesiyle söylerken İbrahim Tatlıses, vara vara varmış Morlok'ların, Eloilerin diyarına. Kamera alsaydı yanına keşke. Buradaki insanların nasıl olduğunu daha iyi görürdük ama yazdığı Zaman Makinesi kitabında, kültürünü, toplumsal yapısını gayet güzel anlatıyor. Hatta diyor ki, onları gördüğümde kendimi eski dünyaya ait vahşi bir hayvan gibi görünüyor olabilirdim. Demiş bir eve misafir gideyim, ne aile kavramı var ne de ev. Hepsi öyle rahat öyle kolaycılığa alışmışlar ki gıpta edersiniz başlarda ama bu bizim ileri nesillerimizde duyarlılık namına bir şey yokmuş. Akıntıda boğulan bir kızı mesela, kimse kurtarmak için keyfini bozmamış da, Wells bir gayret kurtarmış kızı.
Zaman Makinesi kitabı klasik bilim kurguyu andırsa da, arka planında distopik özellikler de barındırıyor. Mesela dillerini anlatırken şöyle der Wells: "Cümleleri genellikle çok basit ve iki kelimeydi." Hatırladınız mı bu soyut ve mecazlardan yoksun dili. Hani 1984 romanı vardı Orwell'in. Yeni Söylem adı verilen bir dildi. Kısa, somut ve sadece ilk anlamda kullanılan dil. Oraya evriliyor muyuz peki? Tüm duygularımızı emojilere sığdırmaya çalışmamız, belki bir şeylerin sinyali.Bu arada Zaman Makinesi şu an garantide. Madem o yok, ben de kitabını okuyup zamanda yolculuk yapayım dedim.
İyi okumalar
Mehmet Keklikçi
Yorum Gönder