Home
mehmet keklikçi
Albaya Mektup Yok / Gabriel Garcia Marquez
Albaya Mektup Yok / Gabriel Garcia Marquez
By
Baran Yolda
•
Ağustos 29, 2020
•
Albaya Mektup Yok
edebiyat
Gabriel Garcia Marquez
kitap
mehmet keklikçi
•
Eğer bizim asker eskisi, vatanı için savaşmış emekli albayımızın bir facebook adresi olsa ve sayfasına her girdiğinde ona "ne düşünüyorsun" diye sorsaydı, albayımızın tek paylaşımı bu dizeler olurdu herhalde. On beş yıl boyunca umutla beklenilen emekli aylığını, *emekliaylığımadokunma* hashtagı ile yetkililere duyurmaya çalışırdı üstelik. Marquez'in bu uzun öyküsü (yahut kısa romanı) bir bekleyişin öyküsünü anlatıyor. Şöyle roman okurluğu mazime bakıyorum da, galiba yoksulluk ve umut doğru orantılı olsa gerek. Biri artınca diğeri de artıyor. Öyle ya, umut, içinde ummayı da barındırıyor. Fakat yine de bazen umudun sönmeye başladığı, hatta tamamen küle döndüğü zamanlar oluyor. Umudu öldüren de yine yoksulluk oluyor. Yitip giden şeyler sadece eşyayla sınırlı da kalmıyor. "Kötü bir durumun en kötü yanı, bize yalan söyletmesidir." Hayat şimdiye dek icat edilmiş en güzel şey olsa bile...
Albaya Mektup Yok'ta anlatılanların ardında dönemin siyasi ve toplumsal olaylarını da okuyoruz. "Gitarın yukarısında raptiyeyle tutturulmuş bir yazı vardı: SİYASET KONUŞMAK YASAKTIR." "Yıllardır gördüğümüz ölümler arasında doğal nedenlere dayanan ilk ölüm bu."Veeee tabi ki olmazsa olmazımız, büyülü gerçekçilik! "Ben on iki yıl önce bu odada ölen kadınım" diye yanıtladı.Albaya Mektup Yok, canlı canlı çürüyen, oğulları ölen ve kendilerini 'oğullarının yetimi' olarak tanımlayan karı kocanın öyküsü...
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar...
İyi okumalar
Mehmet Keklikçi
Yorum Gönder