70’li Yıllardan Bende Kalan Sarıkamış Coşkun Karabulut

70’li Yıllardan Bende Kalan Sarıkamış Coşkun Karabulut
Bu hafta büyük bir alaka ile beklediğim kitabı, sevdiğim bir abimin sayesinde süratle edindim. Kitap benim hocam demekten onur duyduğum değerli şairimiz Coşkun Karabulut’un Biyografi niteliğinde ki anı kitabı olan “70 'li yıllardan bende kalan Sarıkamış” kitabıydı. Kitabın edebi yönünü irdelemek için kendimi henüz yeterli seviyede hissetmiyorum. Hem böyle bir şeyi de hocamın edebiyat dünyasına musallat olmuş bir karabasan olarak nitelediği “edebi ukalalık” olarak gördüğümüde belirtmek isterim. Bu sebeple değerli hocamın affına sığınarak sadece kitabın bende bıraktığı o hoş, insana kendini iyi hissettiren bir o kadar da gülümseten kısımlarından bahsetmek istiyorum. Yazmak adına tıkandığım her dönemde biyografi ve anı kitaplarına dalmışımdır. Başka insanların uğrayıp gittikleri bu dünyada neler yaşayıp neler anladıklarını merak etmişimdir. Bu konuda sıkılmadan tekrar tekrar okuduğum biyografi kitaplarının başında Paul Auster’in “Cebi Delik” kitabı gelir. Şimdi bir başka ilham kitabım olarak kalacak olan “70'li yıllardan bende kalan Sarıkamış” kitabı da defaten okuyacağım kitaplar arasına girdi. Güzel yürekli insanların ortak özelliklerinden birisi olduğunu düşündüğüm bir çok niteliği hocamın o mütevazi yaşamında kendi kelimeleri ile okumaktan büyük zevk aldım. Günümüzde yıpranmaktan astarı kalmamış cekete dönmüş olan erdem ve faziletlerimizin ne kadar kıymetli olduğunu tekrar idrak etmeme yardımcı olduğunu belirtebilirim. Ahde vefa neydi. Azim ve sebat neydi. Hepsini bir bir okudum ve hatırladım diyebilirim. Bir çoğumuz günün telaşesinden, gelecek kaygısından dolayı birlikte büyüdüğümüz insanların nerede ne yaptıklarını bilmezken hatta isimlerini bile hatırlayamazken hocam hayatına uzaktan ya da yakından, az ya da çok bir şekliyle hayatına dahil olan herkesi sanki dünmüş gibi anıyor ve onlara hayatında ki yerleri için teşekkür ediyor. Bu incelik ancak naif insanların varabileceği dünya ile pek bir işi olmayacak kadar olgunlaşmış kimselerin varabileceği yer olsa gerek. Aptal ile abdal arasında ki o ince farkı hatırlattığı için değerli hocam'a tekrar teşekkürlerimi sunarım.
Yorumlayan: Afi Can

Yorum Gönder