Karamsar filozof Arthur Schopenhauer, Edebiyat Dersleri kitabında böyle tanımlıyor şu gruptakileri:
👤 Gereksiz yere sözü uzatanlar
👤 Yanlış ek kısaltmaları yapanlar
👤 Kitabını sırf para için yazarlar
👤 İsimsiz eleştirmenlik yapanlar
👤 Düşüncesi olmamasına rağmen varmış gibi kelime oyunu yapanlar...
Schopenhauer'a göre bir kitapta ilk önemli nokta kitabın ismidir. eğer yazar kitabına yeni bir isim veremiyorsa, yeni bir içerik vermekten de acizdir. Çünkü mektup için adres neyse kitap için de isim odur. Yanlış adres mektubu yanlış yere, yanlış kitap ismi de okuru kitaptan alakasız bir yere götürür.
Yazara göre insanlara gösterilen/gösterilmek zorunda olan hoşgörü, edebiyatta gösterilmelidir. Dili özensiz kullanan, söyleyecek düşüncesi olmayan yazarların yeri bir lisenin üçüncü sınıfıdır. Edebiyat alemi değildir. Hatta özellikle gazetelerde dili yanlış kullanan yazarlardan maaş kesintisi bile talep etmektedir. Ona göre değil yasal olduğu için yasal yollarla denetim altında olmalıdır.
Ve nihayetinde bilge gibi düşünüp halk gibi konuşmak... "Ne söyleyeceksen bu dünyadan biri gibi söyle be adam!" Yazar sade üslup kullanmalı, okuyucunun emeğini, sabrını ve zamanını idareli kullanmalıdır. Zira halk türkülerinin güçlü etkisi de buradan kaynaklanmaktadır.
Schopenhauer, malumunuz veya meçhulünüz sert bir mizaca sahiptir. Dilinin ayarı pek yoktur. (Kadınlar hakkında söylediklerini araştırabilirsiniz) Şöyle seslenir dil katillerine: "Dilin üzerinden patilerinizi çekin!" Ne dersiniz bir Schopenhauer bize de lazım değil midir? Dili sadeleştiriyoruz diyerek çoraklaştıran sözde dilcilere hani. Şöyle en güzelinden bir Schopenhauer uyarısı...
Not: Schopenhauer hakkında daha çok özel yaşamını konu alan bir yazı yazacaktım fakat kitap ağır bastı. Umarım bir gün o yazıyı da yazarım.
Edebiyat Dersleri
Arthur Schopenhauer
Kafekültür Yayincilik
84 Sayfa
Mehmet Keklikçi
Yorum Gönder