Türk edebiyatının mizah ustası Aziz Nesin, bu yönünü Bir Sürgünün Anıları'nda da gösteriyor. Güldürüyor fakat yine de küçük bir soru işareti bırakıyor aklımızın bir köşesinde. Birbirinden farklı tiplerle yoldaşlık yapıyoruz Bursa sokaklarında. "Perensip" sahibi ressam, hoca, sanatçı, gazeteci... Her biriyle geçen anılarına ortak oluyoruz bir bakıma.
Kitapta anlatılanlar tamamen yaşanmış olaylar. Zaten yazar da kitabın başında bunu söylüyor bize. "Bu dizide topladığım yazılar hikaye değildir... Şimdi sürgünde geçen o acı günlerimi andıkça gülüyorum. Anlatınca da dinleyenler gülüyor. Bunları siz de gülesiniz diye yazdım."
Bursa'da bir ateş topu. Kimin elinde kalsa yakacak. Ne yapmalı o hal? En iyisi olabildigince uzak tutmalı onu. Bursa Emniyeti bu gözle bakıyor Nesin'e. Eh belalı adam nasılsa. Tanıdık tanımadık, eş dost gördükçe kaçıyor. Haliyle bir kovalamacadır başlıyor. Tabi kahkahalarınız yanınızda olsun okurken. Mesela bir tanıdığınız borç mu istedi? Veresiniz yok. Güven hiç yok. Fakat bir an zihninizden "belki" geçti. Hah iste ilk kazığı yemişsinizdir o an. Ressam ile Aziz Nesin'in dostluğu bu kazığın öyküsü. Bir de Aziz Nesin mi haklı yoksa Nazım Hikmet mi bilemedim. Nazım bir şiirinde, Saat kaç/ sekiz/demek ki akşama kadar/emniyettesiniz/çünkü teamüldendir/polis ev basmaz güpe gündüz" der. Oysa Aziz Nesin, kitabinda, polis gece vakti baskın yapmaz. Tutuklamaz. Sabahı bekler. Teamüller de böyledir, töre de böyledir, der.
Gün gelende bir vakit Aziz Nesin "Nereye Gidiyoruz" adlı broşür yüzünden tutuklanır. Sorgular, mahkemeler derken bulunur bir kanun maddesi: Yayın yoluyla millî menfaatlere aykırı eylemde bulunmak. Sonrası ise tam Nesin'lik vaka. Bu kanun maddesi yıllara muteakip "antidemokratik" bulunup kaldırılır.
Bir Sürgünün Anıları
Aziz Nesin
Bilgi Yayınevi
175 Sayfa
Yorumlayan Mehmet Keklikçi
Yorum Gönder