3 Kasım 1996 tarihinde Türkiye, Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazasıyla (!) sarsıldı.
Bu kazayı (!) diğerlerinden ne mi ayırıyordu. Siyah Mercedes karşısına bir anda çıkan kamyonun altında kalmıştı. O Mercedes'in içinde Gonca Us, Hüseyin Kocadağ, Sedat Bucak ve Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı vardı. Sadece Sedat Bucak hayatta kaldı ama o bile Türkiye'yi tatmin edecek açıklamalarda bulunmadı. Ve bu üç kişi sırlarıyla birlikte mezara kondu. Gökçen Çatlı çocukluğundan beri hayranı olduğu ve hep hasret büyüdüğü babasını anlatmak için ölümünden sonra kaleme aldığı ilk kitap Babam ÇATLI. Biz O'nu hep medyadan veya gerek karşıt görüşlü kişilerden gerekse aynı ideolojiyi paylaştığı arkadaşlarının yazılarından okuduk. Ama bence O'nu en iyi anlatabilecek kişi kızıydı. Olanları, olayları ilk ağızdan dinlemek bazen acı bazen tatlı bazen hüzünlü hisler uyandırdı bende. Hayatının yanında siyasi kimliğini ve ideolojisini de anlatan Gökçen Çatlı için her ne kadar taraflı yazmıştır diye düşünsenizde daha önce okuduğum Soner Yalçın'ın Gladyo'nun Türk Tetikçisi Çatlı kitabındaki kadar yanlı olmadığını söyleyebilirim. Soner Yalçın'ın kitabını okuduktan sonra bile Çatlı'ya olan hayranlığım azalmamışken bu kitapla daha da pekişti diyebilirim. Derin devlete meraklıysanız kızının ağzından Çatlı'yı okumak hoşunuza gidecektir.
Yorumlayan Buket Ergüven
Yorum Gönder