Hangisi daha zor. Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?

Gelelim konusuna,1933 yılında başlayıp günümüze uzanan bir köprü, Vera Ray ve Claire Aldridge isimli iki kadının hayatları... 1933 yılının Mayıs ayında karlar altında kalan Seattle şehrinde Vera Ray oğlu Daniel'ı büyütmek için gece çalışan bir kadındır. Bir sabah işten eve döndüğünde oğlunun yatağını boş bir şekilde bulur. Öte yandan bundan yıllar sonra yine aynı şehirde ve yine karlar altında muhabir Claire Aldridge patronunun isteğiyle bu doğa olayı hakkında makale yazmak zorundadır. Claire araştırmaları sırasında şu gazete küpürü ile karşılaşır: "Üç yaşındaki Daniel Ray'in 2 Mayıs sabahı Seattle'daki evinde kaybolduğu bildirildi." Çocuğunu kaybetmenin nasıl bir acı olduğunu bilen Claire'in yapmak istediği tek bir şey vardır: Vera ve küçük oğluna ne olduğunu bulmak.
Böğürtlen Kışı bir annenin çocuğu için neler yapabileceğini anlatan, umudun ve umutsuzluğun karakterler aracılığıyla neredeyse hissedilebilir hale geldiği bir kitap.Yazarın en belirgin yanı zamanda yolculuk yapar gibi yazması,yıllar öncesine götürüp bir anda kendinizi şimdiki zamanda bulmanız mümkün. Aşkın, hüznün, anneliğin, acının da acısının yaşandığı iç burkan bir kitap.Konusuyla ilgili çok fazla bilgi vermek istemiyorum heyecanınız taze kalsın ve kendiniz okuyup yaşayın. Keyifli okumalar...
Sarah JİO
Böğürtlen Kışı
Arkadya yayınları
Çeviri:Duygu Parsadan
Sayfa 355
Puan
★★★★★
Yorumlayan Hanife ÇAVDAR
Yorum Gönder