Suç Ve Ceza Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

kÜnlü, Rus Roman yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 1821 yılında Moskovada doğmuştur. Annesini çok küçük yaşlarda kaybetmiş olması, eserlerine de yansımıştır.
Suç Ve Ceza Fyodor Mihayloviç DostoyevskiYazdıklarıyla Çar II. Aleksandrı bile etkilemeyi başardı. Yapıtlarının ses getirmesine rağmen, Dostoyevski hayatını yönlendirecek parayı elde edememişti. Bundan sonra özel yaşamında büyük sıkıntılar yaşamaya başladı, sürgünden sonra sara nöbetlerinden de ve diğer hastalıklarından bir türlü kurtulamamıştı ancak bu dönem, onun Karamazov Kardeşler, Ecinniler, Suç ve Ceza gibi en ünlü eserlerini kaleme aldığı dönem oldu. 28 Ocak 1881’de bir kanama sonucu hayata gözlerini yumduğu gün ise, Rusya, bu eski mahkum için inanılmaz bir cenaze töreni düzenledi. Psikolojik tahlilleri ile de gönülleri fethetmiş olan bir üstad’ın değeri belki de ölümünden sonra anlaşıldı.Ayrıca Tolstoy Dostoyevski'nin ölüm haberini aldıktan sonra, Rus düşünür ve edebiyat eleştirmeni Nikolay Strahov'a yolladığı mektupta da şöyle yazar: "Onu bir kez olsun görmedim ve onunla hiç konuşmadım ama şimdi ölünce, birden anladım ki, Dostoyevski bana en yakın, en kıymetli, en gerekli insanmış… "Ne güzel demiş ama Yaşar Kemal: "Dostoyevski namında bir Rus'un bir kitabını okudumdu; içinde vücutları ve kalpleri ağrıyanlar benim kanımdan, dinimden, dilimden değildiler. Bir zaman o Rus'un görüp de sevdiğim ve acıdığım o insanlara kendi milletimden daha yakınım.. Kitap yayınladıktan sonra savcı, Dostoyevski hakkında dava açmış. Gerekçesi ise: " Bir caninin ruhsal durumunu bu kadar gerçekçi ve ayrıntılı anlatan bir kişinin geçmişinde kesinlikle bir cinayet saklıdır. " olmuştur. "Ruh çözümlemelerini en iyi şekilde bize yansıtan büyük usta.Sanki.O kadar güzel şekilde anlatıyor ki insan kendinden şüphe ediyor Kahramanımız Bir üniversite öğrencisi ancak yoksulluk peşini bırakmamış ki okulunu dahi bırakmak zorunda kalmış.Hepimizin yüreğinde bir katilden ziyade tuhaf şekilde kahraman olan Raskolnikov, roman boyunca bizlere işlediği suçun psikolojik yönüyle onun dayanılmaz ahlâki boyutunu anlatmaya çalışır.Tasarladığı cinayeti işleyerek bütün topluma yalnızca süper insanların idealleri uğruna toplumsal bütün kuralları çiğneme yetkisi olmadığını, sıradan insanların da kuralları çiğneme yetkisinin bulunduğunu ispat edecekti. Napolyon gibi süper insan olup gerektiğinde kuraları çiğneme yoluyla toplumu değiştirebildiğini kanıtlamaya çalışmıştır. Tam bu noktada romanın kıvrak zekası bizlere Freud'un id, ego ve süper ego kavramlarını da aynı kıvrak üslupla sunar: Roskolnikov’ un idi, ona tefeci kadını öldürmesini ve parasını çalmasını emreder. Bu eylemin muhakemesi ego sürecinde olur ve süper egosu Roskolnikov’u suçluluk duyguları içerisinde kıvrandırır. İlginçtir, kusursuzdur ve kıymetlidir ki Dostoyevski'nin Raskolnikov'u bunca zeki tasarının sonucunda süper insanların diledikleri zaman kuralları çiğneyenler değil, tıpkı romanın geçtiği Petersburg'un olabildiğince yoksul fakat bütün yoksunluklarına rağmen ahlâki zarureti sımsıkı kavrayıp yaşamayı becermenin yanında zulmün türlüsüne karşı şedit nefreti taşıyan insanlar olduklarını ilan eder. Bu kabul, romanda Raskolnikov'un bütün roman boyunca uğruna savaş verdiği Sonya ile resmedilir. Aynı şekilde bütün yoksul fakat ahlâklılara karşı diğer varsıl fakat ahlâk yoksunu güruhu bir araya getiren de Dostoyevski'nin ısrarla vurguladığı dönemin sınıfsal farklılıklarıdır. Kendisini halksal öze o kadar ait hissetmiştir ki, Dostoyevski'nin şahsiyetini temsil eden Raskolnikov, gerçek yaşamda da Dostoyevski'nin oturduğu evin yalnızca birkaç ev ötesinde resmedilip sunulmuştur. Dostoyevski bizim hem iyi hem kötü olduğumuzu çırılçıplak bir biçimde gösterdi. Bir çok kez okuduğum bir kitap ve bir çok kez defa okumaya devam edeceğim.
SUÇ VE CEZA 
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski 
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 
687 Sayfa 
Puan
★★★★★
 Yorumlayan Kadir Şarkı

Yorum Gönder