Madenci Fotokitap Hakkında Söyleşi

Fotoğraf Sanatçıları da muhabirler gibi başkaları için bakar fotoğraf makinesinin vizöründen. 
Hayata ve çeşitli kombinasyonları kendine has kuralları barındıran bir dil kullanır. Fotoğraf sanatçısı karesi içine aldığı anı ölümsüzleştirerek yarınlara miras bırakır. Ölümsüzleştirilen anılar birbirinden farklı konuları içerebilir.
Yunus Topal son çalışmasında, alın terlerine kömür karası bulaşmış yaşamları işlemiş. Çalışması için gerekli bürokrasi ve izinleri tamamladıktan sonra, yer altının farklı derinliklerinde madencilerin çalışmalarına tanıklık etmiş. Topal, Zonguldak Karadon’da madencilerin doğal çalışma ortamlarında çektiği fotoğrafları “Alın terine kömür karası değmiş yaşamlar MADENCİ ismiyle kitaplaştırarak, bu tüm madencilere ve yakınlarına armağan ediyor.

Yunus Topal, 1980 yılında Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde doğdu. Öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. 2002 yılından beri Ankara’da yaşıyor.
Yunus Topal ile Nevşehir’de, Kapadokya Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği(KAFSİD)'nin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü nedeniyle düzenlediği bir etkinlikte tanışıyoruz.

Fotoğraf sanatıyla ne zaman, nasıl tanıştınız?

Fotoğraf sanatıyla bir iddia sonucu kazandığım fotoğraf makinesiyle çocuk yaşta tanıştım. Fotoğraf Sanatı Kurumu’nun düzenlediği Ankara Fotoğraf Günlerine Diyarbakır’dan izleyici olarak katılmamla fotoğraf bir tutkuya dönüştü.
Çalışmanız için Madencileri ile birlikte yer altının farklı derinliklerine indiğinizi söylediniz. İzlenimlerinizi anlatır mısınız?
Yer altında madenciler ile birlikte bulunduğum sırada onların çalışmalarına tanıklık ettim, hatta onların dostluklarını, ekmeklerini yine yer altında paylaştım. Saatler süren yorucu vardiya sonunda madenciler ile birlikte yeryüzüne çıkarken, bir sonraki vardiya için yer altına inmeye hazırlanmış emekçileri bizi ocak başında beklerken buldum. Gözlerimi yaşartan bir seramoni ile helalleşip kucaklaşan emekçilerin geçmiş olsun madenci diyerek selamladıkları, çıkanlarında Allah Kolaylık versin, uğurlar ola madenci” sözlerini duyduğumda çok duygulandım.

Çektiğiniz fotoğraflardaki yüzlerin hiçbirisi mutlu değil. Madenciler mutlu değil mi?
Evet haklısınız. Madenci olup  yüzü gülen insan çok az. Çünkü o bölgede çalışan herkesin bir yakını göçük altında kalarak hayatını kaybetmiş.Çalışmalarım sırasında  ilerlemiş yaşına rağmen hala çalışan bir madenci ile karşılaştım.Neden hala çalıştığını sordum. Kızını evlendirmek için kredi çekmiş, Krediyi ödeyebilmek için madende çalışmaya devam ediyor. En usta madenci yaklaşık 900 lira maaş alıyor.O bölgenin insanlarının madencilikten başka bir seçeneği yok.
Ülkemizde ölüm riski oldukça yüksek olan madencilik mesleğini seçmiş kişilerin yakınları, çocukları da gelecekte bu mesleği yapmayı düşünüyor mu?
Madencilik bir aile mesleği. Geçtiğimiz aylarda Zonguldak’ta Karadon kuyusunda göçük olmuş 28 madencimiz hayatını yitirmişti. Umutla yakınlarının kurtarılmasını bekleyen madenci yakınları ile sohbet etmeye çalıştım. Bu sohbet esnasında göçükte abisi ve 4 yakını olan bir genç “Ağabeymin yerine beni işe alsalar kabul ederim” dedi.
Sizi böyle bir çalışma yapmaya yönlendiren sebep neydi?
Böyle bir çalışma yapmayı bir borç bildim. Karadon kuyusu’nda meydana gelen göçük sonrası kurtarma çalışmaları sırasındada oradaydım.
Yunus Topal böyle bir çalışma yapmayı kendisine borç bildiğini söylüyor. Topal’ın madencilerin doğal çalışma ortamında ve Karadon’da meydana gelen göçük sonrası  çektiği fotoğrafları, yaptığı sunumu izledikten sonra, gözleri yaşam dolu yüzleri buruk insanların çektikleri sıkıntıları siz okuyuculara bildirmeyi bende kendime bir borç biliyor ve hayatı ellerinin nasırları,alınlarının terleriyle yaşanılır kılan emekçi madencilerimizi fotoğraf kareleri ile ölümsüzleştiren Yunus Topal’a bu anlamlı çalışmasında dolayı teşekkür ediyorum.

Yorum Gönder